Sanat için bir buçuk milyar!

7 Temmuz 2020

Maalesef konu İngiltere’de geçiyor. Türkiye’de geçmesini isterdim ama bizim ülkemizde kimsenin önceliği kültür sanat değil.

Önceki gün Britanya finans bakanı Rishi Sunak yeni bir destek paketi açıkladı. Bu paket, salgın dolayısıyla ekonomik sıkıntı yaşayan sektörlere verilen desteğin yeni bir adımı.

İlk paket küçük esnaf ve işçilere gelmişti. İşini kaybedenlere aylık 2500 pound’a kadar destek. İşi karantinadan dolayı riskli hale gelen küçük işletmelere de belli ölçülerde ve şartlara göre destek. Buna İngiltere’deki Türkleri yakında ilgilendiren Ankara Anlaşması da dahildi. İngiltere’de iş kuran Türkler krizde destek alabildiler.

Şimdi sıra sanata geldi. Dünyada ve Türkiye’de kültür-sanat çerçevesindeki meslekler, işler, firmalar, kurumlar büyük sıkıntı yaşıyor. İngiltere’de sahneler kapalı. Sinemalar kapalı. Konserler durdu. Ve bu İngiltere gibi kültürün hem ekonomik hem sosyal anlamda büyük güç olduğu ülkelerde

Yazının Devamı

Siyah İsa

5 Temmuz 2020

Geçen hafta mahalledeki katedralde yer alan meşhur “Son Yemek” tablosunu yeni bir versiyonuyla değiştirdiler. Bu versiyonda İsa siyah biri olarak resmedilmiş. Açıklamaya gerek var mı bilmem ama gene de açıklayayım. Katedrale bağlı topluluk bu şekilde Black Lives Matter (BLM) hareketine desteğini ifade ediyor.

St Albans Katedrali 1077’de inşa edilmiş. Norman/Romanesk/Gotik tarzında bugün bile çok heybetli görünen bir yapı. O dönemdeki etkisini hayal edebiliyorum. 167 metre uzunluğunda, 58 metre genişliğinde, 44 metre yüksekliğinde. Tarihin muhtelif dönemlerinde inşaatlar geçirmiş, büyümüş. Binanın yapımı 1893’te bugünkü haline gelmiş.

En sevdiğim kahveyi yapan Charlie’s diye küçük bir dükkân var. Moda’daki kahveciler kadar olmasa da kendi çapında lokal bir yerimiz. Üçüncü nesil olmayan bir lokal kahveci diyeyim. Sabahları oraya kadar yürüyüp kahve alıp dönmek demek katedralin önünden iki kez geçmek demek. Neredeyse her sabah binadaki enteresan mimari bir detayı

Yazının Devamı

Şu ara ilgilenmeniz gereken bazı albümler

4 Temmuz 2020

Albüm artık ender görülen bir müzikal format. Hala bir yerlerde yaşatılıyor olması dahi hoş bir sürpriz. O yüzden albümler çıkınca EP dahi olsa onlardan bahsetmek lazım.

Büyük Ev Ablukada’nın önceki hafta yayınlanan EP’sinin adı “Efsanelere Dadanmak”. Özetlersek, eski şarkılara yeni yorumlar. Büyük Ev Ablukada elektronik / dans temellerine oturan yeni bir sound’u kabul ettiğinden bu yana bir türlü eski hayranlarını tatmin edemedi. Eski şarkıların “electro lo-fi” versiyonlarının da bu anlamda artık yaşları ufaktan kemale ermeye başlamış ilk nesil hayranları tatmin etmesini beklememek lazım. Bir: Yaş ilerledikçe yeni şeyleri beğenmek, yeniliklere açık olmak lüks. En açık zihinler bile bunu yapmakta aşırı zorlanır. İnsan doğası bu o yüzden sinirlenmeyin ey hayranlar, sadece yaşlanıyorsunuz. İki: BEA sanırım bu şarkıları başka kafalarda olan ve yeniliklere kesinlikle açık daha genç dinleyici için yeniden ele almış olmalı. Ya da bilemem canları öyle çekmiş. “Bi Hıçkırık Gibi”ye

Yazının Devamı

12 yılda inşa edip 6 haftada kaybetmek

30 Haziran 2020

Airbnb CEO’su Brian Chesky şirketinin durumunu böyle ifade etti geçen hafta verdiği bir dizi röportajda. Airbnb “hafta sonu bir Paris yapıp geldim”cilerden backpacker’lara, iş adamlarından ahir zaman gezginlerine, zengin fakir bir şekilde fırsat bulup yurt dışına gidip gelebilen herkesin gözdesiydi. Ucuzdu ve gezginlere, turistlere farklı bir mahalle deneyimi sunuyordu. Otele gitmek yerine çoğu insan hesaplı bulduğu için bu yolu tercih ediyordu. Yeni ve yerel insanlarla tanışma fırsatı da yaratıyordu Airbnb. Öte yandan, bir sürü insan evinde, odasında misafir ağırlamaktan memnundu. Onlar için de hem bir gelir kaynağı hem de bir tür global sosyalleşme fırsatıydı.

Ama bugün, CEO şirketin geleceğinin belirsiz olduğunu anlatıyor. Haberden öğrendiğimize göre, bu yıl halka açılmaya hazırlanıyormuş şirket ama planlar yatmış.

Pandeminin etkileri artçıları belli ki çok uzun süre hissedilecek. Ve belli olduğu üzere, gelecekte yolculuk, turizm, konaklama konuları bugünkünden çok farklı ele alınacak ve alışkanlıklar değişecek. Bunu herhalde en iyi

Yazının Devamı

Nerede çokluk...

