Bir ülke kendi çocuklarının mektuplarından korkar mı?
Demek ki korkuyor...
Prof. Dr. Türkan Saylan’ın adını bir caddesine veren Gaziemir Belediyesi’nin ulusal çapta düzenlediği “Türkan Saylan’a Mektup Yarışması”, neredeyse medyada hiç yer almadı.
Ya da tek sütun haber oldu, geçiştirildi...
Utandım...
Sizler de utanmalısınız!...
Korkmayan ise onbinlerce ilköğretim öğrencisiydi.
Büyüklerin “soğuk” baktığı yarışmada küçükler, Türkan Saylan’ı nasıl gördüklerini, nasıl tanıdıklarını ve neyi başarmamaya çalıştığını ve başardığını yazıya döktüler.
Korkmadan, çekinmeden, içlerinden geleni yazarak, Cumhuriyet tarihimizin bu önemli insanına gerçek değerini vererek...
Helal olsun onlara...
* * *
Yarışmayı düzenleyen Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, yakınmakta yerden göğe kadar haklı.
“Bu yarışmayı düzenlerken çocuklarımızın Türkan Saylan’ı nasıl gördüklerini yazıya dökmelerini istedik. Onlar da içlerinden geldiği gibi yazmışlar. Üzüntüm şu: Yaratılan ‘korku cumhuriyeti(!)’ bu yarışmaya bakışı etkiledi”
Peki neden böyle?
Yanıtı şu:
Gaziemir Belediyesi, “Türkan Saylan’a Mektuplar” adlı yarışmayı İzmir Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) katkılarıyla düzenledi.
Yarışmaya ilgi inanılmaz yoğundu.
Ama yeterince ses getirmedi.
Çünkü; Prof. Dr. Türkan Saylan’a yönelik ‘ideolojik bakış’ ve son dönemde yaratılan ‘korku cumhuriyeti’ herkesi sindirmiş!...
* * *
Prof. Dr. Türkan Saylan, günümüzün çalkantılı Türkiye’sinde “Atatürk’ün ve Aydınlığın Kızı”dır.
Onun sağlık ve eğitim alanında yaptıkları küçüksenemeyecek kadar büyüktür.
Görmezden gelinemez...
Yok sayılamaz...
Otuzaltı bin kız çocuğunun okumasını sağlayan bir gerçek var ortada.
Milli Eğitim Bakanlığı bile, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kız çocuklarıyla ilgili kampanyasını örnek aldı.
Türkiye’nin en ücra köşesine, yeri geldiğinde katır sırtında ulaşıp sağlık götürmeye çalışan bir doktor, bir bilim insanının yaptıklarını yok sayabilir miyiz?
Ama o yaratılan “korku” yok mu o “korku...”
Herkesin iliklerine kadar işlemiş sanki...
* * *
Meşhur bir laf...
Korkunun ecele faydası yok...
Korkmayacaksınız efendiler...
“Korku Cumhuriyeti” yaratanlara verilecek en güzel cevap, laik Cumhuriyet ilkelerini kollamak, yaşatmak, ısrarla, yılmadan, korkmadan ve bıkmadan savunucusu olmaktır.
* * *
Gaziemir Belediye Başkanı Şenol, ilköğretim öğrencilerinin yazdığı binlerce mektubu tek tek okumuş.
“Hepsi birbirinden değerli, duygu dolu mektuplardı” diyor.
Çocuklarımız; Türkan ablalarını, Türkan teyzelerini, Türkan annelerini anlatmışlar.
“Senin gibi olacağız...”
“İnsanlara yardım elimizi uzatacağız...”
“Bu ülkeye faydalı gençler olacağız...”
“Senin gibi Cumhuriyetimize sahip çıkacağız...”
Bu mektuplardan neden korkulur ki?
Burası Türkiye...
Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti değil mi?