Beygirlerin gücü adına

18 Mayıs 2014

Yok yok, bu saatten sonra “at”larla ilgili bir şeyler yazacak değilim... Fabrika garantili daha fazla güç isteyenlere otomotiv üreticilerinin nasıl kıyaklar yaptığını anlatmak niyetim

Renault’nun Renault Spor (solda), Mercedes’in ise özel AMG (üstte) modelleri...

Son yıllarda etrafıma şöyle bir bakıyorum da “daha fazla güç” diye haykıranlar bu feryatlarını otomobillerine, özellikle de egzozlarına yansıtmaya bayılıyor. Belirli markalara ait modeller üzerinde yoğunlaşan bu salgın, çeşitli modifiye malzemeleri ithal eden ve satanlara, sürekli çoğalan modifiye dükkanlarına yaramış gibi görünüyor. Tabii bu salgının “fayda”larından bahsetmeyeceğim çünkü herkesin fikri göreceli. Şunu söyleyeyim, beni en çok, güç gösterilerinin “başkalarını tehlikeye atacak” düzeyde yapılması rahatsız ediyor...
Özellikle lüks Alman markalarının üreticileri, bu ekstra güç sevdalısı olan ve gerektiğinde hiçbir “fedakarlık”tan kaçınmayan sürücüleri pek de başkalarına yar etmek istemiyor gibi. Yani, daha fazla güç isteyenler şayet kesenin ağzını açabiliyorsa, neden bundan ana üreticiler pay almasın, bir miktar ekstra kâr etmesin ki?

En eskisi 47 yıllık
Durum aynen öyle ve bu yüzden de BMW,

Yazının Devamı

Bir garip adammış!

11 Mayıs 2014

Asıl adı Kenneth Howard olan Von Dutch, her tarakta bezi olan ama bir türlü düzenli yaşayamayan bir dâhiydi. Özellikle boyayıp süslediği otomobiller ve motosikletlerle hayranlık uyandırmıştı

raçları süsleyen ve bir tarz yaratan ressam mı desem, yoksa inanılmaz işlere imza atan bir mekaniker mi? Metal ustası, bıçak üreticisi, silah imalatçısı ve “kaçık” da demek mümkün... Asıl adı Kenneth Howard ama rahmetliyi “Von Dutch” olarak bilirlerdi!
Aslında paradan tiksinirdi... Bunu da açıkça söylerdi... Kazandığı parayı her defasında alkole yatırırdı. Zaten
ölümü de bu yüzden oldu. Çoğu kişi tarafından sevilmezdi ama yaptığı işler her zaman hayranlık yaratırdı. Ömrünün son dönemlerinde bir müzede yatıp kalktı. Yaptığı işlerin karşılığında ona hediye edilen otobüsü hem atölye hem de zaman zaman ev olarak kullandı. Her ne kadar parayı sevmese de çocukları onun ölümünden sonra “Von Dutch” isminin haklarını sattı. Şimdilerde daha çok giyim markası olarak anılması da bundan...

VW motorlu motosiklet
Ne yalan söyleyeyim, onun varlığını, daha doğrusu ismini, yaptığı bir motosikletin peşinden koşan “toplayıcılar” sayesinde öğrendim. Bir televizyon programından yani.

Yazının Devamı

Meğer gündeme Fransız kalmışım!

4 Mayıs 2014

Sürücüsüz otomobiller, araçlardaki son moda teknolojiler, sürüş yardım sistemleri, yeni model trendleri filan derken, Amerikalıların yeni çılgınlığına Fransız kalıp es geçmeyi başarmışım! Ne miymiş? Okuyalım, görelim...

Aile çıkartmalarına (sağda) tepki duyanlar için de saldırgan içerikli çıkartmalar (solda) piyasaya sürüldü.

