İslam dünyası, 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün deyimiyle Ortaçağ’ı yaşıyor..
Bu sebeple şiddetin her türlüsü, ölümün envai çeşidi eksik olmuyor.. Sakin bir gün yok..
Hep kan var..
Hep gözyaşı var..
Hıristiyan dünyası Ortaçağ’da ne yaşamışsa İslam dünyası da aynısını yaşıyor..
Çoğunlukla kendiyle savaşıyor..
Müslüman, Müslüman’ı gırtlaklıyor..
Mezhebi nedeniyle gırtlaklıyor..
İslam’ı kendi gibi yaşamadığı için gırtlaklıyor..
İktidar kavgası nedeniyle gırtlaklıyor..
Bu coğrafyada en kolay iş bu.. Öldürmek..
***
Çünkü insanlar cahil.. Çünkü insanlar bağnaz..
Yeni bi durum değil, 11. yüzyıldan beri böyle.. Mutlak iktidar, mutlak itaat uğruna İslam’ın altın çağına son verildi.. Ortaçağ karanlığına atıldı..
21. yüzyıla geldik, İslam dünyası hâlâ Ortaçağ karanlığında..
Çünkü..
Hâlâ mutlak iktidar isteniyor, hâlâ mutlak itaat aranıyor..
Yüzyıllardır en küçük bir değişiklik yok..
***
Bu hal Batı’nın da işine gelmiş.. Bölmüş parçalamış, birbirine düşürmüş, yönetmiş..
Hâlâ yönetiyor ama eskisi gibi değil..
Eskiden çatışmalar lokaldi, şimdiküresel..
Eskiden Ortadoğu çok uzaktı, şimdi çok yakın.. Dünyanın her yerine çok yakın..
Eskiden temas azdı, şimdi çoğu yerde iç içe yaşanıyor..
***
Ortadoğu’da doğan, güçlenen bir örgüt, İslam adına şiddete başvuruyorsa artık Ortadoğu’da kalmıyor.. Terörü anında ihraç ediyor..
Paris korkutucu..
Ama şaşırtıcı değil..
***
‘Onlar Müslüman değil, o gözü dönmüş katillerin dinle falan ilgileri yok’demek sorunu çözmüyor..
Adam İslam adına canlı bomba oluyor..
Adam İslam uğruna onlarca kişiyi öldürüyor..
İslam dünyası kafasını değiştirmedikçe, bilime, bilgiye kapılarını açmadıkça, El Kaide gider IŞİD gelir, IŞİD gider bir başkası gelir..
Cihatçılarla baş etmek zor
Örgütünün adı önemli değil.. Hangi milletten olduğu da, hangi ülkenin vatandaşı sayıldığı da önemli değil..
Arap olabilir, Çeçen olabilir, Afgan olabilir, Türk olabilir, Fransız olabilir, Belçikalı olabilir..
Önemli değil..
Önemli olan cihatçı olup olmadığıdır..
Eğer cihatçıysa baş etmek zordur..
***
Neden mi?
Cihatçı bedenini ortaya koyuyor, karşısındakini yok etmek için önce kendini öldürüyor..
Başkalarını öldürüp hayatta kalmaya uğraşmıyor.. Vücudunu silahlaştırıyor..
Bunu büyük bir inançla yapıyor..
Din adına yapıyor..
Allah için savaştığına inanıyor..
Bu uğurda ölürse gözlerini cennette açacağına emin..O hayatı özlüyor, bir an önce bu hayatı bırakıp o hayata geçmek istiyor..
Gönüllü canlı bomba oluyor..
Bu sebeple baş etmek zor..
ABD Bush döneminde farklı politika izledi.. Obama yönetiminde farklı politika izliyor..
Taban tabana zıt diyebiliriz..
Ortak yanları şu; İkisi de başarısız.. İkisi de iflas etti..
***
Bush terör yuvası gördüğü toprakları kurutmak için askeri yöntemlere başvurdu..
Afganistan’a müdahale etti..
El Kaide’yi korumakla suçladığı, terör devleti ilan ettiği Irak’a bomba yağdırdı, Asker yolladı.. Saddam’ı devirdi..
Irak’a da, Afganistan’a da çekidüzen vereceğini zannetti..
Oralarda yeni düzen kuracağını düşündü..
Tam tersi oldu.. Mezhep çekişmeleri körüklendi..
Özeti şu; baskıyla da olsa, demir balyozla da olsa, onları bir arada tutan bir güç vardı.. O güç yok olunca birbirlerine girdiler..
13 yıl oldu.. Bombanın patlamadığı gün yok gibi..
ABD çekip gitti, Irak’ın hali ortada..
***
Suriye dış müdahaleyle değil ama dış yardımla da olsa içinden patladı..
Bush gitmiş, Obama gelmişti..
Mezhep savaşı başlayınca, ‘Birbirlerini yesinler, kim kazanırsa onunla temas kurarız’politikası izledi..
İlgi göstermedi..
Sanki.. Çatışma o topraklarda kaldığı, bombalar o topraklarda patladığı sürece ABD için sorun yoktu..
***
(Bu arada.. Suriye’ye giren çıkan belli değildi, girene çıkana da bakılmadı.. Suriye’ye giden cihatçılar önemsenmedi.. Orada kalırlar zannedildi.. En büyük hata buydu..)
***
Terör örgütü terör devletine dönüşünce biz dahil herkesin zilleri çaldı..
Bombaların Ankara üzerinden, Beyrut üzerinden Paris’e uzanması bir günde olmadı..
Yılların birikimidir..