Şu ara ilgilenmeniz gereken bazı albümler

Albüm artık ender görülen bir müzikal format. Hala bir yerlerde yaşatılıyor olması dahi hoş bir sürpriz. O yüzden albümler çıkınca EP dahi olsa onlardan bahsetmek lazım.

Büyük Ev Ablukada’nın önceki hafta yayınlanan EP’sinin adı “Efsanelere Dadanmak”. Özetlersek, eski şarkılara yeni yorumlar. Büyük Ev Ablukada elektronik / dans temellerine oturan yeni bir sound’u kabul ettiğinden bu yana bir türlü eski hayranlarını tatmin edemedi. Eski şarkıların “electro lo-fi” versiyonlarının da bu anlamda artık yaşları ufaktan kemale ermeye başlamış ilk nesil hayranları tatmin etmesini beklememek lazım. Bir: Yaş ilerledikçe yeni şeyleri beğenmek, yeniliklere açık olmak lüks. En açık zihinler bile bunu yapmakta aşırı zorlanır. İnsan doğası bu o yüzden sinirlenmeyin ey hayranlar, sadece yaşlanıyorsunuz. İki: BEA sanırım bu şarkıları başka kafalarda olan ve yeniliklere kesinlikle açık daha genç dinleyici için yeniden ele almış olmalı. Ya da bilemem canları öyle çekmiş. “Bi Hıçkırık Gibi”ye sözleri duymasak bir Metronomy B yüzü şarkısı diyebiliriz. İlk versiyonla kıyaslamam. Yeni bir şarkı gibi dinlerim. “Boşluk” keza bambaşka ele alınmış ve güzel olmuş. “Full Faça”daki “Ne Var Ne Yok” çok da ellenmemiş. Biraz daha “evde stüdyoda efektleri biraz kurcaladım” kafası. “Hoşçakal Kadar” yeni versiyonunda introsunu kaybetmiş daha electro pop olmuş. “Yeni yorumlar berbat abi yeaa”lık bir durum yok yani. Belli ki şu ara bir kurcalama dönemindeler. Devamı da gelir umarım.

Londra elektronik sahnesinin yetenekli isimlerinden Daniel Avery ne yapsa ilgiyle izliyorum. Pandemi olmasaydı ne güzel canlı da izleyecektik. “Love + Light” adlı albüm geçen hafta yayınlandı. Soyut - kavramsal elektronik müzik mi desem emin olamıyorum. Techno seviyorsanız zaten söyleyecek söz yok bu her türlü dinlemeniz gereken bir çalışma. Muhtelif mod’lardaki 14 parça arasında hiç dolgu maddesi göremedim. “Dream Distortion”, “Darlinnn” gibi parçaları loop’a alıp dinlemek istiyor insan. Hem deneysel/progresif olmayı başaran, hem de dans pistlerine hitap edecek bir çizgi yakalamak ayrı bir ustalık.

Bedük’ün “Intergalactic” albümü yakın zamanda yayınlanan yerli albümler arasında dikkat çekenlerden. İngilizce ve Türkçe muhtelif tonlarda dans şarkılarının yer aldığı albüm iki uç arasına savrularak yolunu bulmaya çalışıyor. Bir tarafta popüler global dans müziği kurallarına uygun, bu türün en büyük hit’lerine referanslarla hazırlanmış eğlenceli enerjik dans / club şarkıları. Diğer yanda Türkçe söylenen Türk müziği referanslı dans / pop şarkıları. Sanırım global ve yerli pazarlar için hazırlanmış. Her iki kategoride de güçlü şarkılar mevcut. Kitaplığınıza gönül rahatlığıyla ekleyebilirsiniz.

Modern bir çerçeve

ABD, Houston-Teksas çıkışlı psychedelic funk ve soul ekibi Khruangbin’in yeni albümü “Mordechai”ya bizim Türk dinleyicisi olarak kulağımızın yatkın olmaması mümkün değil. ‘70’lerin Anadolu rock / pop sound’ları bu ekibin tezgahında modern bir çerçevede ele alınmış, araya soul ve funk klasiklerine referanslar bırakılmış gibi bir durum. Adeta psycedelic bir “Shaft” filmi soundtrack’İ yaratılmış Ekibin önceki albümlerde daha kaba ve işlenmemiş olarak kullanmayı tercih ettiği bu özel sound yeni albümde daha ticari geliyor kulağa. Olumsuz anlamda değil, sadece daha büyük kitlelere yayılacak gibi duruyor müzikleri. Beat’ler daha belirgin, şarkıların daha önü arkası belli. Bu yıl yayınlanan özel albümlerden.

Eskimeyecek pop müzik formülü

Black Eyed Peas için artık eski toprak, ya da “babalar” falan demek lazım herhalde. “TRANSLATION” eski toprak dehayı yakalamayı başaran bir albüm. Hip hop beat’lerinin tekerlemeleri andıran insanı anında yakalayan vokal melodileri ve sözlerle ele alındığı bu pop müzik formülü pek eskiyecek gibi durmuyor. “FEEL THE BEAT” ya da “MAMACITA” gibi şarkılar tam bu formülde. Ve bu formüle hiç itirazım yok benim. Black Eyed Peas bu yaz her yerde kulağınıza gelecek şarkılardan bazılarını buyrun demiş ve ikram etmiş. Yaz tatili yapılabilen yerlerde, sahillerde, kulüplerde en fazla duyacağınız şarkılar bu albümde.