Yok yok, kesinlikle karar verdim, otomotiv ve otomobil dünyasını izlemek için mitoz bölünme geçirmem gerekiyor. Hatta mümkünse birkaç kez. Arkadaş, otomobillerdeki son moda teknolojik donanımları, sürüş yardım sistemlerini, üretimdeki yenilikleri,
yeni modellerle ilgili modayı, sürücüsüz otomobilleri Allah’a şükür neredeyse
hap yapıp yuttum. Eh, otobüs ve kamyon dünyasını da kıyısından paçasından izlemeye çalışıyorum. Otomotiv endüstrisi desen, göbek adım olacak!
“Eeee? Daha ne kalabilir ki?” filan derken, geriye hâlâ atladığım şeyler kalmış olması, mitoz bölünme arzumu daha da artırıyor. Taktım ben bu işe! Mesela bu sıralar Amerika, İngiltere

Yazının Devamı

Onun 40 yıldır hatırı var!

27 Nisan 2014

“Kahvenin 40 yıl hatırı” varsa, Volkswagen Golf’ün de “40 yıldır hatırı” var. Çünkü kendi sınıfını yaratan, pek çok üreticiye ilham kaynağı olan Golf, bu yıl 40’ıncı yaşını kutluyor...

Takvimler 1970’lerin yaklaştığını gösterirken, Alman üretici Volkswagen’in koridorlarında ve toplantı odalarında çok önemli bir konu konuşuluyor, tartışılıyordu. O güne kadar efsane model Beetle yani nam-ı diğer “Kaplumbağa”, markanın binek otomobil yelpazesini kucaklamış, yine
o zamanlar için rekor denebilecek rakamlara ulaşmıştı. Ama yeni ve sürükleyici bir başka modelin gerektiği konusunda herkes aynı fikirdeydi...
Beetle’ın başarısı ortadaydı ve onun alternatifinin de bu model gibi başarılı olması şarttı. Volkswagen yönetimi yeni otomobil için bir dizi özellik belirlemişti. Hava değil su soğutmalı motor kullanmalı, sportif olmalı, konforlu ve güvenli sürüş özelliklerine sahip olmalı,
iç mekanı geniş tutulmalı ve en önemlisi kompakt boyutlarda olmalıydı.

Yazının Devamı

“Atlar” da yüksekten uçar!

20 Nisan 2014

Otomotiv firmaları, çok güvendikleri yeni modelleri için kesenin ağzını açmaktan kaçınmaz. Özellikle de söz konusu olan tanıtım ise... Kimi zaman kutuya sokarlar, kimi zaman ise bir binanın 86’ncı katına çıkartırlar...

2015 model Mustang Convertible, tanıtım için Empire State binasının 86’ncı katına çıkartıldı.

O zamanlar daha çocuktum. Sevgili “süt oğlan” Anadol, dedemlerin nüfusuna henüz yeni kayıt olmuştu. Yani yıl 1972 veya 1973. Süt Oğlan’la ilk seyahatimiz de işte o döneme rastlamıştı. İstikamet İzmir’di.
Biraz olaylı sayılabilecek yolculuktan sonra Foça’ya, ardından da İzmir Fuarı’na uğramıştık. Hayatımda ilk kez İzmir Fuarı’nı görmek, benim için muhteşem bir deneyimdi. Zaten
o döneme kadar benzer başka bir deneyimimin olmasını bekleyemezdim. Sonuçta 5 yaşında bir adamım işte...
O dönemde şimdiki gibi bolca otomobil fuarı filan olmadığından, insanlar yeni otomobilleri burada görüyordu. Bendeniz de öyle. Ve net hatırlıyorum ki Tofaş, “yeni” Murat 124 için zamanına göre harika bir stand hazırlamıştı. Bildiğiniz “Murat 124 Dünyası” şeklinde. Hatta

Yazının Devamı

“Şımarık çocuklar”a yetişebilmek uğruna

13 Nisan 2014

Biz bir otomobilden veya markadan neredeyse her şeyi istiyoruz. Üreticiler de deyim yerindeyse biz “şımarık çocuklar”a yetişebilmek uğruna paralanıyor...