28 Haziran 2020

Atalarımız ne güzel söylemiş. Nerede çokluk, orada... Sıkıntı. Böyle miydi? Değildi ama bugün olsa böyle ifade edilirdi. Sıkıntı! Sıkıntı bizim milli “euphemism”imiz ne de olsa. ‘Euphemism’in Türkçe karşılığı ‘hüsnütabir’miş. Tam anlaşılmıyor. Kısaca anlatmak gerekirse, “b.k’  yerine ‘pislik’ ya da “dışkı” derseniz işte bu euphemism oluyor. Ya da hiç uğraşmayın, bütün pis kelimelerin yerine “sıkıntı” koyun olsun bitsin.

Hep Türkiye’de olacak değil ya “sıkıntı” bazen İngiltere’de de oluyor. Şu ara en önemli konu kalabalık. Sıcaklık her türlü normalin üzerinde seyrediyor. İki haftadır 35 dereceleri görüyor İngiltere ki komşular ve tanıdıklarla konuştuğumuzda bunun kıyamet alameti olduğu konusunda herkes hemfikir.

Pandemi artı sıcaklar eşittir aşırı derecede kalabalık sahiller. Aşırı derecede kalabalık sahiller eşittir yükselen hastalık rakamları. Böyle bir döngü.

Şu anda herkes hastalık tamamen geçmiş gibi davranmaya başladı. Yurt dışına

Yazının Devamı

30’unu geçen sanatçının işi çok zor

27 Haziran 2020

Kariyeri 10 yıllara yaymak giderek güçleşiyor; ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, 30 yaşını geçen sanatçıları çetin bir mücadele bekliyor

Popüler müzik tarihinde gelmiş geçmiş pek çok büyük sanatçı arasında en fazla ilgimi çekenler uzun kariyere sahip, her kuşağa hitap edebilmiş olanlar. David Bowie mesela; ölene kadar uzun yıllar ‘70’lerden 2010’lara farklı cümleler kurabilmiş, müziğini geliştirebilmiş ve her yeni kuşağa hitap edebilmiş isimlere güzel bir örnek. Leonard Cohen, müziğini hiç değiştirmeye ihtiyaç duymadan hayatının her döneminde yaşadıklarını, hissettiklerini anlatarak uzun soluklu olmayı başaranlardan. Giderek bilgeleşenlerden. Bruce Springsteen diğer bir örnek.

2019’un en büyük turnelerini inceliyordum geçenlerde. Justin Timberlake, Metallica, Fleetwood Mac, Kiss, Bob Seger and the Silver Bullit Men, Elton John, Pink. En büyük geliri elde etmiş ilk 10 isim arasında sadece Ed Sheeran (29) ve Travis Scott (28) genç. Geri kalan sanatçılar 40-75

Yazının Devamı

Festival nasıl yaşatılır?

23 Haziran 2020

Dünyanın en fazla ses getiren, en ünlü açık hava müzik festivali hangisi sorusunun yanıtı herhalde Glastonbury olmalı. Bu yıl festival 50’nci yaşını kutlayacaktı. Ancak pek çok festival ve büyük etkinlik gibi iptal edildi. Seneye yapılacak. Tabii başka bir salgın, nükleer savaş, uzaylı istilası, göktaşı çarpması, katil çekirge istilası, dev örümceklerin intikamı, et yiyen karıncaların gazabı, vampir arıların saldırısı, zombilerin şafağı falan yaşanmazsa. Bunlar yaşansa bile aslında her şey daha iyi olabilir ama dünyayı eline geçirmiş bu vasat insan profili ve politikacılarla her şey artık koca bir bilinmez.

Günümüzün ruhu uzun vadeli planlar yapmamak üzerine inşa ediliyor. Çünkü dünya üç yılda bir falan değişiyor, hangi yöne savrulacağı da belli olmuyor. Üç yıl sonrası bile çok uzak.

Her neyse, Glastonbury aslında bir çiftlik. Bizim mahalledeki kafe bu çiftliğin ürünlerini satıyor, oradan da takip ediyorum. Tereyağı çok güzel. Festivaline gidemesek de ekmeğe

Yazının Devamı

Babalar Günü

21 Haziran 2020

Bir Anneler Günü değil elbette Babalar Günü. Anneler Günü gibi esaslı, anlamlı, derinliği olan, herkesin içinde koşulsuz yeri hazır “kutsal” bir gün değil. Babalar Günü bana her zaman biraz, “Babaların da bir günü olsun ayıp olur şimdi” günü gibi gelmiştir. Baba olunca bunu daha da iyi anladım. İtiraf edelim, biraz ikinci sınıf ebeveynlik günü bugün.

Çünkü şöyle düşünelim, dünyada kutlanacak tek bir ebeveyn günü olsa bu hangisi olmalı anketinden biz babaların galip çıkması imkânsız. Hatta birçok babanın da anneler için oy vereceğinden eminim.

Ebeveynlerin çocukları tarafından karikatürleştirilmesi macerasından hem anne hem babalar payına düşenleri eşit bir şekilde alıyor. Sosyal medya anne baba mizahıyla dolu. Çocuklar anne ve babalarının yaptığı gayet sıradan ve normal şeyleri mizah konusu gibi paylaşmaya bayılıyor: “Babam Türkçe rap dinliyor, kesin bilgi.”

Hah hah, çok komik. Pardon neden dinlemesin ki? Bu ne kibir. Benden duymuş olmayın ama

Yazının Devamı