Kaç gündür, birinin şu Sait’e “dur” demesini bekledim.
Nihayet o kişi; AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül oldu.
Şengül, “Biz özel hayata karışmayız. İşte İstanbul” demek için seçkin 50 İzmirliyi ünlü gece kulüpleri Reina, Locca, Çiçek Pasajı; kısacası bar-disko ve pavyonlarına götüreceğini söyleyen AK Partili Rıfat Sait’e ağzının payını verdi:
“AK Parti’nin gerek Cumhuriyet gerek bireysel hak ve özgürlükler noktasında kendini anlatmaya ve bu noktada meyhane meyhane gezmeye asla ihtiyacı yoktur, olamaz...”
Bir çift laf da ben etmek istiyorum:
“Hocam be; yanlış meslek seçmişsin.
Olay Vali Alaaddin Yüksel’i şayet 2000-2003 yılları arasında İzmir’de yaşamışsanız; yakından tanıyor olmanız gerekir.
Cumhuriyet kutlamalarını ülke çapında krize dönüştüren Yüksel, tam anlamıyla “yasakların” adamı...
Daha önce, benzer onlarca yasağa imza attığı için olmalı, meslektaşları arasında adı; “Yasakçı Vali”ye çıkmış bir devlet bürokratı.
Anlayacağınız sicili “yasak”larla dolu.
İzmir’de bıraktığı en önemli iz, bir yasakla ilgili:
Birinci Kordon’a koyduğu içki yasağı!...
Bugün hepimize düşen ortak görev;
Ulusal değerlere, Cumhuriyet’e sahip çıkmak,
Kurtuluş Savaşı’nı kazanan ruhu korumak,
Bu bilinci, gelecek kuşaklara aktarmaktır.
Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi,
Ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara,
El ele güçlü biçimde yürüyecektir.
Sıkıldım...
Biliyorum, sizler de sıkıldınız.
23 Nisan dert...
19 Mayıs sorun...
30 Ağustos, militaristlik...
9 Eylül sıradan bir gün...
29 Ekim yasaklı durumda...
İzmir ve kendisi için, ilk kez bu kadar net konuştu.
Deyim yerindeyse sorulara “sansürsüz” yanıt verdi.
Soru:
Büyükşehir’e aday mısınız?
Cevap:
Yerel seçimlerin henüz tarihi bile belli değil.
Kaldı ki, evet ya da hayır dersem, göreve devam eden başkanlarımız var. Geçmişte hem başkanlık hem de vekillik teklifleri aldım. Hiç düşünmedim. Duruşumuz da görüşümüz de belli.
İzmir’in bir Kordon’u var; bilen bilmeyen ahkam kesip duruyor.
Anlayacağınız herkesin kendine göre bir “Kordon’u Kurtarma” planı ve önerisi var.
Tıpkı Büyükşehir Belediyesi’nin ve Aziz Kocaoğlu’nun olduğu gibi...
Benim bir “Kordon” planım yok.
Olamaz da...
Çünkü;
EXPO nasıl gidiyor?
Neler yapılıyor?
Kasım ayında ikinci sunum var; hazırlıklar ne alemde?
Paris’te kimleri kürsüye çıkaracağız?
Kısacası bir bilen, bir duyan, ne yapılıyor ne ediliyor haberi olan var mı?
Sitemse sitem...
Atayol, son yıllarda İzmir kent içi ulaşımının çözümü için önerilen önemli bir kaç projeden biri...
Hatta belki de en önemlisi...
Büyükşehir Belediyesi önemser, hayata geçiririr mi; orasını bilemem.
Ancak;
Atayol, hiç kimsenin elinin tersiyle itip, burun kıvırarak bir köşeye atabileceği türden bir proje değil.
İlgili kurumların, buna Ulaştırma Bakanlığı da dahil ciddiye alıp, gerekirse tartışma açarak kente mutlaka kazandırılması gereken bir çalışma ve proje...