Davutoğlu’nun Bahçeli ile yaptığı görüşmeden de sonuç çıkmadı..
MHP dört formülü de teklif dahi edilmeden kafadan reddetmiş..
Nedir bunlar?
AKP-MHP koalisyonu, seçim hükümeti, AKP azınlık hükümeti, erken seçim kararına destek..
Davutoğlu toplantıdan sonra ‘Zihnimde 9 opsiyon vardı’ dedi.. Dördünün bunlar olduğunu söyledi..
Geriye beş formül kalıyor..
Biri malum.. Anayasal zorunluluk.. Cumhurbaşkanı’nın seçim hükümeti kurarak ülkeyi sandığa götürmesi..
Dokuzuncu formül.. Son şık..
Diğer dördü ne?
MHP’ye yaptığı dört öneriyi CHP’ye de yapmış olması lazım ki dokuz olsun..
Yani, CHP’ye koalisyon kurmak, seçim hükümeti kurmak, AKP azınlık hükümetine destek, erken seçim kararına katılma önerilerini götürmüş olmalı..
Ama bir dakika.. Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’na dört öneri yapmadı.. Zihnindeki opsiyonlardan birini telaffuz etmedi..
Ne o?
AKP-CHP koalisyonu..
Oysa Davutoğlu’nun kafasındaki dokuz opsiyondan biri bu olmalı..
Sekizinci formül..
Demek ki; biri bir yerlere takılmış..
Demek ki; formüllerden birinin üstü çizilmiş..
Cumhurbaşkanı ‘Herhalde intihar edecek hali yok’ dediğine göre!
Ha, şu da olabilir..
CHP’yle koalisyon formüllerden biri dahi değildi.. Davutoğlu’nun dokuz opsiyonunun içinde yoktu..
Yoksa, 30 saat süren istikşafi görüşmeler neden yapıldı..
Yoksa, Davutoğlu, Kılıçdaroğlu ile altı saat neden görüştü..
Formüller arasında varsa; neden teklif etmedi.. Gündeme getirmedi.. Müzakereye açmadı..
Başkan olmadan kaos bitmeyecek!
İki gündür Saray’ın bakışını anlatmaya çalışıyorum..
Türkiye’nin yönetim yapısı değişti diyen Cumhurbaşkanı’nın bakışı şu:
Ben değişmem, şikâyet eden Anayasa’yı değiştirsin..
Ben Anayasa’ya uymam, Anayasa bana uysun..
Bir adım daha ötesi..
Saray çevresi üste çıkmaya çalışarak; bugünkü kaos ortamından muhalefeti sorumlu tutuyor..
Anayasa’yla örtüşmeyen fiili durumun devam edeceği mesajını veriyor..
*
Sağlık Bakanı da dün bu konuya değindi.. ‘10 Ağustos’ta cumhurbaşkanı yerine başkan seçmiş olsaydık Türkiye bugün bu kaosu yaşamayacaktı’ dedi..
Yani..
Başkan olmadığı halde başkan gibi davranan değil..
Rejimi değiştirip başkanlık modelini kabul etmeyen sorumlu..
*
Başkanlık sistemine geçilmeyeceği ortada.. Bu durumda Bakan’a göre; yönetimde kaos sürecek.
‘Paralel’de mazeret yok
Diyanet İşleri Başkanı ucu nereye giderse gitsin diye mi söyledi..
Ucunun nereye gideceğini hesap etmeden mi söyledi..
Bilemem..
Ama paralel yapı konusunda hükümeti de sorumlu tuttu.. Cumhurbaşkanı’nı da işaret etti..
Nasıl mı yaptı?
Şöyle..
Müftülere paralel yapıyı anlatırken, sözü hâlâ destek verenlere getirdi ve dedi ki; ‘Yanlış bilgi ve belgelerle kandırılmış olmak da bu konuda mazeret teşkil etmez.’
Paralel dedikleri yapıya kol kanat geren kim?
O görevlere getiren, yücelten..
Altlarına zırhlı araç çeken.. Kahraman ilan eden..
Hükümet..
Dönemin başbakanı..
*
Bugün; ‘Yaptıklarının hesabını verecekler’ diyenlere; kol kola girdikleri günler hatırlatıldığında..
Peş peşe çöken büyük davalar sorulduğunda..
‘Kandırılmışız’ demişlerdi..
Sahte belgelerle, bilgilerle aldatmışlar..
*
Ne diyor Diyanet İşleri Başkanı?
Mazeret değil..
Niye?
Başkan’a göre ‘Hepimiz bu bilgileri araştırmak ve işin aslını öğrenmek mecburiyetindeyiz.’
Çıkan sonuç şu..
Hele hele iktidar gücünü elinde tutanların ‘kandırıldık’ mazeretine sığınma hakkı hiç yok..
Yani.. Paralelden hükümet de sorumlu!..