Tam karşımda bir polis duruyor. Neden tam karşımda duruyor acaba diye saf saf yanından geçmeye çalışırken koluma dokunuyor. Dönüyorum iki tane daha polis var. Etrafımı sarıyorlar. Bir anda herkesin bana baktığını hissediyorum. Buraya kadarmış herhalde (!)...
Yok canım banka soyup kaçmaya falan çalışmıyorum...
Kahveciden kahvemi almış kulaklıklarımı takmış eve doğru her zamanki güzergahımdan yürüyorum.
Kulaklığı çıkarınca anlıyorum ki şüpheliyim: “Kimlik kontrolü, kimliğinizi görelim” diyorlar. Elimde kahve, omzumda çantayla kaçacak halim yok ama etrafımı çevirmişler.
Kadıköy’ün göbeğinde izleyenlere güzel bir şov sunuyoruz. Ben aranan bir suçluyum ve bu polis arkadaşlar da beni enselediler. Herkes bana şüpheli gözlerle bakıyor.
“Ne için arıyorsunuz?”
“Kimlik kontrolü yapıyoruz.”
“Neden beni arıyorsunuz gözlük takıyorum diye mi?”
“Hayır.”
“Tipimi mi beğenmediniz?”
“Kimliğinizi alalım beyefendi.”
Ne kadar soru o kadar sıkıntı. Benim gibi üç kişi daha çevrilmiş. Onlar da şaşkın. Kimlikleri veriyoruz. Diğer polis çantamı didik didik arıyor.
Bulgular:
Bir not defteri. Bir adet iPad. Bir sürü ıvır zıvır kağıt, fiş, not arasında sık sık arabanın camına sıkıştırılan ve benim orada durmasın diye alıp orama burama sokuşturduğum “masaj duş dahil 50 lira” kartları ve bir adet fotoğraf makinesi hafıza kartı.
“Bu ne?”
“Fotoğraf makinesinin şeysi.”
“Ne var içinde.”
“Resim.”
“Nereye gidiyorsun.”
“Evime.”
Ne diyeceğim ki? Arkadaşlarla bomba imalathanemiz var oraya gidiyorum mu diyeceğim?
Kimliğimi alıp merkezden kontrol ediyorlar.
“Buyurun beyefendi...”
Bende acayip bir sinir olma hissi. Sanki suçluymuşum gibi aranmanın verdiği bir sinir, öfke... Bakıyorum bütün sokak beni izliyor. Tipsizliğin gözü körolsun diyorum. Herkesin gözü bende. “Polis adamı boş yere çevirmez aga” fikri hakim.
Hızlı adımlarla uzaklaşıyorum bomba imalathaneme (!) doğru...
Diyeceksiniz ki alt tarafı kimlik sormuşlar amma yaygara yaptın.
Evet alt tarafı kimlik, alt tarafı çanta üst baş araması. Alt tarafı iki dakika süren bir uygulama...
Tamam anladım, polis de görevini yapıyor. Asayişi koruyacaklar. Güvenlik vesaire... Havaalanında, maçta, konserde, yolda trafik kontrolünde aranmaya da eyvallah, bir yere giriyorsun herkes gibi sen de aranıyorsun.
Ama insan kendi mahallesinde üç tane polis tarafından herkesin ortasında aradan ayıklanıp suçlu gibi, insanların şaşkın bakışları arasında sokak ortasında didik didik aranıyorsa, sorguya çekiliyorsa benim buna itirazım var.
Beni arayan memurlar herhangi bir saygısızlık ya da kötü muamelede bulunmadılar. Ama benim itirazım uygulamanın kendisine zaten.
Başımdan geçeni twitter’da paylaşınca gördüm ki herkes, kadını erkeği, genci yaşlısı bu muameleden mağdur ve rahatsız. Herkesin anlatacak bir hikayesi var, benzer olaylar yaşamışlar. Hayli tepki ve mesaj aldım bu konuda.
Aranan kişinin hakları nedir bilmiyorum. O hakkını aramaya kalkan zat, memurlar tarafından anlayışla mı karşılanıyor yoksa farklı bir muameleye mi maruz kalıyor onu da bilemiyorum. Ama en kısa zamanda öğrenmeye niyetliyim.
Polis görevini yapsın itirazımız yok ama bu uygulama onur kırıcı, rahatsız edici bir uygulama. Bunu da bilmelerinde fayda var.