Gaz ver, gaz ver, gaz ver, denir ya...
Gaza basan da gaza basılan araca binen de, dışarıdan seyreden de böyle durumlarda “gaza gelir...”
İzmir’de böyle bir “gaza basma” sendromu yaşıyoruz.
Nereden mi biliyorum?
Elmalarla armutlar uzun süredir karıştırılıyor da ondan.
* * *
İzmir-Manisa Karayolu Sabuncubeli Tüneli’ni yapmak kimin görevi?
Oturdular...
Havagazı Fabrikası’nın bahçesinde gazeteciler ordusunu görünce, safları sıklaştırıp bol gülücüklü pozlar verdiler.
Gülüştüler...
Konuşur gibi yaptılar...
Yalancıktan “uzlaşma” görüntüsü yarattılar.
Ve ertesi gün tüm medya manşet attı:
- Başkanlar barıştı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi’nin İzmir’de toplanmasının gerekçesini şu cümleyle özetledi:
“İç çekişmeler...”
“Nihayet mi?” demek lazım...
Yoksa “Günaydın mı?..”
Ya da “Hayırlı işler mi?” bilemiyorum...
Bildiğim tek şey; Kemal Bey’in çok geç kaldığı...
* * *
CHP açısından önemli bir gün bugün...
İzmir’de seçim öncesi başlayan, 12 Haziran’dan sonra tavan yapan parti içindeki sorun, sıkıntı ve yaşananlarla ilgili herkes eteğindeki taşı dökecek.
Bence ne varsa konuşulmalı...
Dobra dobra...
Mertçe...
Katkısız ve abartısız...
Yorum değil, tespit yaparak anlatmalı krize neden olan gerçekleri...
Hoşbulduk...
Ayrılığımız biraz uzadı ama zaman dediğiniz ne ki!
Başlıyor, bir bakmışsınız bitmiş.
Sonuçta sizlerle buluşmak gerçekten çok güzel ve heyecanlı...
* * *
Bu köşenin tatilde olduğu dönemde, İzmir’de ilginç olaylar yaşandı.
Merak etmeyin ben de sizin gibi Milliyet Ege’den hepsini satır satır, tüm ayrıntılarına kadar takip ettim.
Bir daha mı tövbe...
Aklıma esti, bir “Cuma Gecesi Yaz Bekarlığı” yaptık, burnumdan geldi.
Aslında ben sırf sizin için “kendimi feda ettim” ama kimse “kıymetimi” bilemedi.
Önce evde kıyamet koptu.
Sevgili karım, “rezil ettin beni” diye dikildi karşıma...
Allah allah ne yaptım ki ben?
İzmir’de 12 Haziran’da beklenen oyun alınamaması, AK Parti’nin ilk kez yüzde 37’lere tırmanışı...
İl örgütünde yaşanan uyumsuzluk, sürtüşmeler ve çekişmeler...
Tüm bunlara bir de Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları arasındaki “kavga” eklenince...
CHP’de “kabak” birilerinin başına patlayacak, mutlaka bir “günah keçisi” bulunması gibi bir zaruret yarattı.
Görünen o ki, Kılıçdaroğlu, pazartesi ya da en geç salı günü yeni CHP MYK’sını açıklarken, İzmir faturasını da kesecek.
Kime mi?
Büyük olasılıkla MYK’daki tek İzmirli Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel’e...
Artık her kurumda işlem yaparken, telefon hattı alırken, bir yerlere abone olurken, kargo alıp verirken, havale işlemlerinde.. vs.. her koşulda kimlik fotokopisi isteniyor.
Biliyor musunuz; aslında bu yasal değil.
Ama, koca form doldurmak yerine, istendiğinde kimliğimizin fotokopisini vermek bizim de işimize ya da kolayımıza geliyor.
Fotokopiyi iliştiriyorlar o belgelere, kendilerini garantiye alıyorlar ve işleri hızlandırıyorlar.
Yasal olmamakla birlikte, sebep her neyse sonuçta artık kimlik fokopisi ile pek çok işlem yapılması, alışılmış bir durum oldu.
Peki, kimlik fotokopiniz ile başkaları neler yapabilir diye hiç düşündünüz mü?
Size bir kaç örnek: