Elif Şafak gayet haklı!

10 Temmuz 2010

Televizyondakilerde değil de şu rock, alternatif olanlarda. Yani normalde pop müziğe falan en mesafeli duran grupların katıldığı yarışmalarda (Tuborg Roxy Müzik Günleri, Miller Music Factory gibi mesela) ve kendilerini popçulardan çok daha yukarıda, daha sofistike ve daha cool bir yerlerde gören onlarca genç ve kibirli grubun şarkısını dinledim.
Bitmeyen gitar soloları, koşan davulcular, çeken davulcular, jilet attıran introlar, sesi olmayan solistler, akrotsuz gitarlar... Onlarca, yüzlerce.
Kimi çok iyi çalan gruplara da denk geldim elbet. Nefis virtüözler, acayip iyi davulcular, kemik gibi çalan gruplar, şahane sesli kız solistler...
Peki ama neye yarar sözler olmayınca? Bir tane bile iyi söz yazan grup dinlemedim. Hatırlamıyorum.
Güneşler doğup batıyor, yağmurlar yağıyor, sensizlikler, karanlıklar...
Yani pop müzikteki sözleri beğenmeyenlerin yazdıkları sözler böyle baştan sağma ve sığ. Popta da aynı kafalar başka türlü. Ucuz tekerleme yarışı, eller havaya olsun da ne olursa olsun kafası. Kriterin “Maçlarda slogan olur mu acaba?” olursa şarkı da yavan olur.
Popüler dediğimiz müzik türlerinde, şarkı dediğimiz şeyin neyi anlattığı belli. Üç aşağı beş yukarı dünyanın her

Yazının Devamı

Bilet fiyatlarından şikayet ediyorsanız okuyun!

4 Temmuz 2010

Rolling Stone okurlarına sormuş. Alınan sonuçları sektörün ileri gelen oyuncularından aldığı istatistiklerle harmanlamış, konser ve turnelerle ilgili çarpıcı sonuçlara ulaşmış. Okuyunca gördüm ki bütün dünyada aynı şeyler gündemde. Bakın bizi de yakından ilgilendiren bazı bilgileri aşağı aldım. Alın size karşılaştırma yapma fırsatı...
- Dünya çapındaki turne ve tek konserlerde satışa sunulan her on biletin altısı satılıyor. Dört bileti de bir şekilde sponsorlar telafi etmiş oluyor.
-Pollstar’ın (pollstar.com) açıkladığı rakamlara göre 1999’da konser ekonomisi 1,5 milyar dolardı. Bugün 4,5 milyar dolar. Ancak bilet fiyatları o kadar yüksek ki artık seyirci cezalandırıyor ve gitmiyor.
-Geçen yıl ABD’de bir önceki yıla göre yüzde 10 daha fazla bilet satılmış. Avrupa’da da bilet satışları çok iyi. İnsanlar festivallere gidiyor ve burada hatırı sayılır ölçüde para harcıyor. Ancak bilet fiyatları böyle giderse satışların düşeceğine dair işaretler var. Amerika’da Eagles, Christina Aguilera gibi isimlerin stat konserlerini iptal ettiği konuşuluyor.
-Live Nation, Ticketmaster ile birleşmesinin ardından müzik tarihinin en güçlü şirketi oldu. Rakibi AEG Live ile birlikte bu iki

Yazının Devamı

İşte benim Metallica’m!

3 Temmuz 2010

Metallica 80’lerin başında. (Soldan) James Hetfield, Lars Ulrich, Kirk Hammett ve merhum basçı Cliff Burton.Yani şu üstte gördüğünüz. Alttaki ise 2010 model Lars Ulrich’in Metallica’sı. Geçen hafta izledik, coştuk. Getirenin de çalanın da eline sağlık. Şimdi biraz eleştirebiliriz

Akdeniz’de bir ada kiralamış Metallica Avrupa turnesi
süresince. Konsere eşleri ve çocuklarıyla geliyorlar. Konser
bitti mi bornozlarla minibüse oradan özel uçaklarıyla adaya. Cup denize, bir dahaki konsere kadar orada takılmaca. Allah versin, kazanıyorlar, harcıyorlar, hepsine okey
kimseyi yargıladığım yok da...
Benim Metallica’m bu değil arkadaş.

