Oturdular...
Havagazı Fabrikası’nın bahçesinde gazeteciler ordusunu görünce, safları sıklaştırıp bol gülücüklü pozlar verdiler.
Gülüştüler...
Konuşur gibi yaptılar...
Yalancıktan “uzlaşma” görüntüsü yarattılar.
Ve ertesi gün tüm medya manşet attı:
- Başkanlar barıştı.
- Kılıçdaroğlu, iki aylık krizi 1.5 saatte çözdü...
* * *
CHP’li Büyükşehir ile CHP’li İlçe Belediye Başkanları arasında yaşanan sorun sürecinde, “İsyancı” yakıştırması ile anılan isimlerin çoğuyla tek tek konuştum.
“Hayırlı olsun, sorun çözülmüş” dedim...
Hepsi de, acı acı gülümsemeyle “Öyle diyorsanız, öyledir” yanıtını verdi.
* * *
Aynı görüşteyim.
Aziz Kocaoğlu ile CHP’li İlçe Belediye Başkanları arasında şayet bir “sorun” varsa...
Sıkıntı yaratan neyse, o sorun, ilk günkü gibi ciddiyetini koruyor.
Çözülen, çözümlenen hiçbir şey yok.
Yani “uzlaşılmış” görüntüsü var, “icraat” yok... Bu böyle biline.
* * *
Kamuoyunda yanlış bir algılama yaşanıyor.
Olaylara, Aziz Kocaoğlu ile CHP’li İlçe Belediye Başkanları arasında “kişisel” bir sorun, anlaşmazlık varmış gibi bakılıyor.
Sorun “kişisel” değil, uygulamayla ilgili.
Yoksa, küçük başkanlar Aziz Bey’e, “Ağabeyimiz, liderimiz, başkanımız...”
Kocaoğlu da onlara, “Arkadaşlarım, kardeşlerim” diyor.
Sevgi sonsuz, saygı limitsiz.
Ama bu yakınlık, bu dayanışma, hizmette ya da projelerde, ilçelerin ihtiyaçlarının çözümünde ve bürokrasinin işleyişinde “eksi”ye dönüşüyor.
Seçilmiş ilçe belediye başkanları;
- Büyükşehir bürokratlarının kapısında saatlerce beklemek...
- Bilgi almak için telefon ettiklerinde, “Yerinde değil, toplantıda” diye atlatılmak...
- İlçede yapılacak her hangi bir çalışmayla ilgili bilgi alamamak...
- Kamu yararına yapılacak işlerde, ilçelerden gelen tüm önerge ve tekliflerin, “uygun değil” diye geri çevrilmesini yaşamak...
- Büyükşehir’in görev ve sorumluluğudaki yatırımlardan hakça ve eşit ölcüde pay alamamak...
- Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan, “iş görüşmesi” için 6-7 aydır randevu beklemek...
İS-TE-Mİ-YOR-LAR.
* * *
Aziz Bey’in bu konuda “art niyetli” olduğunu düşünmüyorum.
Ama Büyükşehir’de bürokrasinin iyi çalışmadığı, işlerin sağlıklı yürümediği ve büyük bir kargaşanın yaşandığını adım gibi biliyorum.
Çözüm, Aziz Başkan’ın çok acil olarak, yeniden bir yapılanmaya gitmesidir.
Manen karar vermek zor ama Büyükşehir’e acilen bir “Genel Sekreter” atanması lazım.
Bu yapılamıyorsa, ilçe belediye başkanları ile 24 saat muhatap olabilecek, sorumlu ve “yetki donanımlı” koordinatör unvanlı bir genel sekreter yardımcılığı oluşturulmalıdır.
Doğrudan Aziz Bey’e bağlı, ilçe belediye başkanları ile Kocaoğlu arasında “köprü” görevi yapacak bu bürokrat, gerekirse Büyükşehir Belediye Başkanı’nın talimatıyla, kurumdaki her hangi bir müdürlükte yaptırım gücüne sahip olacaktır.
Uygulayın bunu; bakın o zaman ne kavga çıkar, ne de isyan...
Çünkü hiç kimse, “Senin gözününde üstünde kaş var” diye söylenip durmuyor...
Tek yapılmak istenen, halka daha iyi hizmet etmek, vatandaşın günlük yaşamını kolaylaştırmak.
Zaten Büyükşehir’de de, ilçelerde de belediye başkanlarını bunun için seçmiyor muyuz?
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024