Aziz Kocaoğlu ısrarcı:
İzmir’de Büyükşehir/Bütünşehir Belediye Başkan adayı önseçimle belirlenmeli.
Tek şartı var, o da;
Çıkan sonucun Genel Merkez tarafından değişikliğe uğratılmadan uygulanması.
İlçe Belediye başkanları için de “sandık” konulmasından yana.
“Kendine güvenen, bu demokratik uygulamadan korkmaz, kaçmaz, sonucuna razı olur” diyor.
“Risk değil mi?” diyorum.
“Hayır” yanıtını veriyor ve ekliyor:
CHP tabanında bütünleşmeyi, ancak seçimlerde başkan ve meclis üyelerini önseçim yaparak belirlerse sağlayabilir.
Aksi, genel merkez ve genel başkan ağırlıklı atama, belki bazı arkadaşlardımızı memnun ediyor olabilir ama örgütümüzü parçalara böldüğünü de unutmamak gerekiyor.
CHP parti içi demokrasi istiyorsa; önseçim yapmak zorundadır.
İzmir’de 35 bin CHP’li delegenin seçeceği bir aday mı;
Ankara’da CHP Genel Merkezi’nin üç-beş kişiyle, belirleyeceği bir aday mı daha başarılı olur?
Ben, bu soruyu kime sorduysam; ikinci seçenek yanıtını aldım.”
Aziz Bey, durdu durdu yine turnayı gözünden vurdu ve CHP içinde yeni bir tartışma başlattı.
CHP lideri Kemal Bey’in, ilk günden itibaren, aday belirlemede tek tercihinin “önseçim” olduğu bilmeyen yok.
Çünkü; partinin ancak böyle bir uygulamayla canlanabileceğini, iç yarışın örgütü, dinamik ve diri tutacağına inananların başında geliyor.
Ne var ki, çeşitli nedenlerden dolayı büyükşehirlerde bunu başaramadı.
2013’te yapılması öngörülen yerel seçimlerde de, İstanbul-Ankara-İzmir başta olmak üzere bazı büyükşehir/bütünşehirlerde önseçim yerine, anketlerle aday belirleme yöntemini benimsemişti.
Aziz Kocaoğlu’nun çıkışı, bu planı bozabilir mi?
Belki “evet”; belki “hayır...”
Ama kesin olan şu ki; “önseçim ok”u yaydan bir kere çıktı...
Hedefe mi ulaşır, Kemal Bey’i mi vurur; orasını bilemem...
Önseçim, gerçekten her siyasi parti için en mükemmel, kavgasız gürültüsüz bir aday belirleme yöntemidir.
Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu anlattı; Çeşme’de 1989 yılından bu yana yani tam 23 yıldır, CHP, Belediye Başkanı, meclis üyeleri ve il genel meclisi üyelerini “önseçim” ile belirleniyormuş.
“Tık çıkmıyor...” diyor Tütüncüoğlu.
“O kadar rahat oluyor ki” diye ekledikten sonra, 2013’e gönderme yapıyor:
“Yasa çıkarsa, Çeşme ve Alaçatı’nın tek belediye başkanı olacak. Bakıyorum herkes bu birleşme sonrasındaki seçimi “düğüm” gibi görüyor.
Önseçim yaparsanız düğümü çözersiniz. Kim sandıktan çıkarsa, kaybedenin söyleyecek sözü kalmaz.
Ama adayı atama ile belirlerseniz, örgütü böler, güç kaybeder, belki de Çeşme’yi Alaçatı ile birlikte AK Parti’ye kaptırırsınız...”
Tütüncüoğlu’nun örneği gerçekten çarpıcı.
Şimdi bu tartışma için gözler ve sözler; CHP Genel Merkezi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nda.
Önerim şu:
Hazır Kılıçdaroğlu bugün İzmir’deyken, biri çıkıp da niçin bu soruyu sormuyor?
Aşırı kalabalık ve izdihamdan fırsat bulabilsem, ben soracağım ama ilk gün beceremedim.
Bugün de öyle olacağa benziyor.
O zaman ricam şu:
Acaba “İzmir’de büyükşehir/bütünşehir ve ilçe belediyelerde CHP adaylarının ön seçimle belirlenmesi önerisine ne diyorsunuz?” diye yazılı olarak sorsam, Sayın Genel Başkan yanıt verebilir mi?