BU tarihi; Dokuz Eylül İki Bin Dokuz’u bir köşeye not edin ya da aklınızın bir köşenize yazın...
Çünkü böyle; gün, ay ve yıl eşleşmesi tam bin yılda bir peş peşe sıralabiliniyor.
Ne siz, ne ben, ne çocuklarımız, ne torunlarımız, ne onların çocukları, ne de onların çocuklarının çocukları...
Böyle bir tarihi; rakamların böylesine sıralandığı bir günü yaşamaları mümkün değil.
09.09.2009’un benim için iki büyük önemi ve özelliği var.
Daha doğrusu bütün Dokuz Eylül’lerin...
İlki, Dokuz Eylül benim doğum günüm...
İkincisi ise İzmir’in kurtuluş günü olması...
Ve tabi ki İzmir kurtulurken, benim rahmetli anam da kurtulmuş!..
Bugünlerde benim için bir başka keyif de çalışma odamı yine 9 Eylül’de doğan bir yaşıtımla Mustafa Ak ile paylaşmam.
* * *
Dokuz Eylül için bir roman yazabilirim.
Benim için ve İzmir için çok önemli olan Dokuz Eylül’lerin keyfini son 10 yıldır yaşadığımı belirterek başlayıp, niçin böyle olduğunu kısaca anlatmaya çalışacağım.
Gazetecilik, albenisi olan ama zor bir meslektir.
İzmir, eskiden Dokuz Eylül’lerini muhteşem gösterilerle kutlardı.
Her Dokuz Eylül’de Basmane’den başlayan “zafer yürüyüşü”, Çankaya, İkiçeşmelik, Bayramyeri’den Varyant Yolu’yla Konak’a, sonrasında da Cumhuriyet Alanı’nda noktalanırdı.
Eylül sıcağında, belediye başkanı başta olmak üzere İzmir protokolü, bu kadar yolu yaya kat eder, yürüyüşe katılan firmalar araçların üzerinden halka eşantiyon hediyeler saçardı. Tabi o günlerde Yeni Asır’da muhabir olan bendeniz de bu güzergahı yaya olarak hatta koştura koştura, en güzel fotoğrafları çekmek için dolaşınca, dilim bir karış havada kalırdı.
Sonrasında gazeteye koş, haberini yaz, akşam da Fuar’daki “Kurtuluş Gecesi”ni takip et.
Her Dokuz Eylül, sabah sekiz, gece yarısı saat 02.00...
O gün doğduğuma doğacağıma pişman olurdum. Sabaha karşı yatağa girdiğimde, “Ah be anam beni doğuracak başka gün mü yoktu” diye hayıflanırdım.
* * *
O Dokuz Eylül’ler, çok güzeldi.
1980’den sonra Dokuz Eylül’lerin de tadı kaçtı.
Artık, “yasak savma” gibi kutlanıyor, İzmir için en önemli gün olan Dokuz Eylül’ler.
Belki Yunanlılar isteseydi, biz İzmirlileri, Dokuz Eylül’den bu kadar uzaklaştırmayı başaramazlardı.
İçleri rahat olsun; onların yapamadığını, bizim seçilmiş yerel yöneticilerimiz yaptılar.
Bu yıl farklı olur diye düşünüyordum...
Hani, bu yılın Dokuz Eylül’ü, bin yılda bir rakamsal sıralamayla gelecek ya, Büyükşehir Belediyesi’nin bunu büyük bir şova dönüştüreceğini umuyordum.
Yanılmışım...
Böyle bir “özel gün” yine sıradan, geçtiğimiz yıllardan pek farkı olmayacak şekilde kutlanacak.
Oysa neler yapılmazdı ki?
Yeter ki istensin...
* * *
Bir İzmirli olarak üzülüyorum.
Dokuz Eylül, bizim kentimizin ve Kurtuluş Savaşımızın sonlanmasının tarihidir. 9 Eylül’de ülkemizi işgal edenlerin Birinci Kordon’dan, Pasaport’tan, Konak’tan denize döküldüğü gündür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulma sürecinin son halkasıdır.
Böylesine önemli bir gün, “sıradanlaşmış” gibi kutlanamaz.
Son günlerdeki tartışmalara da “yanıt” olması açısından ve birilerine (!) nispet olsun diye çok daha özel olarak, çok daha ihtişamlı ve görkemli kutlanması gerekirdi.
İzmir olarak yine geride kaldık.
Ama bu özel tarihi; 09.09.2009’u, Aydın bile İzmir’den daha “özel” olarak kutlamaya hazırlanıyor.
Niye mi?
Çünkü Aydın’ın plakası 09 da ondan..
Aydın, plakası 09 diye Dokuz Eylül’ü şaşalı biçimde kutlanmaya hazırlanırken, İzmir, kendisinin ve ülkenin kurtuluş günü olan Dokuz Eylül’ü es geçiyor.
Hem de böyle bin yılda bir yaşanabilecek 09.09.2009 gibi bir tarihte!..