HER yiğidin bir yoğurt yiğişi vardır.
Her polis müdürünün de bir raconu...
İzmir’den İstanbul’a giden Hüseyin Çapkın, başarılı bir emniyet müdürüydü.
Hani tıkır-tıkır derler ya; İzmir’i önemli ölçüde suç odaklarından arındırdı, güvenli, yaşanılır, suçun ve suçlunun cezasız bırakılmadığı bir metropol haline getirdi.
Ankara’dan İzmir’e atanan Ercüment Yılmaz; İzmirli olduğu için adını Başkent’teyken de çok sık duyduğumuz bir polis müdürüydü.
Göreve başladığı günden bugüne 6 ay geçti.
Emniyet yönetiminde ekip büyük ölçüde değişti.
KAMU İhale Kurumu’nun metro ihalesini iptal kararı ne kadar ayıplıysa...
ESHOT’un, ulaşım zammını iptal eden mahkeme kararını, İzmirliler ile alay eder gibi sadece pazar günü uygulayıp, 24 saat sonra zamlı olarak yürürlüğe koyması çok daha ayıptır!..
Büyükşehir Belediye Başkanıysanız, kendinize yapılan haksızlığı, başkasına yapmama gibi bir sorumluluğunuzun olduğunu unutmamanız gerekiyor.
Hele “çocuk yerine” koyup, kandırmaya, aldatmaya çalıştığınız, dört milyon İzmirliyse...
Şapkanızı önünüze koyup bir daha gözden geçirin derim...
Herkes bulmeli ki; ESHOT’un yaptığı ayıptır, İzmirlilerle alay etmektir...
Aziz Bey’in, ESHOT’un “kurnaz tüccar” gibi “hukukun” arkasından dolanıp, halkı aldatmaya yönelik bu hukuksuzluğa izin vermesi daha da ayıptır.
Çocukluğumu anımsıyorum.
Tabak tabak yemekten çoğu kez midemiz bozulur ama vazgeçmeyi aklımızdan bile geçirmezdik.
Asansör’deki 305 Sokak’ta karşı komşumuz muhtar Ahmet Amca’nın eşi, mahallemizin en iyi aşure yapan teyzesiydi.
Okuldan eve döndüğümüzde, annemize “Muhtar teyzenin aşuresi geldi mi?” diye sorar, yanıt “evet” olursa, çukur tabağın başına çöker, iştahla kaşıklardık.
Büyükler aralarında Muharrem ayı gibi laflar eder, pek bir anlam veremezdik.
Daha doğrusu kafa yormazdık.
Bizim için önemli olan aşureydi...
Kadir Gecesi’nde doğmuş derler ya; Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun böyle bir gecede dünyaya geldiğine artık ben de inanıyorum.
Adeta paçalarından “şans” akıyor...
Ve, İzmir’de yaşanan her krizden kârlı çıkıyor.
Metro bunun son örneği.
AK Parti İl Başkanı Ömür Kabak’ın da süreci iyi yönetememesi şüphesiz bunda en büyük etken.
Böylesi İzmir’de ilk kez oluyor.
Kent tüm dinamikleriyle; milletvekilleri, sanayicisi, işadamı, sendikaları, üniversite rektörleri, barosu, meslek odalarıyla Ankara’ya karşı “hak aramak” için Kocaoğlu’nun etrafında kümeleşti.
ULAŞIM zammını iptal eden karara, Büyükşehir’in yapacağı itiraz reddedilirse, bu ESHOT batar!..
ESHOT batarsa, artık bunun faturası kimin başına patlar bilemem.
Ama birileri yapılan bu büyük hatanın faturasını ödemek zorunda.
Tabii, Başkan Kocaoğlu, “hesap sormayı” düşünüyorsa?
Çünkü bundan da pek emin değilim!..
* * *
İzmirli, 1 Haziran’dan buyana otobüse -metroya zamlı tarifeden biniyor.
BEYAZ eşya satıcıları yerden göğe kadar haklılar.
Tıpkı bakkal, tıpkı manav, tıpkı kasaplar gibi.
Çünkü, sıra kendilerine geldi.
ABD ve Alman; dünyanın bu iki büyük elektronik ve beyaz eşya pazarlama devi, İzmir’de “liderlik” için rekabete başlayınca, tüccarı karalar bağladı.
Tıpkı, filler tepişince ezilenin çimler olduğu gibi (!..)
* * *
Tüketiciye yarıyor, tüketici memnun söylemleri bilin ki bir aldatmacadır.
TÜNELLERE inmedim.
Sabah Saray’daki brifingi izledim.
Sunumu yapan daire başkanı hanımefendi, o kadar isteksizce bilgi verdi ki; “aman” diye geçirdim içimden.
İşin başındaki kişi böyle cılız, heyecansız, iddiasız konuşursa, “Vay bu metronun haline” demekten alıkoyamadım kendimi.
Toplantı çok kalabalıktı...
İzmir’de bu kadar meslektaşımın olduğunu bilmiyordum, Kocaoğlu sayesinde öğrendim.
Başkan’la ve bir bölüm gazeteciyle Konak’ta vedalaştık (!)
29 MART yerel seçimlerinin üzerinden sekiz ay geçti ama iktidar partisi AK Parti, İzmir’de aldığı ağır yenilginin şifrelerini ciddi biçimde sorgulamayı sürdürüyor.
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, hafta sonunda “İzmir’e layık olduğumuzda en iyi sonucu alacağımıza eminim” sözleriyle, İzmir ile ilgili partisinin arayışlarının sürdüğü mesajını verdi.
AK Parti Genel Merkezi, “nerede hata yapıldı?” sorusuna yanıt için her kesimin görüş ve önerilerini alıyor.
İmet Tunç, İzmirli genç bir işadamı. İletişim ticareti yapıyor. Mardinli ve çok geniş bir ailenin iş hayatında başarılı bir ferdi.
İstek üzerine o da bir rapor hazırlamış. AK Parti Mardin Milletvekili aracılığıyla genel merkeze, kendince İzmir’de alınan ağır yenilginin nedenlerini sıralamış.
İlginç tespitler var.
İmet Tunç, “Yerel seçimlerde AK Parti’nin kendi adına yaptıgı hatalar olmakla beraber, karşı partinin yaptığı hamlelerin incelenmesinde yapılan yanlışlar, İzmir’de facia gibi bir sonucun alınmasına neden olmuştur” diyor.