Hamdi Türkmen

Sözün bittiği bir gündeyiz...
Kanım donmuş durumdayım.
Ne yazacağımı, ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Bildiğim tek şey; bu ülkede artık şaşırtıcı, baş döndürücü işlerin yaşandığıdır.
Çok değil, daha beş ay öncesi, “ateşkes” yaşanan bir ülkede, ne oldu da, bir süredir mayınlar bombalar patlamaya başladı?
Silahlar kan kusmaya, bölücü eşkıya kent merkezi, halı saha, düğün salonu fark etmeden saldırıya geçti.
Dün 24 vatan evladımızı...

Çeşme Tapu Dairesi’nde “lastik patladı...”
Aslında lastik çoktan patlaktı ve işler jant üzerinde yürüyordu.
Ama herkes “Üç Maymun”u oynadığı için vaziyet idare ediliyordu.
Çeşme’de, sıradan bir tapu çıkarmak üzere yaşadıklarımı tam 1.5 yıl önce yazmıştım.
Soruşturma açıldı, tarafıma da “yok böyle bir şey” demeye gelen bir açıklama gönderildi.
Anlayacağınız; resmen susturuldum.
Peki ne yaptım; “Allaha havale ettim...”

12 Haziran genel seçimlerinin İzmir’e tek faydası; sonuçları ne olursa olsun kentin uykudan silkinip gelişmesi, atılım yapması, ihmal edilmiş ya da bir şekilde ötelenmiş projelerinin hayata geçirilmesi yolunda ciddi adımların atılması oldu.
Herkes bir şekilde, son gelişmeler üzerine fikrini söylüyor.
Hoşuma gidiyor...
Tartışılması bile çok keyifli.
Çünkü bugün gelinen nokta, hiçbir şey yapmamak, hiçbir şekilde konuşmamaktan çok daha iyi.
* * *
Uğur Yüce’yi tanıyanlar çok iyi bilir.

Devamı haftaya demiştim.
Ekselans Turizm; Erdoğan Tözge’nin davetlisi olarak komşunun bize en yakın adası Sakız’dayız.
Son gece...
Laf aramızda zaten bir gece kaldık.
O zaman ilk ve son gecemiz diyelim.

Ne kişisel ne de kurumsal hiçbir sorunum olmadı.
Hatta İzmir’de sivil toplum kuruluşunun başkanlığını yaptığı dönemde, çalışmalarnını kaç kez alkışladığımı ve taktir ettiğimi hem kendisi hem de siz okuyucularım çok yakından biliyorsunuz.
Kısacası iyi bir insan.
Ama iyi bir CHP İzmir İl Başkanı olamadı.
Kemal Kılıçdaroğlu tarafından “kritik” bir dönemde göreve atandı.
Örgütü toparlamak, birleştirmek, partiyi büyütmek örgüte hakim olmak yerine, gruplar ve hizipler arasındaki çatlağı onarmak, küçültmek yerine adeta uçuruma dönüştürdü.
Bugün yaşanan imza olayı, Tacettin Bayır’ın CHP’nin Başkenti olan İzmir’de yarattığı ya da neden olduğu, bir değil,iki değil, beş değil, on değil, yüzlerce krizin sonucudur.

Aziz Kocaoğlu, Mavişehir’e yapılmak istenen stat ile ilgili tartışmalara son noktayı koydu:
Olmaz...
Ekledi:
KSK’ye stadı ben Büyükşehir olarak Örnekköy’e yapacağım...
* * *
KSK Başkanı Hüseyin Çalışkan’ı, Mavişehir’e bu koşullarda stat yapma konusundaki ısrarından dolayı kınamıyor, aksine hak veriyorum.
Çünkü benzer sorunları İzmir’deki her spor kulübü yaşıyor.

Karşıyaka’nın stat ihtiyacı var mı? Var... Yapılmalı mı? Yapılmalı... Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu yerel seçimlerde söz verdi mi?
Verdi...
Yeri belirlendi mi?
Belirlendi...
Stat için Örnekköy’de 70 dönüm yer bulunup, Valilik tarafından bunun 40 dönümünün tahsisi kesinleşti mi?
Kesinleşti.
Ya parası?

Doğruluğuna yüzde yüz inandığım halde...
Okurken ve yazarken de, bugün yayınlanmış halini okurken de, içimden “İnşallah doğru değildir” diye dua ettiğimi bilmenizi istiyorum.
İzmir’de görev yapan genç bir doktor anlattı.
Aslında pek konuşmak istemiyordu ama zorlayınca dayanamadı.
Genç doktor arkadaş, İzmir’deki bir eğitim araştırma hastanesinde yaşananları “Akıl almaz bir uygulama” olarak tanımlıyor.
Söz konusu hastane; Yenişehir’deki Dr. Suat Zeren Göğüs Hastalıkları Hastanesi.
Durum şu: