BİR halt işledin, “sus, konuşma, otur o zaman“ diyesim geliyor ama...
Haddime değil!..
Çünkü konuştukça batıyor...
CHP’yi geriyor, kenti geriyor, insanları geriyor.
Bir Büyükşehir Belediye Başkanı, her sıkıştığında “istifa ederim” diyemez, dememeli.
Hakkı yok...
Yük ağır geliyorsa ya da gelecekse, aday olmazsın, olur biter...
MART 2009..
Yerel seçimler arefesinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi, Deniz Baykal’ın odası.
Sancılı bir süreç sonrası İzmir’e adaylığı kesinleşen Aziz Kocaoğlu, İl Başkanı Kemal Karataş ve MYK İzmir üyesi M. Ali Susam.
CHP İzmir’de Aziz Bey ile birlikte seçimlere girecek ilçe belediye başkan adaylarının kim olacağı konuşuluyor.
Kocaoğlu bir isim öneriyor. Karataş listesinden bir isim okuyor.
Saatler süren toplantının son bölümünde İzmir Milletvekili Susam, odadan ayrılıp alt kattaki ofisine geçiyor.
Baykal’ın odasındaki gergin pazarlık sonunda noktalanıyor.
BELEDİYE Başkanı Cevat Durak’a göre Karşıyaka’daki “Gece yasağı”, bir bardak suda kopartılan yaygaradan başka bir şey değil.
Durak, “Eskisine göre hiç bir şey değişmedi” görüşünde.
Israrla savunuyor:
“Geçen kış da kapanış saati 24.00’tü. Tek değişiklik hafta içinde yapıldı. Yarım saat geriye çektik, 23.30 yaptık. Hepsi bu.”
Bir kaç haddini bilmez, telefon ve mail yoluyla taciz etse de, dün ne yazdıysam, bugün de aynı görüşteyim.
Haddini bilmemek, bir fikre saygı duymamak, olaylara “at gözlüğü” ile bakmak..
Ya da
KARŞIYAKA Belediye Başkanı Cevat Durak değil de AK Parti’den seçilen bir isim olsaydı, kıyamet kopardı.
Gazetelerin manşetlerini gözümün önüne getiriyorum:
“AKP’li Başkandan gece yasağı!..”
Ya da;
“İçkili eğlence; restoran, bar ve kafelere AKP sınırı!..”
Bu başlıkları bugün hem de aynen Karşıyaka’nın CHP’li Başkanı Durak için kullanıyorum.
Yani, AKP yazan yerlere CHP yazarak...
2012 kaçtı.
Ama 2013 ya da 2014 programa alındı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu “Söz” diyor.
“İzmir’i mutlaka üç ya da dört yıl sonra Avrupa Gençlik Başkenti yapacağız...”
2012 adaylığı konusunda Aziz Bey’in haklı çekinceleri var.
Birincisi “zaman”, ikincisi ise “bütçe.”
İzmir, Avrupa Gençlik Başkenti olmayı istiyorsa, 2012 için 25 Ocak’a kadar başvurmak zorundaydı.
N’OLACAK bu CHP’nin hali diye sordum.
Aynı soruyu bugün yine tekrarlıyorum:
Ne olacak İzmir’de CHP’nin bu hali?
Buca’da iptal edilen ilçe kongresini ele alalım.
Belediye başkanının işi gücü ne olmalı?
Seçildiği ilçeye hizmet değil mi?
Ama Sayın Başkan Tatı, işi gücü bırakmış, oy kullananlar, üye mi, değil mi?
Seçim sonucu 11 oy fark...
Parti tüzüğüne göre oy kullanmaması gereken ama oy kullandırılan kişi sayısı 12...
Buca’da 10 gün önce yapılan CHP İlçe Kongresi’ne itiraz gelince Seçim Kurulu, haklı olarak “seçimin sonucunu etkilediği” gerekçesiyle CHP İlçe Kongresi’ni iptal etti.
Yazık!..
Gerçekten yazık bu CHP’ye...
Kim; neyi, hangi koltuğu, hangi makamı paylaşamıyor, anlamak mümkün değil.
Hangi taşı kaldırsanız hile-hurda, üçkağıt, çakma üyeler, çakma delegeler çıkıyor.
BİR can daha gitti...
Hem de 27 yaşında bir can...
Tek suçu esnaf, tek suçu Bornova İkinci Sanayi Sitesi’nde oto yedek parça dükkanı açmasıydı.
Ali, soyadı gibi hem “Er” hem de “Yiğit” olmalı ki, ödeyemediği borçları nedeniyle dükkanına gelen “haciz”i hazmedemedi.
Bunalıma girdi...
Sabahın çok erken saatlerinde; daha gün ağarmadan dükkanına gitti, rafta duran satamadığı kablodan iki metre kesti, tavana attı ve bir ucunu da boynuna ilmek yaptı.
Çalışanları geldiğinde, Eryiğit Ali’nin dükkanın ortasında tavana asılı cansız bedenini buldular...