Unutmuyorum... Daha 4-5 yaşında bir ufaklıkken, rahmetli babaannem ile her sokağa çıktığımızda mutlaka gözyaşlarımı pınarlarında hazır tutardım. Çünkü her çocuk gibi, benim de şımarıklık yapma dönemlerim vardı. Çıkınca önce Bostancı’nın çarşı olarak kabul edilen bölümüne gider, alışverişlerimizi yapar, ardından da tren istasyonuna varırdık. Burada bir süre oturur, yük trenlerinin geçişini beklerdik. Amacım, o dönemlerde trenle taşınan askeri araçları, kamyonları görmekti.
Buradan dönüşte, 1001 Çeşit-Elif’in Pazarı adlı dükkanın önünden geçmek ise farz gibiydi. Babaannem olayın farkında olup da beni karşı kaldırımdan yürütmeye kalksa, hemen evde biriktirmiş olduğum gözyaşlarımı, “dudağımı aşağıya sarkıtma” eşliğinde ortalığa saçıverirdim. İşe yarardı ve her defasında bu dükkanın bir vitrininde sergilenen küçük otomobillerin önünde duruverirdik...
-Babaanne, bak şurada mavi bi araba var, alalım mıııı?
-Oğlum, bak ondan almıştık sana zaten. Sende onun kırmızısı yok mu?
-Evet var ama bunun rengi başka. Bunu da

Yazının Devamı

Otomotivciler şaka da üretebilir

6 Nisan 2014

Biliyorum, 1 Nisan çoktan geçti. Oysa otomotiv üreticileri, her şeyi bir kenara bırakıp bu güne özel şakalar geliştirmişti. Bazıları gerçekten anlatmaya değer...

BMW markasının bu yılki 1 Nisan şakası, hızlı gitmezken de hızlı gittiğini hissetmek isteyen sürücüler için geliştirilen “güç artırıcı havalandırma” sistemi.

Eskiden “Bakalım yarın kim, ne yumurtlayacak?” diye beklediğimiz bir gündü 1 Nisan. Kimin icat ettiği, nereden çıktığı gibi konulara girmeyeceğim. Zira kimine göre bu olay Sezar’a, kimine göre de 16’ncı yüzyıla dayanıyor. Hatta başka konulara da bağlayanlar var, o yüzden sündürmenin âlemi yok. Zaten geçti gitti!
“Eh, madem geçti gitti de neden hâlâ 1 Nisan’dan bahsediyorsun ki?” sorusu kulağıma gelmiyor değil... Çünkü otomotiv dünyasında 1 Nisan unutulmadı. Normalde araç geliştirmek gibi ciddi işlerle uğraşan otomotiv üreticileri,
1 Nisan için de boş durmamış ve “şaka geliştirmiş” elbette. Bunca emek harcamışlar, görmezden gelmek olur mu? Haydi bırakın üzerinden kaç gün geçtiğini, gelin neler varmış bir bakalım...

Yazının Devamı

“Bak, biz şöyle bir şey yaptık!”

30 Mart 2014

İster başka dünyadan gelmiş kadar garip, isterse az sonra piyasaya çıkacak kadar gerçekçi olsunlar; konsept otomobiller firmaların “Bak, aslında biz şöyle bir şey yaptık!” dediği araçlardır...

Fuarın yılını ve firmanın adını şu an net hatırlamıyorum. Sadece “İstanbul’da düzenlenen Autoshow’lardan biriydi” diye geçiştirelim. Bir firma, yurt dışındaki merkezine neredeyse rica minnet etmiş, uzun görüşmelerin ardından konsept otomobilini İstanbul’a getirtmeyi başarmıştı. Otomobil, firmanın standına konulmuş, fuarı gezmeye gelenler de onun görüntüsüne abone olmuştu. Firmanın genel müdürüyle sohbet ederken stantlarındaki tüm otomobillerin satıldığını, gördükleri ilgiye şaşırdıklarını anlatıyordu: “Arkadaşlar, konsept otomobili kendisine satmamızı isteyen müşteriler de oldu!”
Konsept yani tam Türkçesiyle kavram otomobiller, neredeyse yıllardır firmaların vazgeçemediği bir ilgi mıknatısı durumunda. Tabii bu araçlar sadece “Gelsinler, görsünler, bayılsınlar!” felsefesiyle yapılmıyor. Daha çok “Vay arkadaş, yapmış adamlar!” dedirtmek için yaratılıyorlar. Ya da “Bak, biz böyle bir şey yaptık!” demek için.
Genelde yollarda pek rastlayamayacağınız tasarımlara, standart

Yazının Devamı