Brüksel’de olağan dışı günler yaşanıyor.. Kırmızı alarm verildi.. Halkın evden çıkmaması, kalabalık yerlere gitmemesi istendi.. Metro kapatıldı, tramvay seferleri durduruldu, sinemalar, tiyatrolar kapalı.. Konserler iptal.. Kafeler boş..
Neden?
İslam adına savaştığını söyleyen gözü dönmüşler yüzünden..
Sadece Belçika’da değil..
İngiltere’de de, Almanya’da da, İtalya’da da terör alarmı verildi.. Fransa’da olağanüstü hal ilan edildi..
***
İçim cız etti.. Bu acıklı durum karşısında..
Avrupa’yı tehdit edenler, Ortadoğu’dan, Afganistan’dan, Pakistan’dan gitmedi, o topraklarda yetişti diyerek
Geçen haftaya damgasını vuran en önemli olaydı..
Dehşet verici protestoydu..
Protesto-cular,terörü protesto edenleri protesto ediyordu..
Protesto-cular,terör saldırısında ölenlerin anılmasını protesto ediyordu..
Protestocular,tekbir getirerek IŞİD saldırılarına destek veriyordu..
Kanımız dondu!..
Çok büyük olaydı..
***
Gazetelerde yer alan haberlere bakılırsa Cumhurbaşkanı ile Başbakan belli isimler üzerinde anlaşamıyormuş..
Bu sebeple kabine pazartesiye kalmış..
Cumhur-başkanı’nın bazı isimlere çekincesi varmış..
Başbakan, bazı isimlerle çalışmak istemiyormuş..
Sıkıntılı bi durum varmış..
Doğru mu?
Doğru..
Haber, ‘
64. hükümetin eli kulağında.. Kabine bugün, bilemedin yarın açıklanacak..
Merak edilen iki konu var..
Birincisi,ekonomi kime teslim edilecek?
İkincisi,Köşk-Saray dengesi nasıl kurulacak?
***
Ekonomi patronluğunun önemi şurda..
İki ayrı görüş var.. Biri faiz sebeptir,öteki faiz sonuçtur diyor..
Sebep diyen mi direksiyona oturacak, sonuç diyen mi?
Başbakan AKP milletvekil-lerine demiş ki..
‘Eğer bir parti görevlisi, görev aldıktan sonra evini, arabasını, yaşam tarzını değiştiriyorsa ben o adamı partiye sokmam’
Burası önemli değil..
Eğer siyasetçi avanta için bu işe soyunmuşsa kılıfını hazırlamıştır..
Heybesini doldurana kadar evini, arabasını, yaşam tarzını değiştirmez.. Yükünü doldurunca da parti umurunda olmaz..
***
Başbakan’ın sözünün şurası önemli..
Demiş ki;
İslam dünyası, 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün deyimiyle Ortaçağ’ı yaşıyor..
Bu sebeple şiddetin her türlüsü, ölümün envai çeşidi eksik olmuyor.. Sakin bir gün yok..
Hep kan var..
Hep gözyaşı var..
Hıristiyan dünyası Ortaçağ’da ne yaşamışsa İslam dünyası da aynısını yaşıyor..
Çoğunlukla kendiyle savaşıyor..
Müslüman, Müslüman’ı gırtlaklıyor..
Mezhebi nedeniyle
Okur aradı..
‘Yeni parti demişsin. 1 Kasım’ın mesajı demişsin. En az 4 milyon seçmen partisini arıyor demişsin..’
Dedim..
‘Yemezler, kimse bu oyuna gelmez..’
Ne oyunu?
‘Parti kurma oyunu..’
Oyun değil, gerçek.. Sandığı iyi okursan bu sonuç çıkıyor..
1 Kasım’da sandıktan çıkan mesajlardan biri de; yeni parti talebidir..
Yeni bir partiye olan ihtiyaçtır..
Peş peşe yapılan iki seçimde seçmen davranışları incelendiğinde net biçimde görülüyor.
Hatırı sayılır sayıdaki seçmen oyunu kerhen atıyor..
Hatırı sayılır sayıdaki seçmen mutlu değil..
Hatırı sayılır sayıdaki seçmen yeni bir parti istiyor..
***
İktidardaki partinin halinden, hareketlerinden, kararlarından, söylemlerinden hoşnut olmayan seçmen oyunu çekti..