Uzun saçlı dediniz, siyah tişörtlü satanist dediniz, batı özentisi dediniz, dediniz de dediniz. Ama bakın o rock’çılar insanlarına yardım için nasıl bir araya geldi
Hayko Cepkin
Biliyorum, gün dayanışma günü. Önce yardım, önce acil ihtiyaçlar...
Ama ben bunu söylemeden yazmadan okuruma, onun da ötesinde rockçılara haksızlık yapmış olurum.
O insanlar ki hep aşağılandılar, uzun saçlı diye damgalandılar dalga geçildiler.
Siyah tişört giyiyor diye neredeyse lanetlendiler. Yıllar boyu ne sapıklıkları kaldı ne satanistlikleri. Vicdansızların hedefinde hep onlar vardı...
Ana akım müziğin 2010’larda gireceği yeni yolu acaba sıradan bir pop single’ına bakarak anlayabilir miyiz? Gelin bu ‘şarkı falı’na beraber bakalım
Rihanna’nın kasımda çıkacak yeni albümünden yayımlanan single’ın adı “We Found Love”. Şu ara iyice yükselişte olan İskoç DJ Calvin Harris’in düzenlediği şarkı resmen eski usul bir elektronik dans şarkısı. Biz bu tarzı 90’lardan, 90’ların kulüplerinden çok iyi hatırlıyoruz.
O zamanlar kulüplerde bu tarz şeylerle çok dans edilirdi. Klipte de zaten Rihanna arıza sevgilisiyle arıza bir ilişki yaşıyor. Ne iş yaptığı tam anlaşılamayan bir tür narkotik/kaykaycı sevgilisiyle Rihanna durmadan sigara içiyor (muhtemelen gizli sigara reklamı bu), artık ne yapıyorlarsa gözbebekleri büyüyor ve dans etmeye başlıyorlar. Sonra gene perişan hallerde sokaklarda takılıyorlar. Şarkı “Aşkı umutsuz yerde bulduk” diyor. Doğrudur, hep öyle olur. Öylesi daha heyecanlı. İnsanoğluna rahat batar çünkü.
Benim dikkatimi başka bir şey çekti. Biz 90’lar geri dönecek diye beklerken grunge geri dönecek falan sanıyorduk. Galiba yanıldık. Sakın elektronik dans geri dönüyor olmasın?
Dergileri açıp bakıyorum sürekli David Guetta, DeadMou5 ve benzeri DJ’lerin ne
Punk ve art rock’ın öncü isimlerinden Lou Reed ile heavy metal devi Metallica’nın birlikte yaptığı “Lulu” isimli albüm neye benzeyecek acaba? Bu sorunun yanıtı bu hafta verildi
Lou Reed ve Metallica’nın birlikte yaptığı albüm loureedmetalica.com adresinde ücretsiz dinlenebiliyor.
“Bilgisayarda müzik açıkken televizyonda yaşlı bir adam konuşuyor gibi bir şey.”
Metallica’nın memleketteki iyi dinleyicisi sevgili dostumuz Cenk Turanlı’nın deyimiyle durum kabaca bundan ibaret. Hadi canım dedim. Yok artık dedim. “Yapma Cenk; sen eski Metallica albümleri gibi bir şey bekliyorsun, ondan hayal kırıklığına uğradın herhalde” dedim. İnatla ve sabırla dinledim. Dönüp bazı şarkıların defalarca üzerinden geçtim. Meğer Cenk’in yorumuna katılmak için beş dakika bile yetermiş.
Nirvana 20 yaşına giren “Nevermind” albümüyle, Pearl Jam Cameron Crowe imzalı PJ20 isimli filmle gündemde. Madem öyle gelin 1991’e ışınlanalım, albümleri ay ay takip edelim, “hey gidi günler” diyelim
“Out of Time”/R.E.M., 8 Mart
“Losing My Religion” her ne kadar tarih olarak 90’lara aitse de aslında 80’lerin kafasıdır. R.E.M.’i geniş kitlelere tanıtan bu şarkının bulunduğu “Out of Time” için de hep farklı cümleler kurulmuştur. Bence anılara imza atan en şahane şarkılarından bazıları bu albümde.
MFÖ’nün yeni albümü “Ve MFÖ” sonunda masamdaki yerini aldı. Bir haftadır dinliyorum, ara ara notlar alıyorum. Her şey tamam ama şu meseleyi çözemedik gitti
Mazhar Alanson böyledir. Bir âşık ol der, bir olma. Bir pervane misali ateşe yanar, bir yalnızlık ömür boyu der, hepimizi depresyonlara gark eder. Kafamızı karıştırır durur. Bu albümde de aynısını yapmış. Aşk meşk dediğinizde kimse güvende değil yani aslında. Mazhar Alanson herhalde bunu anlatmaya çalışıyor.
Önce “Hep Yaşın 19” isimli şarkıyı duyduk bu albümden. Ne diyor yazar?
“Ne güzel şeysin sen, hep yaşın 19 / Gel yanıma sar beni, bugün var yarın yokuz.”
Vay be diyoruz. Ne güzel. Hakikaten bugün var yarın yokuz; nedir yani, neden bütün bu pozlar, nazlar? Ne bekliyorsun? Ne arıyorsun? Ne bu tripler hayat boyu?
İngiltere’nin en genç ve en yaratıcı şarkı sözü yazarı ve bestecilerinden, solist ve gitarist Miles Kane İstanbul’daydı. John Lennon’dan etkilendiğini söylüyor, 60’lara hayranlık besliyor, müziğinde pop ve rock’n roll’u karıştırıyor. Bu adamda iş var
* Tarzını nasıl tanımlarsın?
Ben gitar sesini seven biriyim. Ama bu albümde popa hiç bu kadar yaklaşmamıştım.
* “İngiliz müziğine rock’n roll’u geri getirmek istiyorum” demişsin. Nedir rock’n roll sana göre?
Açıkhava’da konser düzenleyerek olmayacağını galiba hepimiz anladık. Başbakan’ın uçağıyla Somali’ye gidip göbek atmak da olsa olsa kariyere iyi geliyor, Afrika’ya değil. Peki ne yapmak lazım?
Blur solisti Damon Albarn’ın Kongolu müzisyenlerle yaptığı “Kinshasa One Two” isimli albüm geçen hafta yayımlandı.
Somali’ye yardım ziyaretini “Bunu nasıl kullanabilirim diye düşündüm” diye ifade eden sanatçıdan açlığa çözüm gelir mi? Bence gelmez.
Tam karşımda bir polis duruyor. Neden tam karşımda duruyor acaba diye saf saf yanından geçmeye çalışırken koluma dokunuyor. Dönüyorum iki tane daha polis var. Etrafımı sarıyorlar. Bir anda herkesin bana baktığını hissediyorum. Buraya kadarmış herhalde (!)...
Yok canım banka soyup kaçmaya falan çalışmıyorum...
Kahveciden kahvemi almış kulaklıklarımı takmış eve doğru her zamanki güzergahımdan yürüyorum.
Kulaklığı çıkarınca anlıyorum ki şüpheliyim: “Kimlik kontrolü, kimliğinizi görelim” diyorlar. Elimde kahve, omzumda çantayla kaçacak halim yok ama etrafımı çevirmişler.
Kadıköy’ün göbeğinde izleyenlere güzel bir şov sunuyoruz. Ben aranan bir suçluyum ve bu polis arkadaşlar da beni enselediler. Herkes bana şüpheli gözlerle bakıyor.
“Ne için arıyorsunuz?”
“Kimlik kontrolü yapıyoruz.”