Dile getiriş biçimi, yeri ve zamanı orası mı olmalıydı, belki bu tartışılabilir ama Kocaoğlu haklı...
İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) için söylediklerine aynen katılıyorum.
“İzmir’i karış karış bilen, stratejik planları yapan, nereye ne olması gerektiğini bilen biziz. Ama İZKA’nın bütçesinin ne kadarının nereye gideceğine, Devlet Planlama Teşkilatı, Ankara karar veriyor. Son imzayı biz değil, Bakan, Başbakan atıyor. Bu nasıl bir yerel kalkınma ajansı; anlamış değilim?” diyor.
Aziz Bey, bir konuda daha haklı...
Bu kentte uzlaşı sağlamak gerçekten çok zor...
Sağlanamıyor da...
İzmir’in gelişmesini zıplatacak, kentin vizyonunu yenileyecek, yerli-yabancı yatırımcıya milyon dolarlar harcatacak iki bölgesi; İnciraltı ve Bayraklı var.
İkisinde de taş üzerine taş konulamıyor.
Nedeni, uzlaşmazlıklar...
Çekememezlik ve kıskançlık...
İnciraltı da, Bayraklı da öyle duruyor...
Kös kös ne olacağını bekliyor...
* * *
Turizmden nasibimizi alamıyoruz...
Potansiyel var, Türkiye’nin en uzun sahil şeridine sahibiz.
Payımız yüzde 2-3’ü geçmiyor.
Bayraklı bölgesini turizm ve ticaret merkezi olarak planladık.
Beş bin dönümlük yatırım alanımız var.
Mahkeme kararını bekliyor.
İnciraltı-Balçova, kent içinde dünyanın en büyük termal zenginliğine sahip.
Agamemnon Kaplıcalarımız var.
Bu bölgeyi termal sağlık merkezi yapalım diyoruz.
Planları yapılıyor...
İtirazlar, açılan davalarla yıllardır bir adım öteye geçilemiyor.
Kısacası, kendimiz pişirip, kendimiz yiyoruz...
* * *
Beyler;
İzmir’de bu iki bölgenin sorunu çözülmezse yerinde saymaya devam ederiz.
Hiç boşuna heveslenmeyin...
İzmir Kalkınma Ajansı’nda yapılanlar, harcanan milyonlar bizi hedefe falan taşıyamaz.
Herkesin görüşü bu...
Hedefimiz: Her alanda başarılı bir ‘’Dünya Kenti İzmir...’’ ama;
Söylemesi, arzu etmesi çok kolay!..
Peki, toplantıdan ve konuşmaktan başka yaptığımız bir şey var mı?
