BİRİNCİ Dünya savaşı sırasında İngiliz savaş gemileri uğradıkları limanlarda Türk gemilerini teslim alıyor veya batırıyorlardı.
1914 yılında bu gemiler Urla Limanı’na yanıştı.
Urla İskelesi’nde Beyrut adlı bir yat ile Kınalıada Vapuru demirliydiler.
Teslim alınmak istenen bu iki tekne, düşmana teslim edilmemek için Türk gemicileri tarafından ateşe verilerek yakılmak istendi.
* * *
Ali Fehmi Efendi Urla’da görev yapan bir polis memuruydu.
Yanmakta olan gemileri görünce bir sandala binerek alevlere doğru kürek çekti.
Yanan Kınalıada Vapuru’na çıkarak güçlükle ve ölüme meydan okuyarak geminin tek silahı olan topu yerinden sökerek sandala indirmeyi başardı.
Düşman gemilerinden atılan mermi ile güllelere aldırmadan vatan sevgisi ve iman gücüyle topu kıyıya taşıdı.
Ve kurulan topla açılan ateş sayesinde tıpkı Çanakkale gibi, İngilizler Urla’yı da geçemedi.
* * *
Geçtiğimiz yıllarda Urla İskelesi’nde Kahraman Polis Memuru Ali Fehmi Efendi anısına bir anıt heykel yapıldı.
Türkiye de bir ilkti. Ülke savunması veya görev esnasında can veren tüm polis şehitlerimizin anısına ithaf edildi.
10 Nisan 1845 Polis Teşkilatı’nın ilk kez İstanbul da kuruluşunun tarihidir.
Bu nedenle daha önceleri zabıta adı altında görev yapan Emniyet Teşkilatı’nın Kuruluş Günü 10 Nisan olarak kabul edilmiştir.
Malımızı, canımızı emanet ettiğimiz Türk Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun 165’inci altın yılını bir hafta boyunca kutladık.
Dikkatimi çekti.
Onca tören yapıldı ama, bir tanesi bile Urla’daki Kahraman Polis Memuru Ali Fehmi Efendi’nin anıtı başında değildi.
Neden?
Doğrusu üzüldüm. Herkesin Urla İskelesi’ndeki polis kamp ve tesislerini çok iyi bildiğinden eminim.
Hiç mi buraya giderken bu anıt kimsenin dikkatini çekmedi?
Baktım olmuyor. Atlayıp gittim.
Kahraman Polis Anıtı’nın önünde Ali Fehmi Efendi başta olmak üzere tüm görev şehitlerimizin anısına dua ettim. Rahmet diledim ve minnet duygularımı dile getirdim.
