Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Açıkhava’da konser düzenleyerek olmayacağını galiba hepimiz anladık. Başbakan’ın uçağıyla Somali’ye gidip göbek atmak da olsa olsa kariyere iyi geliyor, Afrika’ya değil. Peki ne yapmak lazım?


Afrika’ya gerçekten nasıl yardım edilir

Blur solisti Damon Albarn’ın Kongolu müzisyenlerle yaptığı “Kinshasa One Two” isimli albüm geçen hafta yayımlandı.

Somali’ye yardım ziyaretini “Bunu nasıl kullanabilirim diye düşündüm” diye ifade eden sanatçıdan açlığa çözüm gelir mi? Bence gelmez.
Elimizde bir adet boş salona yapılan gözden düşmüş popçular derneği konseri, bir de bireysel eylem (Ajda Pekkan konseri) var. 330 bin TL toplanmış. Ajda çeki Başbakan’a bizzat teslim edecekmiş. Ona da şükür.
Bakın geçenlerde bir albüm yayımlandı. Adı “Kinshasa One Two”. Blur’ün solisti Damon Albarn’ın 50 kadar Kongolu müzisyenle beş gün süren bir stüdyo seansında kaydettiği bir albüm. Bu albümde Afrikalı müzisyenler batılı müzisyenlere eşlik falan etmiyor. Birlikte müzik yapıyorlar.
Acayip iyi bir dub albümü. Africa ritimleri, kabile sesleri, vurmalılar, çığlıklar, hırıltılar, alkışlar birbirine geçmiş. Dinlemeniz lazım.
Damon Albarn yanına Gorillaz’daki prodüktör Dan The Automator ve Richard Russel’ı yani XL şirketinin patronunu alıyor. XL Radiohead’in de şu ara pek meşhur olan Adele’in de, The White Stripes’ın da XX’in de şirketi.
Bu üçlü uzun süre Kongo’da zaman geçiriyor 50 kadar müzisyenle albüm kaydediyorlar. Ve bu albüm sonunda bu hafta Albarn’ın kurduğu Democratic Republic of Congo (DRC) isimli şirketten piyasaya çıktı. İnternette ücretsiz dinlenebiliyor.
Neden yapıyorlar bunu, manyak mı bu adamlar? Hepsinin işi gücü var... Bilmiyorlar mı bir konser vermeyi de yıllarca git gel proje falan uğraşıyorlar?
Albarn Afrika meselesine eskiden kafayı takanlardan. Bir gün OXFAM onunla bağlantıya geçiyor.
Diyorlar ki “Afrika’da açlık var, bir şeyler yapalım, seni kullanalım.” Albarn düşünüyor taşınıyor, “tamam” diyor özetle; “Ama oralara gidip iki fotoğraf çektirip gelmekse iş, ben yokum. Ben insanlarla ilişki kurmak istiyorum. ‘Yazık Afrikalılara’ kafasını terk edeceğim.”
Pılını pırtısını toplayıp gitti Afrika’ya Albarn. Aylarca dolaştı. Mali’de tanıştığı müzisyenlerden etkilendi. İki yıllık sürecin ardından orada yaptığı “Mali Music” (2002) bugün hâlâ en sevdiğim albümlerdendir. Yaptığı şey kendi şarkılarını onlara söyletmek, iş yapan, satan bir proje planlamak ve o ara ses getirmek falan değildi. O, müzisyenlerin eserlerine prodüktörlük yaptı. Bir ilişki kurmak, uzun soluklu olmak istiyordu. Bir şirket kurdu ve albümlerini bu şirketten yayımladı.
“Biz 80’lerdeki Live Aid bakışını yok etmek istiyoruz. Elitist bir acıma duygusu ve şefkatle onları besleyip aceleyle ortadan yok olmak istemiyoruz. Anlamak, bağ kurmak, iletişime geçmek, tanımak istiyoruz.”
Ey büyük firmalar, markalar... Bütçelerinizi her yıl aynı şarkıları söyleyen üç-beş kişiye ayıracağınıza ne olur böyle projeleri destekleyin. Böyle işler yaratın.
Ama tabii Damon Albarn gibi adam bulmak da zor. Hem star olacaksın, hem gözün tok olacak, hem zor yolu seçeceksin, hem kendini adayacaksın.
Afrika’nın işi zor...

Afrika’ya gerçekten nasıl yardım edilir

Tony Bennett ve Amy Winehouse

Düet dediğin böyle olmalı!

Tony Bennett’in ikinci düetler albümü “Duets II”de cazla iç içe geçen geleneksel Amerikan pop müziğinin farklı renklerdeki şarkıcıların katkısıyla nelere kadir olabileceğine tanık oluyoruz. Bu albüm Amy Winehouse ile yaptıkları “Body and Soul” ile tanıtıldı. Şimdi Lady Gaga’lı “The Lady Is A Tramp” gündemde. Aretha Franklin, Norah Jones, Natalie Cole, Sheryl Crowe... Kendi tarzı dışında bir işe kalkışan müzisyenleri dinlemek zevk. 85 yaşındaki Tony Bennett’in ellerinden öpüyorum.


Ana akım dışında müzikte neler oluyor?

Bu gece ve yarın gece Demonation festivalini takip edin. Bir fikriniz olur. Geçen yıl ben bu festivale, çalan yerli gruplara ve gelen kitleye bakınca “Sadece ana akım müziği takip edenler memlekette çok şey kaçırıyor” diye düşünmüştüm.
Bu defa Demonation Kadıköy’deki Arka Oda’da tam bir mahalle festivali atmosferinde yapılıyor.
Jameson destek olmaya karar vermiş ve bence isabet olmuş. Umarım devam eder, Demonation’ı başka platformlara da taşıyarak büyütürler. Kimler var diye soracak olursanız bakın bant.tv adresinde hepsi yazıyor. Bu festivalin özelliği isimler değil, festivalin kendisi bence. İsme değil müziğe gidin.

Haberin Devamı

İTİRAF EDİYORUM

* DJ Shadow’un yeni albümü “The Less You Know, The Better”ı dinlemeye doyamıyorum bu aralar. “I’ve Been Trying” favorim.
* Hipster’lar yaşlanınca ne giyiyor merak ediyorum. Ya da beyaz yırtık yakalı atlet ve fötr şapkayla kaç yaşına kadar idare edilebilir?
* Kalde Boru reklamındaki borucu ve doktor yakında Amsterdam’a gidip evlenseler şaşırmayacağım.
* MGMT’nin Bauhaus cover’ı “All We Ever Wanted Was Everything”i pek beğendim. Üzerime MGMT’nin “Congratulations” albümünü yeniden dolaşıma soktum.
* Ansızın patlayan orta yaşlı kadın kahkahasından ödüm patlıyor. Kafelerde sessizce yapılan dedikodu seanslarının arasında gelen infilaklar şeklinde tezahür ediyor bu kahkaha türü...