DURDURULAN metro ihalesinin, niçin Kamu İhale Kanunu’nun 21-(b) maddesine göre yapıldığı çok önemli bir ayrıntı.
Büyükşehir Belediyesi, Üçyol -Üçkuyular arasında Bozoğlu tarafından açılan tünellerin üzerindeki yerleşim alanlarının her an bir çökme riskine karşı, betonla kaplanması ve aynı şekilde kazılan İzmirspor ve Hatay istasyonları için ihale yaptı.
Olayın aciliyetinden dolayı da 4734 sayılı kanunun bu maddesine dayanarak, “pazarlık usulu” ile gerçekleştirdi.
Büyükşehir Belediyesi, idarece bu iş için yeterliliği belirlenen yedi firmayı davet etti.
Üçü teklif vererek ihaleye katıldı.
Davet edilenler, Yapı Merkezi, Alarko, Enka, Limak, Öztaş, Astaldi ve Kolin İnşaat’tı.
86.7 milyon’luk ihaleye ilk aşamada, Limak 87.9, Öztaş 84.1, Kolin ise 69.9 milyon lira teklif verdi.
Firmalar, pazarlık için bir daha çağırıldı bu kez Limak 79.7’ye, Kolin 69.9’a, Öztaş ise 66.9 milyon liraya düştüler.
Ve Büyükşehir Belediyesi, en düşük fiyatı veren Öztaş’ı tercih etti.
Süreçe bakıyorsunuz, yasanın temel prensibi olan açıklık -şeffaflık ve serbest rekabet koşullarına kamu yararına uyulmuş.
* * *
Kamu İhale Kanunu’nun 21. maddesinin (b) bendine göre yapılan ihalelerde, 3’ten az olmamak kaydıyla davet edilecek isteklilerin sayısını ve kimlerin davet edileceğini belirleme yetkisi tümüyle idareye bırakılıyor.
Kimlerin davet edileceğini belirleme yetkisi de idareye veriliyor.
Ve davet edilmeyen kişilerin idareye herhangi bir talepte bulunmalarının, idareyi davet etmeye zorlayıcı hiçbir hukuki sonucu olamaz; deniliyor.
Peki Kamu İhale Kurumu ne yapmış?
Merkezi İzmir’de olan bir şirket 5 Ekim’de yapılacak ihaleden üç gün önce, üstelik de saat 15.38’de gidip Büyükşehir Belediyesi’ne bir dilekçe vermiş.
Dilekçenin verildiği gün cuma ve masai saatinin bitimine de bir saat 20 dakika kalmış.
Ertesi gün cumartesi-pazar. Tatile girilecek ve pazartesi günü de ihale yapılacak.
Böyle bir başvurunun iyi niyet ve objektif hüsnüniyet ilkesinden uzak ve maksatlı olduğu apaçık ortada değil mi?
Kaldı ki yine ilgili yönetmeliğin 8’inci maddesinde yer alan gerekli şartlara haiz olmayan bu başvurunun, yasadaki tanımı “şikayet” olarak değerlendirilmesi hukuken de mümkün değil.
* * *
Kamu İhale Kurumu ne yaptı?
Yaşanan bu süreçleri hiç dikkate almadan, metro ihalesini iptal etti.
Üstelik de, düz bir kağıt üzerine yazılan, atılan imzaların o şirketin yetkililerine ait olduğunu belirten bir imza sirküleri, şirketin vergi levhası ve diğer teknik hiçbir belgenin ekli olmadığı, verilen tek bir dilekçeye dayanarak...
Öküz altında buzağı aramayı pek sevmem...
Bozoğlu’nun mukavelesinin feshedilmesinden başlayıp, bugüne kadar gelen sürece baktığınızda, yarım kalan bu metronun yapılmamasını isteyenlerin varlığı apaçık ortada.
Kim bunlar?
Söylentiler çok.
Aziz Kocaoğlu’nu birileri “kilitlemek” istiyor.
Metroyu yapamasın, bitiremesin, yarım bıraksın, “Bu adam hakikaten becereksiz” denilsin istiyor...
* * *
Büyükşehir Belediyesi’nin, iptal kararından sonra Kamu İhale Kurumu’ndan bir yetkiliyle yaptığı özel görüşme, aslında İzmir üzerine oynanan bu oyunu o kadar güzel anlatıyor ki?
Bürokrat, “iptal gerekçesini” öğrenmek istiyor.
“Gerekçeli karar henüz yazılmadı” deniyor.
İhalenin, yasaya uygun yapılan süreci uzun uzun tartışılıyor.
Ankara’nın son sözü şu oluyor:
“Haklı olabilirsiniz ama ne yapalım karar böyle çıktı. Mahkemeye gidip dava açın. kazanırsınız!..”
Aziz Bey’i severseniz, sevmezseniz, ama böyle bir karar olur mu?
Türkiye, “Benden olan can, başkası canan!..” mantığıyla yönetilir mi?