Geçen pazar sabahı bir tatsız sürprizle uyandım.
Tuvaletin ışığını yaktığımda elektriklerin kesik olduğunu anladım.
Önce, genel bir kesinti zannedip biraz bekledim.
Daha sonra koridorda ışık olduğunu görünce, sadece bizim dairenin sigortalarının attığını düşündüm.
Merdivenlerden inip, elektrik panosunu açtığımda hiçbir dairenin saatinin çalışmadığını gördüm.
Zaten bir süre sonra koridordaki elektrik de gitti.
En yakındaki elektrikçi dükkanına gidip, cep telefonundan ilgiliyi kişiyi aradım.
CHP’nin “iki büyük” yetkilisi, Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin ve Volkan Canalioğlu, “iki gündür” İzmir’deler...
Ziyaretler yapıldı, “sorgu odaları” kuruldu; önce tek tek, sonra daha samimi ortamlarda topluca görüşmeler gerçekleştirildi.
Sizce Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na ve isyancı CHP’li İlçe belediye başkanlarına ne söylemiş olabilirler?
Aziz Bey’in kulağını tutup, “Ah anam” dedirtinceye kadar çekemeyeceklerine...
İlçe belediye başkanlarını falakaya yatırıp, eşek sudan gelinceye kadar dövemeyeceklerine göre...
Ya da...
Aziz Bey’e; İzmir’de CHP’ye zarar veriyorsun, istifa et kardeşim...
İzmir’de günlerdir içinde yaşıyor, incik-cıncık yazıyoruz.
Peki Karabağlar, Karşıyaka, Konak, Çiğli, Bayraklı, Bornova, Menderes ve Buca belediye başkanlarının yaktığı “isyan ateşi” dışarıdan nasıl görünüyor, ya da yorumlanıyor?
Gazeteci Münir Koçarslan, kısa bir süre önce İstanbul’a yerleşti.
Farklı Haber 8. com’u yönetiyor.
Münir, İzmir’i iyi bilen, haberi iyi koklayan bir gazetecidir.
Görüşlerini, önerilerini ciddiye alır, önemserim.
Koçarslan’ın İzmir’deki olaylara bakış açısı ilginç:
Keyifli bir cuma akşamı Çeşme’deyim.
Keyfim şundan; her cuma akşamı olduğu gibi birlikte yola çıkmadık bu hafta.
Çok sevgili eşim Meltem, İzmir’de kaldı.
Cumartesi öğleye kadar işi varmış.
Ne yapayım, gönlüm onun “gavur ...” gibi yanan İzmir’de kalmasına razı olmadı, aklım onda kaldı ama, “Hadi cicikom, ne olur sen git” diye ısrar edince, dayanamadım, bastım gaza geldim.
* * *
Önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu...
Ardından da Yerel Yönetimlerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Canalioğlu...
Büyükşehir Belediyesi ile İlçe belediye başkanları arasında “krize” neden olan gelişmelerle ilgili olarak genel başkan ve genel başkan yardımcısı düzeyindeki parti bakışı, Aziz Kocaoğlu için bir uyarı niteliği taşıyor gibi.
Nereden anlıyoruz?
Trabzon eski Belediye Başkanı olan Genel Başkan Yardımcısı Canalioğlu, dün özel olarak Kocaoğlu‘na seslendi:
“Sağduyulu ol. Ağabeylik yap...”
Aksi olsaydı, aynı uyarıyı Aziz Bey’e “kazan kaldıran” ilçe belediye başkanlarına yapardı, diye düşünüyorum.
CHP İl Başkanı Tacettin Bayır’ın, “Mangal partisi yapmışlar. Keşke beni de davet etselerdi” dediği, yani ciddiye almadığı hareket, “kartopu” gibi yuvarlandıkça büyüyüp “çığ”a dönüşünce işin rengi değişti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İlçe Belediye başkanları ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu arasında yaşanan “krize” daha fazla seyirci kalamadı, “kim haklı-kim haksız”ı tespit için İzmir’e “gizlice” iki müfettiş gönderdi.
CHP Parti Meclisi üyesi olan bu iki müfettişin “deşifre” olmamaları ve rahat çalışabilmeleri için isimlerini yayınlamıyorum. Ama herkes bilsin ki, Kılıçdaroğlu’nun özel yetkili olarak görevlendirdiği iki müfettiş iki gündür, İzmir’de çeşitli kesimlerle görüşüp, bilgi alışverişinde bulunuyorlar.
* * *
CHP’li müfettişlere verilen kesin talimat şu:
Herhangi bir şekilde il ve ilçe başkanlarıyla ikili temas kurmayacaksınız.
İzmir milletvekillerinin yakınından geçmeyi bırakın, semtlerine dahi uğramayacaksınız.
İzmir’de ortam karışık...
İlçe Belediye başkanlarının Büyükşehir isyanını bastırmak için devreye CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel girdi ama o da suların durulmasını sağlayamadı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel’in, Altınyol’daki işyerinde, spontane oluşan başkanlar zirvesinde, herkes eteğindeki taşları döktü.
CHP’li İlçe Belediye başkanlarının, CHP’li Aziz Kocaoğlu’nun yönetim tarzı ve tutumundan yakınırken sarf ettikleri ağır sözler ve suçlamalar, olayın ne kadar ciddi ve tehlikeli bir boyuta ulaştığının habercisiydi.
29 Mart 2009’da İzmirlilerin yarıdan fazlasının oyunu alarak seçilen CHP’li yerel yöneticilerin, 2.5 yılda neredeyse aynı masaya oturamayacak hale gelmeleri, bu toplantıdan çıkan en çarpıcı sonuçlardan biriydi.
* * *
Karşıyaka-Bayraklı-Çiğli-Buca Belediye başkanları, CHP Genel Başkanı Alaattin Yüksel’e de veryansın ettiler.
Kimse alınmasın, darılmasın, gücenmesin.
Hiçbir kimsenin ve hiçbir kurumun, 5 yıldızlı otellerdeki 5 yıldızlı iftar yemeklerine gitmeyeceğim.
Neden bu yıl derseniz; kaç yıldır böyle bir karar vermek için nasıl uğraştığımı, kendimle mücade ettiğimi bir bilseniz.
Günah...
Ayıp olur...
Sana yakışmaz, gibi bahanelerinin ardına sığınıp, alacağım kararı hep erteledim.
Ama biliyorum; İzmir’de 5 yıldızlı otellerin ve restoranların tamamı “iftar yemekleri” için şimdiden rezerve edildi.