Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YIL 2001... Göztepe’nin Süper Lig’e çıktığı sezon.
Yer Alsancak Stadı.
Diyarbakırspor maçı.
Maç başlamadan İstiklal Marşı okunuyor. Bitince seyirciden beklenmediğimiz bir tepki:
“PKK dışarı... PKK dışarı...”
Ne oluyor demeye kalmadan, öğreniyoruz ki; konuk takım seyircisi ayrılan balkondaki tribünlerde, milli marşımız çalınırken, ayağa kalkmamışlar.
Taraftarın tepkisi de buna...
Kulüp Başkanı ve yöneticileri olarak üzerimize düşeni yapıyor, taraftarı yatıştırıp, sakinleştirip susturuyoruz.
İlk yarı Göztepe bir sıfır galip. Devre arasında bir bardak çay içmek için VİP Salonu’na giriyorum. Bir böğürtü ile irkiliyorum:
“Sen misin ulan bu kulübün başkanı!.. Utanmıyor musun bu insanları bağırtıyorsun. Ayıp değil mi?” diye başlıyor sıralamaya...
Dönüyorum; DYP’nin ünlü isimlerinden, Diyarbakırlı eski bir bakan ve milletvekili.
Kendisinden özür dileyerek atılan sloganların nedenini anlatmaya uğraşıyorum; dinlediği falan yok.
Ağzına ne gelirse bağıra-çağıra söyleniyor.
VİP Salonu’nda vali var, o var, bu var, kimsede çıt yok!..
“Bakalım sen nasıl geleceksin Diyarbakır’a? Gel de bir görelim!.. Sıkıyorsa, cesaretin varsa seni bekliyor olacağız. Göreceksin dünyanın kaç bucak olduğunu, alacaksın boyunun ölçüsünü” deyince, tepem atıyor:
“Size hiç yakışmıyor” diye, bu kez de ben başlıyorum:
“Siz kimsiniz ki beni Diyarbakır’a sokmayacaksınız? İzmir nasıl benim vatanımın bir parçası ise, Diyarbakır’da benim vatan toprağım. Sıkıysa, elindeyse sokma bakalım. Sıkıysa kılıma bir dokun bakalım...”
Yıllar öncesinden o günle ilgili aklımda kalan tek şey; ne kadar çok kahrolup üzüldüğüm, bir de VİP’te vali olmak üzere herkesin bu tehditler karşısında suskun kalmasıydı.
Bir tek; Ege Ordu Komutanı hariç!..
* * *
Bunları niçin yazdım?
Etnik kökleri; siyasetin, rantın aracı yapan o politikacılar var ya onlar...
Hiç değişmediler.
Değişmeyecekler?
Değişmeye de niyetleri yok!..
“Değişim” falan dediklerine bakmayın; hepsi masal, hepsi hikaye...
Anlamalıyız artık bunu...
2001’de de aynı tepkiyi veriyorlardı.
2009’da aynı şekilde tehdit ediyorlar:
“Kürtler de yarın Diyarbakır’a kimseyi sokmazsa?” ya da “Bakalım sen nasıl geleceksin Diyarbakır’a?..”
Kim kimi, nereye sokmuyor kardeşim?
Bu İzmir, bu Diyarbakır kimin?
Hepimizin değil mi? Bu vatan toprakları hepimizin anayurdu değil mi?
Yılmaz Özdil dün yazdı.
Ahmet Türk de, Sırrı Sakık da yazın Çeşme Ildırı’daki yazlıklarında kalıyorlar.
Gidin yazlıkçı kapı komşuları size anlatsınlar.
İzmirlinin yaşamından ne farkları var. Balık da yiyorlar, kalamar da. Rakı da içiyorlar, şarap da...
Yazlıklarında herkes gibi “yanık” da oynuyorlar, okey de..
Diyarbakır’a gitsem, ki pek çok kez gittim.
Kaburga dolması da yerim, ciğer de yerim, baklava da.
* * *
Gelelim, bazı yazar takımına...
Özellikle biri dün beni hayretler içinde bıraktı.
“İzmirli olmaktan utandım” diyor ve içinden gidip, doğum yeri İzmir yazılı nüfus cüzdanını denize atmak geliyormuş!.. İzmir’i terketmek istiyormuş!..
Durma be kızım...
Git at da biz de senden kurtulalım.
Atla uçağa dilediğin yere git, yerleş; düş yakamızdan!..
Zaten oldum olası bu İzmir’e bir faydanı görmedik, belki onlar senin kıymetini anlar!..
Amaaaaaaaaaa...
Bölücü terör örgütü PKK’nın bayrağını taşıyanları ve slogan atanları, 30 binden fazla kişinin katilini “kahraman” yapanları protesto için İzmirli taş atıyor, sopa ile karşılık veriyorsa..
Bil ki; gideceğin yerde, benzer gösterilere kalkışırsan alnının ortasına kurşunu yersin!..
Bunu hiç unutma!..