Trafik güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla tüm dünyada 3-9 Mayıs tarihleri Karayolları Trafik Haftası olarak kutlanıyor. Ülkemizde de bu kapsamda çeşitli etkinlikler yapılacak.
Etkinliklerin başlanıç tarihi bugün. Trafik haftasının son günü olan 9 Mayıs Pazar günü, Anneler Günü kutlamaları da olacak. Anlıyacağınız bu hafta içinde iki bayram ile çifte mutluluk yaşayacağız.
Çünkü hem trafik hem de annelerimiz ile ilgili iki kutsal içerikli gün bizleri mutlu edecek. Ne var ki, bu kutsal ikiliye çoğumuzun yeterli ilgi ve saygıyı göstermediği de bir gerçek.
* * *
Caddelerde kahrımızı çeken ve peşimizden koşan, bitmeyen hatalarımız nedeniyle bizleri uyaran trafik polisleridir. Bizleri dünyaya getirdiği günden beri acılarımızı paylaşan da annelerimiz değil midir?
Onun için bu hafta Annelerimiz ve Trafik Polislerimiz Haftası olmalıdır. İşte bu düşünceler çerçevesinde ve Trafik Haftası arifesinde ben de yaşadığıım ilginç bir olayı sizlerle paylaşacağım.
Aracının direksiyonunda rahatsızlanan bayan sürücüye, bir trafik polisinin yardımına tanık oldum.
ÜLKEMİZDE her yıl on bin civarında insanımızı trafik kazalarında kaybediyoruz.
İçişleri Bakanlığı trafik terörünü önlemek için 2008 yılından buyana trafik güvenliğinde Yeni Açılımlar Hedefler ve Çözüm Projeleri üzerinde çalışıyor. Bu amaçla tüm illeri kapsayacak bölge değerlendirme toplantıları başlatıldı. 15- 16 Nisan’da İzmir’de yapılan toplantıya Ege’den 10 ilin Trafikten Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcıları ile Trafik Denetleme Tescil ve Bölge Şube Müdürleri ile yardımcıları katıldılar.
Her il için geçen bir yılın çalışmaları, sorunları gözden geçirilip çözüme yönelik değerlendirmeler ve proje uygulama esasları ele alınarak hedefe ulaşımın tespitleri yapıldı.
Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı ve Trafik Hizmetleri Başkanı Osman Karakuş, ekibiyle birlikte geldiği bu toplantı nedeniyle İzmir’in onur konuğu oldu.
Ve; toplantının açılış töreninde tüm ülkeye trafik ile ilgili açılım mesajları verdi:
- Ülkemizde trafik denetimleri elektronik sistemler ile yönetilecektir.
- 450 adet yeni radar sistemi montaj edilecek ve kent içi ve şehir dışında yerleri değiştirilecek kamerelarla 24 saat trafik denetimi yapılacak. Cezalar plakaya kesilip gönderilecek.
İSTANBUL -Manisa yönünden gelen kamyon ve TIR’ların İzmir’e giriş noktası Bornova Topçu Tugayı önünde trafik ışıklarının bulunduğu kavşaktır.
Burası son yıllarda trafikte Kara Nokta olup, Ölüm Kavşağı adını almıştır.
Bu nedenledir ki bazı yetkililerin ısrarla tek kurtuluş yolu olduğunu söylediği tüp geçit, yani alt geçit yapıldı.
Böylece “Ölüm Kavşağı” Osman Kibar Meydanı’na bağlanmış oldu.
Sonuç; kazalar şimdi burada olmaya başladı.
Anlıyacağınız alt geçitin kesin çözüm olmadığı her geçen gün, her kaza sonrası, tekrar konuşulmaya ve yazılmaya başlandı.
İzmir’e giriş yapan araç sürücüleri, Çiçekli Köy girişini geçer-geçmez ilk tepe olan ve “Zirve” denilen yerde, yolculuğun bitiş psikolojisini yaşarlar.
BİRİNCİ Dünya savaşı sırasında İngiliz savaş gemileri uğradıkları limanlarda Türk gemilerini teslim alıyor veya batırıyorlardı.
1914 yılında bu gemiler Urla Limanı’na yanıştı.
Urla İskelesi’nde Beyrut adlı bir yat ile Kınalıada Vapuru demirliydiler.