Yazının Devamı

“Süper şarkı”nın formülü var mı?

27 Haziran 2010




Şarkılar insanlar gibidir. Birbirlerine benzerler ama yakın ilişkiye girince farkları ortaya çıkar. Kimisi dinledikçe güzelleşir, kimi dinledikçe kendinden soğutur. Kimi eğlencelidir, sadece coşma anlarında iyi gider. Kimi dingin bir günde yanınızda olması gereken türdendir. İyi yol arkadaşı olanı vardır ama eve döndüğünüzde ondan kurtulmak istersiniz. Art arda dinlediğinizde harika olan şarkılara tek tek katlanamazsınız. “Ben buradayım, beni dinle” diye bağıran şarkılar vardır. Göz önünde olmayan ve kimsenin bilmediği, içine kapanık, keşfedilmeyi bekleyen şarkılar da vardır.
Bazen kötü çalınmış iyi bir şarkı hoşunuza gider, bazen iyi çalınmış süslenip püslenmiş ama kof bir şarkıya maruz kalırsınız. Uzun zaman dinlemeseniz de varlıkları size huzur veren şarkılar, her gün dinlediğiniz halde sıkılmadığınız şarkılar... Bir sürü şarkı yani.
Peki bir şarkıyı muhteşem yapan şey ne? Rolling Stone dergisi en muhteşem 500 şarkı listesini geçenlerde güncelledi ve bir koleksiyon sayısı yayımladı. Bu soruyu da dünyanın bir numaralı prodüktörü Rick Rubin’e soruyorlar. “Rubin kim?” diyeceksiniz, anlatayım.
Rubin öyle bir adam ki çalışmadığı müzisyen ve büyük grup yok. 80’lerde Def

Yazının Devamı

Sosyal hayatın durması kimin işine yarar?

26 Haziran 2010

Birileri birilerine nasıl sevineceklerini, ne zaman ve neye üzüleceklerini dikte etmeye çalışıyor. Önemli olan başlıktaki sorunun yanıtını bulmak


Bir festivalde eğlence gece yarısı gelen yetkili memurlar tarafından durduruluyor. Nedenin gürültü olduğu söyleniyor. Ancak festivalin izni var, her şey kurallara uygun. Yanıt? “Ama zaten şehitler var, siz burada eğlenemezsiniz”. Fişler çekiliyor, herkes evine gidiyor...
Bir konser iptal ediliyor. Sebep “güvenliğinizi sağlayamayız”. Neden? “Şehitler varken konser olmaz. Tepki olursa biz sizi koruyamayız...”
Bir gazete bir festivali hedef gösteriyor, okuyucusu olan ayak takımına “gidin burayı dağıtın” diyor, “şehitler varken bu eğlence olmaz. Zaten organizatör de Yahudi.”
Burası lafın bittiği yer. Burada ters olan bir şey var. Burada bir sıkıntı var.

