Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tamam, hükümeti kurma görevinin Kılıçdaroğlu’na verilip verilmeyeceği önemli mesele..

Demokrasi meselesi..

Tamam, seçime gideceksen nasıl gideceğimiz hayati mesele..

Güvenlik meselesi.. Huzur meselesi..

Ama Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir demesi, kendini başkan ilan etmesi de de büyük mesele.. Rejim meselesi..

De facto başkanlıkla karşı karşıyayız..

CHP lideri tavrını koydu.. MHP lideri tavrını koydu.. HDP lideri tavrını koydu..

Üçü de fiili durumun sivil darbe anlamına geleceğini

Haberin Devamı

iddia etti..

AKP lideri sessiz, suskun..

Ne oluyor, ne bitiyor bu çıkışın anlamı ne derseniz?

Şu: Cumhurbaşkanı strateji değiştirdi..

Şöyle ki..

Cumhurbaşkanı, 7 Haziran’a kadar bu sistemin çift başlı olduğunu, patinaj yaptığını, değiştirilmesi gerektiğini, başkanlık sistemine geçmemiz gerektiğini savunuyordu..

Meydanlara çıkmasının en önemli gerekçesi buydu..

Başkanlık sisteminin önemini halka anlatmak.. Başkanlık sistemine köprü olacak partiye oy istemek..

Sandıktan Anayasa’yı değiştirecek milletvekili çıkarmak..

Anayasa değişikliğinin olmayacağı anlaşılınca.. Başkanlık sistemine sandıktan onay çıkmayınca..

Başkanlık sistemine geçilmesini isteyen Cumhurbaşkanı strateji değiştirdi, başkanlık sistemine geçildiğini iddia etmeye başladı..

Anayasa’da yeri yoksa, hukuki çerçevesi yoksa bu benim sorunum değil demeye getirdi..

Dönelim AKP’ye.. AKP’liler ne diyor?

Mesela Davutoğlu?

Seçimden sonra TRT’deki konuşmasında, sistemin değişmediğini söylemişti.. Taşların yerine oturması lazım demişti..

Ne demek taşların yerine oturması?

Cumhurbaşkanı’nın başkan gibi davranmaktan vazgeçmesi demek..

Cumhurbaşkanı’nın cumhurbaşkanı gibi olması demek..

Ülkeyi başbakanın yönetmesi demek..

Davutoğlu konuşmasında; halkın başkanlık sistemini uygun bulmadığını, yetki vermediğini de itiraf etmişti..

Merak edilen şu.. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı’nın bu stratejik hamlesinden sonra fikir değiştirdi mi?

De facto durumu kabul ediyor mu?

Davutoğlu iyi top çevirdi

Hakkını yemeyelim, bu işlerde ustaymış.. Topu ayağına aldı, bir sağa gitti, bir sola gitti..
Solda epey oyalandı.. Topu taç çizgisine taşıdı.. İleri geri hamleler yaptı..
Sonra aniden sağa çark etti..
Topu bir süre de o bölgede gezdirdi, ayağında sektirdi..
40 günü doldurdu..
*
İstikşafi mistikşafi derken sayılı günler geçip gitti, yumurta kapıya dayandı.. Pazar günü süre dolacak.. Ülkeyi seçime götürme yetkisi Cumhurbaşkanı’na geçecek.. Cumhurbaşkanı süreyi esnetmeyeceğini söyledi..
Saray, seçim hükümeti çalışmasına başlamış bile..
Kabul edelim.. Davutoğlu bu yaz sıcağında iyi top çevirdi..
Bahçeli’ye soru..
Ülkenin içinde bulunduğu kargaşalı, karambollü ortamı sormayacağım..
Güneydoğu’daki savaş ortamına da girmeyeceğim..
Ankara sınırları dışına çıkmayacağım..
*
Cumhurbaşkanı, yönetim şeklinin değiştiğini söyledi; fiilen başkan olduğunu ilan etti..
Yürütmenin başı da..
Yasamanın başı da sessiz kaldı..
Bahçeli’ye sorum şu..
Meclis Başkanı muhalefetten bir isim olsaydı; daha açık söyleyeyim, son tura kalan Baykal MHP desteğiyle seçilseydi..
Cevap vermez miydi?
Rejimi savunmaz mıydı?
Cumhurbaşkanı fiili durumu bu kadar rahat
ilan edebilir miydi?
*
Cumhurbaşkanı seçim hükümeti kurup iki ay içinde ülkeyi sandığa götürme kararında..
Yasamanın başı nerede!..
Muhalefetten bir isim, yani CHP adayı olsaydı durum farklı olmaz mıydı?