Dile getiriş biçimi, yeri ve zamanı orası mı olmalıydı, belki bu tartışılabilir ama Kocaoğlu haklı...
İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) için söylediklerine aynen katılıyorum.
“İzmir’i karış karış bilen, stratejik planları yapan, nereye ne olması gerektiğini bilen biziz. Ama İZKA’nın bütçesinin ne kadarının nereye gideceğine, Devlet Planlama Teşkilatı, Ankara karar veriyor. Son imzayı biz değil, Bakan, Başbakan atıyor. Bu nasıl bir yerel kalkınma ajansı; anlamış değilim?” diyor.
Aziz Bey, bir konuda daha haklı...
Bu kentte uzlaşı sağlamak gerçekten çok zor...
Sağlanamıyor da...
İzmir’in gelişmesini zıplatacak, kentin vizyonunu yenileyecek, yerli-yabancı yatırımcıya milyon dolarlar harcatacak iki bölgesi; İnciraltı ve Bayraklı var.
KİM bu devirde, evine ekmek götüremeyen, çocuğunu okutamayan, geceleri yatağına aç giren bir insana iş ve aş veriyorsa, o kişiyi, mesleği, makamı, stütüsü ne olursa olsun kahraman ilan etmek gerekiyor.
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ı ve Belediye Meclisi Esnaf Komisyonu Başkanı Selahattin Aslan’ı, bugün İzmir’in kahramanları olarak ilan ediyorum.
Yarın, bir başkası ya da başkaları çıkarsa, onları da “günün kahramanı” diye yazmaktan, onur ve gurur duyacağımı da bilmenizi istiyorum.
Bayraklı’da bugün - yarın yeni bir pazar yeri açılacak.
Bu tür yatırımlarda tezgah dağıtımı hep sorun olmuştur.
Belediyeler genellikle pazarcı esnafını tercih ederler.
Nedeni de, tezgah başına 3 -5 bin lira, “sorma ver parası” ya da daha açık bir ifadeyle “resmi haraç(!)” almaktır.
KİMİN haklı olduğu hiç önemli değil...
İzmir’de CHP’nin bazı yerel yönetimlerde çalışanlara karşı uyguladığı politika, bu partiye hiç yakışmıyor.
Emeğin, işçinin ve örgütlü çalışanın partisiyim diyen CHP’nin, AK Parti’den hiç bir farkı kalmadı.
Hatta, işçi çıkarımı ve kıyımında bu partinin bile önüne geçti.
* * *
Çalışanın partisi olmaz beyler...
Şayet olur diyorsanız, o zaman TEKEL işçilerinin direnişinde, umursamaz ve vurdumduymaz tavrından dolayı hükümeti de haklı görmeniz gerekiyor.
HERKES asgari diyor ama bana göre “ölüm” ücreti...
2010’da ne kadar olacak, bekliyoruz?
İlk iki toplantı yapıldı, sonuç alınamadı.
Yine her zaman ki gibi, üç...dört...beş...
Belki de daha fazla toplantı sonucunda açıklanacak.
Ortaya çıktığında da göreceksiniz, bazılarının bir gecede harcadığı paranın çok daha azı olacak asgari ücret.
Asgari ücret bugün bürüt 693 lira. Yani vergiler dahil.
Bir ülke kendi çocuklarının mektuplarından korkar mı?
Demek ki korkuyor...
Prof. Dr. Türkan Saylan’ın adını bir caddesine veren Gaziemir Belediyesi’nin ulusal çapta düzenlediği “Türkan Saylan’a Mektup Yarışması”, neredeyse medyada hiç yer almadı.
Ya da tek sütun haber oldu, geçiştirildi...
Utandım...
Sizler de utanmalısınız!...
Korkmayan ise onbinlerce ilköğretim öğrencisiydi.
İŞİN aslına bakarsanız, görevleri ulaşım zammına bahane aramak olmamalıydı.
Açık ve net: Büyükşehir ve ESHOT’un yaptığı, hukukun üstünlüğünü tanımamaktır.
Çünkü, İzmir’de ESHOT’un toplu ulaşıma yaptığı zammı durduran kararı açık ve net:
“Zam kararı hukuka, hakkaniyete, külfetlerin adil dağıtılması ilkesine ve kamu yararına aykırı olduğundan, hukuka aykırılığı açık olan işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar da doğurabileceğinden, yürütmesinin durdurulmasına...”
Anayasamızın 138. Maddesi ile İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 28. Maddesi ise bu tür olaylarda, mahkeme kararlarının en geç 30 gün içinde ve eski tarifenin uygulanmasını emreder. Aksi halde, kararı uygulamayanlar için hukuksal ve cezai sorumluluk gündeme gelir.
* * *
Büyükşehir ve ESHOT ne yaptı?
NE ESHOT zammı, ne metro, ne açılım, ne de CHP kongreleri...
İzninizle, hepsine 24 saat yeni yıl molası veriyorum.
Ne sizin canınız sıkılsın, ne de benimki...
Bu günü “Kıssadan hisse” ye ayırdım.
Sonrasında bıraktığımız yerden “devam” diyeceğiz.
Eminim ki siz de gecenin mahmurluğundan kurtulur kurtulmaz, iç karartan sorunlu bir yazı okumak istemezsiniz diye düşünüyor ve başlıyorum.
* * *
Suç bizim miş!..
Ya da suçlu biz mişiz!..
Neyin biliyor musunuz?
ESHOT’un İzmir’de toplu ulaşıma yaptığı “Hülle”li zammın!..
Başkan Aziz Kocaoğlu “indir-bindir” zammı savunurken, bırakın haklı olmayı, adeta ESHOT’un haksızlığını ilan etti.
Ya; “2010’da zam değil, indirim yapmayı düşünüyoruz” sözlerine ne demeli?
Zam gerçekten yoksa; bu yapılan zam neyin nesi?