Haber önce Gazeteciler Cemiyeti’nin 9 Eylül Gazetesi’nde fotoğraflı yayınlandı.
Sonra ulusal kanallar devreye girdi.
Dün de İzmirli yazar Münir Koçarslan yazdı.
Cübbeli ve sarıklı iki kişi; İzmir’in en aydınlık yüzü Birinci Kordon’da, banklarda, deniz kenarında oturanlara soruyorlar.
Daha doğrusu; uyarıyorlar:
“Ey faniler; İslam’ın emir ve yasaklarına uyun.”
Yürüyen kadınların önünü kesip:
Bakan Bey‘in İzmir için açıkladığı 35 Proje’nin ilki olan Konak Tüneli, korkarım Başkan‘ın Üçyol-Üçkuyular Metrosu’ndan önce işletmeye açılacak gibi.
Şüphesiz aynı zorlukta bir inşaat değil.
Teknik açıdan da daha basit.
Ama sonuçta bir tünel inşaatı...
O da tıpkı metro gibi açılıyor.
Tünel inşaatlarını etkileyen pek çok faktör var.
Aziz Bey’in işi gerçekten çok zor.
Allah yardımcısı olsun.
Son iki yıldır Kocaoğlu ile ilgili yakınmaların odak noktası, “yeterli hizmet yapmaması ve proje üretmemesi”; öyle değil mi?
Evet!
Bu yüzden de, bazı kesimlerde, “Aziz Bey tekrar aday olursa CHP’ye oy vermem” diye konuşulmuyor mu?
Konuşuluyor!
Bir insan kentin ihtiyacı olan bir proje yapmak istediğinde, karşısına hep “engel” çıkarılırsa, o kişi ne yapsın?
Beni pek sevmediklerini biliyorum.
Kim bilir, “marjinal” ya da onlara göre “düzenin adamı(!)” olabilirim.
Kızmıyorum.
Onlar da bana kızmıyorlar.
Aykırı görüşlerimizi kişisellik boyutuna indirgemediğimiz sürece, karşılıklı çok sevdiğimiz bu İzmir’de kardeş kardeş geçiniyor, birlikte yaşlanıyoruz.
İstemezükçüler...
Yani bazı meslek odalarımız...
Bütünşehir yasası ne getirecek ne götürecek?
Tasarıda bilinenin dışında farklı bir madde yoksa; İzmir ilk yerel seçimlerden sonra, 30 İlçesiyle tek bir belediye başkanının hizmet alanı haline dönüşecek.
Başka bir ifadeyle kent, demokrasinin vazgeçilmez birinci maddesi olan yerinden yönetim ilkesinden uzaklaşacak.
Kentlerin cesamesi büyüdükçe, nüfusu arttıkça, derdinin de büyüdüğü bir gerçek.
İstanbul bunun bir örneği.
14 milyonu aşan nüfusuyla ülkenin sürekli başarısı.
Bütünşehir yasasıyla şimdi yeni İstanbullar yaratmaya çalışıyoruz.
Üzerinize afiyet, ufak bir gripal durumum var.
O nedenle sabah geç kalkabildim.
Ama asıl sorun o değil.
Aptal gibiyim.
Sallapati mutfağa geçtim; Meltem Hanım “pazar sabahı” kahvaltısını hazırlamış.
Bir tek “sucuklu yumurtam” eksik, başka ne istersen masada...
Gözümü açamıyorum.
Aziz Kocaoğlu ısrarcı:
İzmir’de Büyükşehir/Bütünşehir Belediye Başkan adayı önseçimle belirlenmeli.
Tek şartı var, o da;
Çıkan sonucun Genel Merkez tarafından değişikliğe uğratılmadan uygulanması.
İlçe Belediye başkanları için de “sandık” konulmasından yana.
“Kendine güvenen, bu demokratik uygulamadan korkmaz, kaçmaz, sonucuna razı olur” diyor.
“Risk değil mi?” diyorum.
Doğru yöntem önseçim yapılmasıdır.
Çünkü kongreler sürecinde önseçim delege sayımız çok arttı.
İzmir’de şu anda CHP içerisinden seçilmiş 35 bin civarında delege var.
Demokrasinin gereği olan önseçim yapıldığı takdirde en doğru sonuca ulaşılacaktır.”
Bu sözler önümüzdeki yerel seçimlerde CHP’den adayı gösterilip gösterilmeyeceği tartışılan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na ait.
Erken de olsa, önemli bir çıkış...