Dün gün boyu yolda çevirip çevirip sordular..
Sordukları şu..
‘Cumhur-başkanı hükümeti kurma görevini neden Kılıçdaroğlu’na vermiyor?’
Ben ne bileyim dedim..
Belki de ya kurarsa diye vermiyordur.. Ne olur ne olmaz!..
Beştepe yüzdü yüzdü kuyruğuna geldi.. Hakikaten ya kurarsa..
Davutoğlu’na hükümeti kurma görevini verdi.. O da kurabilirdi..
Kuramazdı..
Çok değil bir hafta önce durum ‘90’lı yıllardan daha beter’ demiştim..
Maalesef beter!..
Ülke yangın yeri ifadesi bile hafif kalıyor..
Cizre’de, Silopi’de, Şırnak’ta, Lice’de, Siirt’te, Diyarbakır’da..
Hemen hemen her yerde çatışma var.. İç savaş gibi.. Mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev..
Militanlar hendek kazıyor..
Devasa barikatlar kuruyor..
Güneydoğu’da iş; o sokak benim, bu sokak devletin haline gelmiş..
Tamam, hükümeti kurma görevinin Kılıçdaroğlu’na verilip verilmeyeceği önemli mesele..
Demokrasi meselesi..
Tamam, seçime gideceksen nasıl gideceğimiz hayati mesele..
Güvenlik meselesi.. Huzur meselesi..
Ama Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir demesi, kendini başkan ilan etmesi de de büyük mesele.. Rejim meselesi..
De facto başkanlıkla karşı karşıyayız..
CHP lideri tavrını koydu.. MHP lideri tavrını koydu.. HDP lideri tavrını koydu..
Üçü de fiili durumun sivil darbe anlamına geleceğini
Davutoğlu’nun Bahçeli ile yaptığı görüşmeden de sonuç çıkmadı..
MHP dört formülü de teklif dahi edilmeden kafadan reddetmiş..
Nedir bunlar?
AKP-MHP koalisyonu, seçim hükümeti, AKP azınlık hükümeti, erken seçim kararına destek..
Davutoğlu toplantıdan sonra ‘Zihnimde 9 opsiyon vardı’ dedi.. Dördünün bunlar olduğunu söyledi..
Geriye beş formül kalıyor..
Biri malum.. Anayasal zorunluluk.. Cumhurbaşkanı’nın seçim hükümeti kurarak ülkeyi sandığa götürmesi..
Dokuzuncu formül.. Son şık..
Cumhurbaşkanı peş peşe iki önemli çıkış yaptı..
Birincisi koalisyona yönelikti.. Davutoğlu’nu kastederek ; ‘herhalde intihar edecek hali’ yok dedi..
Koalisyonun önünü kesti..
İkincisi sistemi işaret ediyordu.. Cumhurbaşkanı yönetim yapısının değiştiğini açıkladı.. Anlamı ne?
Dün de yazdım.. Kendi kendini ‘Başkan’ ilan etti.. Anayasa aykırı!.. Hukuka aykırı!.. Tavrı şu: Anayasa’yı bana uydurun..
Dikkat edin.. Cumhurbaşkanı ‘rejim değişti’ çıkışını..
Koalisyon ihtimalleri sıfıra indikten sonra..
Yetkilerin Cumhurbaşkanı’na geçmesine bir hafta kala..
Rize konuşmasının özeti budur..
Cumhurbaşkanı çok tartışılacak konuşmasında bundan sonra nasıl
davranacağına dair önemli mesajlar verdi..
Nasıl davranacak?
Bugüne kadar nasıl
davrandıysa öyle
davranacakmış..
Seçimden önceki gibi..
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir derler ya.. Kasımda erken seçim olacağı 7 Haziran akşamı belliydi..
Niye mi?
Beştepe.. Saray..
Cumhurbaşkanı daha ilk değerlendirmesinde (Deniz Baykal’la yaptığı özel görüşmede) erken seçimin şart olduğunu ifade etmişti..
Fikrini hiç değiştirmedi..
İnce ayarlarla, küçük baskılarla, kamuoyunu hazırlayan demeçlerle seçimin kilometre taşlarını döşedi..
Kimse, Cumhurbaşkanı’na rağmen AKP- CHP koalisyonu kurulmasını beklemiyordu..
Beklenmeyen oldu..
Terörle mücadele için..
Çözüm sürecine yeni formatla devam etmek için..
Silahların bırakılması için..
Ekonomideki durgunluğun aşılması için..
Kutuplaşmanın son bulması için..
Adam gibi eğitim sistemine kovuşmak için..
Sivil anayasa için..
Baraj denen siyaset bariyerinin ortadan kalkması için..