Teslim alınmak istenen bu iki tekne, düşmana teslim edilmemek için Türk gemicileri tarafından ateşe verilerek yakılmak istendi.
* * *
Ali Fehmi Efendi Urla’da görev yapan bir polis memuruydu.
Yanmakta olan gemileri görünce bir sandala binerek alevlere doğru kürek çekti.
BASIN mensupları ile trafik polisi görevleri nedeniyle trafikte sık sık karşı karşıya gelirler.
Bu nedenle de aynı sıklıkta çeşitli olumsuzluklar yaşanır.
Her iki kurumun genel müdürleri, polis -gazeteci dostluğunun bozulmaması ve görev yaparken birbirlerine yardımcı olmaları için bir işbirliği protokolü yaptılar.
Emniyet Genel Müdürü Sayın Oğuz Kağan Köksal ile Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Sayın Salih Melek, bu konuda açılım diyebileceğimiz kararlara imza attılar.
* * *
Emniyet Genel Müdürlüğü ile Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü arasında 23 Haziran 2009 tarihinde ortaklaşa imzalanan protokol ile Basın mensuplarına trafikte kolaylık sağlanması amaçlanmaktadır.
Böylece basın kartı sahiplerine görevleri sırasında trafikte kendilerine yardımcı olunması amacıyla Basın Trafik Kartı verilmektedir.
ESKİ adıyla Büyük Efes Oteli’nin arkası, “Palmiyeli Sokak” olarak bilinen bir yaya yolumuz var.
Amerikan Kültür Merkezi’nin önüne kadar, iki tarafı koskoca palmiye ağaçlarıyla süslü bu sokağın, Karaca Otel’inden sonraki bölümü parke taş döşenerek bir “Sevgi Yolu” na dönüştürüldü.
Çankaya yönündeki bölüm ise trafiğe tek yön açık.
Bu ikiye bölünmüşlük, yolun sağ tarafındaki ilginç yiyecek mekanları ve kaldırım taşlarının güzelliği sayesinde hoş bir görüntü oluşturuyor. Oysa yayaların yürüyebileceği yolun solu ise, içler acısı halde.
Aynı yolun bir tarafı sanki Paris, diğer tarafı Vietnam.
Tıpkı, “güzel” ve “çirkin” gibi...
* * *
HER yıl yaklaşık on bin insanın ölümüyle sonuçlanan trafik kazalarının önlenebilmesinin tek çözümü bireyler arası karşılıklı saygı ve eğitimdir.
Trafik Hizmetleri Başkanlığı, ülkemizin metropol illerinde trafik akışı, denetimleri ile görevli memurların hareketlerini trafik röntgenleri çekerek izlemektedir.
Anlayacağınız artık trafikte denetim görevi yapanlar da denetleniyor. Böylelikle otokontrol sistemi sağlanıyor, şikayetlerin önü alınıyor. En önemlisi de para alışverişi titizlikle inceleniyor.
Bu sistem çok yerinde ve gerekliydi.
Çünkü trafikte yaşanan ceza ağırlıklı işlemlerde, yeni atanan tecrübesiz ve inisiyatif kullanmakta zorlanan memurlar yüzünden vatandaş sıkıntılı anlar yaşıyor.
Ben dahil yüzlerce kişi bu yüzden dertliyiz.
Olayların maddi yönü belki pek önemli değil. Ama memurların, sürücülerin de birer insan olduklarını unutmamaları gerekir.
YAZIMIN başlığını cadde ve bulvarlara asılı bir pankarttan aldım.
Sizin için ya da çoğumuz için sıradan bir başlık ama benim için öyle değil.
Ben çok etkilenmiştim...
Çünkü. inanıyorum ki pankartta yazılı bu cümle, yazdıranlar tarafından özenle seçilmişti.
İzmir’e, bizlere gelecek için verilmiş bir hizmet sözü olmanın yanısıra, sanki geçmişte yapılan hizmetleri de hatırlatmak istiyor gibiydi.
Çok anlamlı ve bir o kadar önemli mesajlar içeren bu cümle, ne yazık ki sadece bir seçim sloganı olarak kaldı.
Amacım kişi veya kurumları yıpratmak, yermek, yerden yere vurmak değil.