Beni pek sevmediklerini biliyorum.
Kim bilir, “marjinal” ya da onlara göre “düzenin adamı(!)” olabilirim.
Kızmıyorum.
Onlar da bana kızmıyorlar.
Aykırı görüşlerimizi kişisellik boyutuna indirgemediğimiz sürece, karşılıklı çok sevdiğimiz bu İzmir’de kardeş kardeş geçiniyor, birlikte yaşlanıyoruz.
İstemezükçüler...
Yani bazı meslek odalarımız...
İzmir’e ne yapılmak istendiyse “karşı çıkmasalar” olmuyor.
İtirazlar, davalar, iptaller, bir otopark yapılacak, yıllarca sürünüyor.
Gökdelenler Bölgesi de denen, Alsancak-Bayraklı arasındaki Yeni Kent Merkezi...
Sekiz yıldır çivi çakılamadı.
Mahkemeler sonlandı; tekli, çiftli kule inşaatların peş peşe temelleri atıldı, yeni kent merkezinin sülieti ortaya çıkmaya başladı.
Tabi talihsiz olanları da var.
Basmane Dünya Ticaret Merkezi...
İnciraltı Planları...
Alsancak Kruvaziyer Limanı...
Konak Tüneli gibi...
İzmir’deki bu “istemezük” modasına, “çıkarlarına dokununca” Ankara’da başladı.
Büyükşehir Belediyesi’nin Üçkuyular-Halkapınar arasında yapmayı planladığı “tramvay projesi”, kentin trafik ve ulaşımını rahatlatmak yerine, daha da içinden çıkılmaz hale getirecekmiş!
Özellikle de Alsancak Garı, Sait Altınordu, Vahap Özaltay, Lozan ve Montrö Meydanları ile Şair Eşref Bulvarı’nda!
Dezavantajları ne olursa olsun katılmıyorum.
Hele, Özelleştirme’nin öngördüğü gibi Üçkuyular’dan gelen tramvayın, Cumhuriyet Alanı’nda sonlandırılmasına hiç katılmıyorum.
Ancak;
Mimarlar Odası Başkanı Hasan Topal’ın Büyükşehir’in Tramvay Projesi ile ilgili açıkladığı çekincelere ve görüşlere katılmayı bırakın söylediği her şeyin altına ben de imzamı atıyorum.
(Oh be, Sayın Topal ile nihayet bir projede birleştik...)
Tramvay; bir metro, hafif raylı sistem, metrobüs ya da tekerlekli araçlarda olduğu gibi özel bölünmüş yol isteyen bir toplu taşım aracı değildir.
Tramvay, cadde ve meydanlarda araç ve yaya trafiğiyle iç içe çalışır.
Büyükşehir’in öngördüğü gibi, Şair Eşref Bulvarı’nda yüzlerce dut ağacının kesilerek tramvay yolu açılmasına da bu nedenle gerek yoktur.
Ülkemizde de, dünyada da tramvayın kullanıldığı her kentte bu böyledir.
(Utanmasam, ‘Aziz Başkan bürokratları Viyana’ya götür’ diyeceğim...)
Ve Mithatpaşa Caddesi...
Üçkuyular çıkışlı tramvayın Konak’a kadar güzergahı, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı değil, Mithatpaşa olmalıdır.
Sahil Yolu zaten otoparkları, araç ve trafik yoğunluğu ile kapasitesini doldurmuştur.
Bir de tramvay yükünü çekecek durumda değildir.
Mithatpaşa ise neredeyse hiç kullanmaz durumdadır.
Tarihi Cadde, apartmanların açık otoparkı haline dönüşmüştür.
Tramvayı Mithatpaşa’ya taşırsanız, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nı kurtarmakla kalmaz, bu caddeyi eskisi gibi hareketleli hale getirip yaşatırsınız.
Aziz Bey, İzmir’in tramvaylı günleri anımsamaz.
Çünkü o yıllarda Tokat Erbaa’da çocuktu.
Ben de İzmir’de çalışan tramvaya hiç binmedim.
Ama Asansör’de oturduğumuz için, Mithatpaşa Caddesi’nde gidip-gelen tramvayı çok net hatırlıyorum.
Tramvay yapılacaksa, güzergahı, Oda Başkanı Hasan Topal’ın da önerdiği gibi Mithatpaşa Caddesi olmalıdır.
Olmak zorundadır.