Yazının Devamı

Otto’nun New York seferi

20 Haziran 2010




Asmalımescit henüz bu kadar patlamamışken bölgeye erken yerleşen küçük bir pizzacı Otto. Ama bir farkı var. Mütevazı DJ kabininde her zaman iyi müzik yapan birileri bulunur. Otto pizzalarıyla ünlü oldu ama asıl ilgimizi çekmesi gece yarısından sonra insanları azdıran, masaların üzerine çıkarıp bu 30 metrekare mekanı cep diskosuna döndüren atmosferiydi. İstanbul’da bunun gibi mekan pek bulunmaz. Ya fazla şaşaalı dekorasyon yaparlar ya uyduruk müzik koyarlar, olmaz yani...
Otto’nun güzelliği bu. Tarzı, giyim kodu falan olmayan, kasmayan, insanların rahat olduğu, kendileri gibi insanlarla rahat rahat yeyip içip müzik dinlediği takıldığı bir yer.
Otto o kadar tutuldu ki Santralistanbul içindeki Otto geldi: Otto Santral. Müzik etkinlikleri, konserler, DJ performansları başladı. Ve Asmalımescit’te Sofyalı Sokak’taki Otto Sofyalı geldi son olarak. Benim en az sevdiğim Otto. O sokağın enerjisinden midir nedir bir türlü Otto’da gibi hissetmiyor kendini insan.
Geçen yıl Çeşme’ye açtıkları ve bu yıl devam etmeyen mekana ben gitmedim, nasıl bir yer bilmem. Ama benim için Otto küçük Otto’dur ve felsefesi oradadır.

Yazının Devamı

Özlem Tekin müziğe döndüyse hoş geldi

19 Haziran 2010

Özlem Tekin’in insana sürekli verdiği bir his var. “Ben zevk için yapıyorum bu işleri, kariyer mariyer çok da umurumda değil. Kafama göre takılıyorum, asi kızım ben”. Bunun gibi bir şey. Sürekli tarz değiştirmesi, uzun aralar verip ortadan kaybolması, tam “artık oyuncu oldu herhalde” derken elinde yeni bir albümle çıkagelmesi, “İşte bakın canım istedi bir albüm daha yaptım, evet nerede kalmıştık, haydi dinleyin” demesi belki ondan. Böyle arkadaşlar da pek makbul değildir ya hani. İnsan arkadaş dedi mi yanında ister. Olmayınca ara soğur. Soğudu mu da öyle gider... Özlem Tekin’de biraz
böyle bir his var.
“Bana Bişey Olmaz”ı ne zamandır ara ara dinliyorum artık üzerine iki çift laf edebilecek durumdayım.
Bir kere bu albüm bir rock albümü olarak yapılmış. Rock’çılar beğenecektir. Ama ben şahane bir albüm diyemem. İlk üç şarkı sıradan ve insan hızlı geçmek istiyor. İlk şarkı hariç iki adet hüzünlü balad; “Ateşler gecenin kollarında dans ediyor” falan böyle şeyler... İlk şarkı da (albümle aynı adı taşıyan “Bana Bişey Olmaz”) Tekin’in her zaman vermeyi çok sevdiği “Ben asi kızım” mesajına odaklanmış.

Beşinci şarkıdan başlarım
“Şikayetim Var”ı beğenmedim. Farklı bölümlerden

Yazının Devamı

“Twitter, Facebook! Adamın asabını bozmayın, sökülün paraları”

13 Haziran 2010




Adamı hasta etme Facebook, öde şu hesabı yoksa kapatırım” derse biri şaşırmam artık. Videoysa her sitede var. Şarkıysa türküyse gırla. Para veriyo mu bize? Hayır. E kapatmamak için bir neden söyleyin bana. Bülent Forta çoktan hesaplamıştır telif borcunu... Gelin madde madde devam edelim.
-Myspace yasaklandığında ne demişti Bülent Forta? “Bizi adam yerine koymuyorlar. Üçüncü dünya muamelesi yapıyorlar. Telif vereceksiniz dedik. Vermediler, kapattırdık.” Tüyü bitmemiş yetim edebiyatı. Youtube sansürü için ne diyor Binali bey? “Paralarını versinler, ülkeyi onlar mı yönetiyor?” Demek ki neymiş? Sansürcünün jargonu aynı.
-Trenlere, gemilere ve internete aynı adamın bakması sadece bana mı garip geliyor?
-Şimdi Youtube yasaklı ya. Kim tarafından yasaklandı? Mahkeme tarafından. Hangi yasaya göre? 4/5/2007 tarihli 5651 sayılı yasaya göre. Peki bu kanunu kim çıkardı? Meclis. Kim çoğunlukta? Ak Parti. Siyasetçilerin anlaştığı tek nokta ne? Sansür.

Yazının Devamı