29 MART yerel seçimlerinin üzerinden sekiz ay geçti ama iktidar partisi AK Parti, İzmir’de aldığı ağır yenilginin şifrelerini ciddi biçimde sorgulamayı sürdürüyor.
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, hafta sonunda “İzmir’e layık olduğumuzda en iyi sonucu alacağımıza eminim” sözleriyle, İzmir ile ilgili partisinin arayışlarının sürdüğü mesajını verdi.
AK Parti Genel Merkezi, “nerede hata yapıldı?” sorusuna yanıt için her kesimin görüş ve önerilerini alıyor.
İmet Tunç, İzmirli genç bir işadamı. İletişim ticareti yapıyor. Mardinli ve çok geniş bir ailenin iş hayatında başarılı bir ferdi.
İstek üzerine o da bir rapor hazırlamış. AK Parti Mardin Milletvekili aracılığıyla genel merkeze, kendince İzmir’de alınan ağır yenilginin nedenlerini sıralamış.
İlginç tespitler var.
İmet Tunç, “Yerel seçimlerde AK Parti’nin kendi adına yaptıgı hatalar olmakla beraber, karşı partinin yaptığı hamlelerin incelenmesinde yapılan yanlışlar, İzmir’de facia gibi bir sonucun alınmasına neden olmuştur” diyor.
Sıralıyor:
Büyükşehir belediye başkanı adayını belirleme sürecinde İzmirli çok büyük beklentiye sokuldu. Çok önemli bir isim gelecek, bakan gelecek dendi. Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş bekleniyordu.
Taha Bey açıklanınca çoğu kişi hayal kırıklığına uğradı.
İlçelerde aday ve belediye -il genel meclis üyelerini belirleme sürecinde büyük yanlışlar yapıldı. Pek çok vasıflı aday adayları listelere alınmadı, bu görevler yarım elma, gönül alma şeklinde dağıtıldı.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin önemini kimse farkedemedi. Teşkilat bu kurumdan uzak durdu. Oda başkanları ile irtibat yetersiz kaldı.
Partiye mal olmuş, belli yerlerde parti ile adı anılan kişiler dışlandı. Nedense partinin geçmişi silinmek istendi.
İlçelerinin nüfus yapıları, gettolar, varoşlar, kültürler iyi okunamadı.
İş dünyası ve esnaf kesiminin istekleri dinlenmedi. Hemşeri dayanışması hiç dikkate alınmadı. Kim, nerede kimi istiyor araştırılmadı bile.
Taha Bey İzmir milletvekiliydi ama, seçim öncesi, milletvekilliği öncesi halka mal olmayan yapısı göz önünde tutulmadı.
Ahmet Sarışın’ın tanınırlılığı vardı ama hepsi o kadar.
Buca’ya seçim arefesinde Cemil Şeboy’un yerine apar topar bir isim getirilmesi yanlıştı.
Sıddık Topaloğlu seçime bikaç ay kala Karabağlar’a gönderildi. Halk arasında tanınırlılığı hiç yoktu. Niye, kim bu konuda ısrarcı oldu?
Karabağlar’da yaşadığım için çok iyi biliyorum, 10 -15 senedir Karabağlar ilçe olmaya çalışılırken bu konuda efor sarfetmiş, çok çalışmış isimler vardı. Karabağlar’a malolmuş, 20 -30 yıldır burada yerleşik bir esnaf bile gösterilseydi, seçim kazanılabilirdi.
Bayraklı’da adaylık sürecinde yanlışlar yapıldı. Çıkarılan adayın olmayacağını herkes biliyordu.
Hiç bir kültüre sahip çıkılmadı. Saadet Partisi’ne yakınlaşmak yerine düşman gibi görüldü. MHP’ye de keza öyle. DTP ile dirsek teması bile kurulmadı.
‘Biz bize yeteriz’ dendi. Bu aşırı güven, ‘Başkasına ihtiyacımız yok’ tarzı davranış biçimi, partinin içine kapanması ağır yenilgiyi getirdi.
Oysa ki, CHP herkese, her kesime sosyal - kültürel her topluluğa ulaşmaya çalıştı. Çabaladı. Didindi. Israr etti.
Piyango sonuçları gibi projeler açıklandı.
Yapmacık açıklamaları İzmir halkı yutmadı. Üzerinde fazla düşünülmemiş, adaylar belli olduktan sonra gündeme getirilen sanal projeleri kimse ciddiye almadı.
Halka inilemedi. Seçim süreci masa başlarında, yemeklerde, birkaç dernek yöneticisi ile götürülmeye çalışıldı.
Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş büyükşehir başkanlığı teklif edilip karşılığında İTO ‘nun başına teşkilattan bir aday gösterilebilirdi. Bu büyük dayanışma AK Parti’nin uğradığı ağır yenilgiyi biraz olsun hafifletebilirdi.
Rakip parti CHP, geçmişteki üyelerine ve isimlere sahip çıkarken AK Parti benzer durumdaki kişileri küstürdü.
Esnaf birliğine ve odalara yüz verilmedi, bu kesim hazır bir vaziyetteyken, aksiyon yerine, reaksiyon yaratıldı.
CHP’de 68 ve 78 kuşaklarından siyaseti bilen, siyasetle yoğrulmuş kişilerin yol göstericiliğiyle seçim çalışmaları yürütüldü.
AK Parti sadece seyretti.
İmet Tunç, özetlemeye çalıştığım bu raporu 30 Mart sabaha karşı yazdığını söylüyor.
Ve AK Parti’nin çok sayıdaki eksiğini ve ön önemlisi de stratejisini değiştirmemesi durumunda, önümüzdeki ilk seçimlerde de İzmir’de ağır yenilgiye hazırlıklı olması gerektiği üzerinde duruyor.