KAHVALTI GEVREĞİNDEKİ TEHLİKE

13 Ocak 2019

Yapılan araştırma ABD’de satılan yulaf bazlı hazır kahvaltı yiyeceklerinin yüzde 70’inin, tolere edilebilir limitin üzerinde “glifosat” içerdiğini ortaya koyuyor.

Tarım zehirleri, gıdamızdaki en önemli tehdit. Çiftçilerin tarlada uyguladığı pestisitler, maalesef gıda yoluyla bize kadar ulaşıyor. Her öğünde birbirinden farklı çok sayıda pestisite maruz kalıyoruz. Bundan kaçmak da gün geçtikçe zorlaşıyor. Çünkü temel besin maddeleri kirlendi. İşte ABD’de yapılan bir araştırma.

Araştırma, ABD’de satılan yulaf bazlı hazır kahvaltı yiyeceklerinin yüzde 70’inin, tolere edilebilir limitin üzerinde “glifosat” içerdiğini ortaya koyuyor. Analiz edilen ürünler çok uluslu markaların ürettiği, kahvaltılık gevrek ve granola barlar. Laboratuvarda 11 markanın 19 ürünü test edilmiş ve ürünlerin tümünde glifosat kalıntısı saptanmış. Saptananların 13’ünde glifosat yoğunluğu, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği tolere edilebilir limitin üzerinde. Limiti 5-6 kat aşan örnekler var. Tehlikenin boyutunu görebiliyor musunuz? Zira yulaf, en temel tahıllardan biri. Yüzlerce işlenmiş gıdada kullanılıyor. Görülüyor ki, temel besin maddesi pestistle kirlendiğinde son üründe de zehirden kaçış mümkün değil.

Çocukla

Yazının Devamı

Doğanın armağanı

6 Ocak 2019

Eczacı profesör İhsan Çalış’ın adını alan “Astragalus ihsancalisii” bitkisinin bir kanser hastasıyla başlayan hikayesi.

Yeryüzünün en büyük hazinesi doğa. Medeniyetimizi doğal kaynaklara borçluyuz. Tükettiğimiz her şeyin kökeninde tabiat var. Karanlığı aydınlatan da doğa, hastalıkları iyileştiren de. Mesela ateşimiz yükseldiğinde söğüt ağacı kaynaklı molekülle iyileşiyoruz, sıtmadan kınakına ağacı sayesinde kurtuluyoruz. Bugün kanser ilaçlarının yarısından fazlasına bitki ve hayvan kökenli bileşikler sayesinde sahibiz. Ve bu muazzam düzenin kurulmasında kimi zaman rastlantılar da önemli pay sahibi.

90’lı yıllar... Ankara’da tedavi gören bir kanser hastasının klinik tablosu şaşırtıcı derecede iyileşiyor. Hasta, bu tabloyu araştıran doktoruna bir bitki özütünü içtiğini söyleyince; doktor bitkinin köklerini Prof. Dr. İhsan Çalış’a ulaştırıyor. Çalış, o dönem Hacettepe Üniversitesi’nde bitki kimyası çalışıyor. Aslında onun orada olması da rastlantı. Bitkiyi laboratuvarda analiz eden Çalış, o güne kadar literatürde hiç rastlamadığı 3 yeni molekülle karşılaşıyor. Bir bilim insanı için hayali bile zor olan bu keşif, onu sadece köklerine sahip olduğu bitkinin peşine düşürüyor. Önce Ankara

Yazının Devamı

Zeytinyağındaki mucize: Oleuropein

30 Aralık 2018

Oleuropein, adeta bilim insanı titizliğiyle çalışan zeytinyağı üreticilerinin son dönemde peşinde olduğu bileşenin adı.

Akdeniz diyetinin bir numarası zeytinyağı, adeta yağların zirvesi. Araştırmalarla anlaşılan iyileştirici özelliği, zeytinyağını daha da değerli kılıyor. Ama değeri yaratan da kalitesi. Butik üreticiler artık bu kalitenin peşinde. Ve sayıları artıyor. Zeytinyağının asitliğini, fenolik bileşenlerini ve sterol kompozisyonunu iyileştirmek için bilim insanı titizliğiyle çalışan ve farklı coğrafyalara ün salan üreticiler var. Son dönemde peşinde oldukları zeytinyağı bileşeni ise ‘oleuropein’.

Oleuropein, 30 farklı fenolik bileşen barındıran natürel zeytinyağının mucizelerinden biri. Güçlü bir antioksidan. Kanserli hücreyi yok ettiğine, hücre hasarını önlediğine ve vücuttaki iltihabı azalttığına yönelik birçok çalışma mevcut. Aslında binlerce yıl hayatta kalabildiği için “ölümsüz ağaç” diye anılan zeytin ağacının, uzun ömürlü olması da oleuropein sayesinde. Oleuropein, zeytin ağaçlarını hastalık ve zararlılardan koruyan en önemli madde.

Ve bu madde yağa, zeytinin meyvesinden geçiyor. Zaten meyvede ve zeytin yaprağında daha yüksek oranda var. Hatta olgunlaşmamış zeytin,

Yazının Devamı

Poşete, plastiğe veda seçenekleri

16 Aralık 2018

Plastik başta olmak üzere ambalaj atıklarının azaltılmasına yönelik düzenlemeler devreye giriyor. Ayrıca önümüzdeki aylarda market ve AVM’lerde ‘depozito makineleri’ görmemiz muhtemel.

Yeni yıla çevreye dair yeni yasal düzenlemelerle giriyoruz. Artık plastik poşetleri marketlerden ücret karşılığı alacağız. En az 25 kuruş olacak bir poşetin bedeli. Parasız verirlerse de metrekare başına 10 lira ceza ödeyecek marketler. Ayrıca tüm ambalajlar için depozito toplama mekanizmaları devreye girecek. Önümüzdeki aylarda market ve AVM’lerde ‘depozito makineleri’ görmemiz muhtemel. Zira kanun, satış yerlerine 2021 yılına kadar depozito toplama sistemine katılım şartı getiriyor. Aynı tarih itibarıyla ambalajlı ürün üreten herkes, Çevre Bakanlığı’na geri kazanım katılım payı ödeyecek. Bir diğer güzel uygulama da olası kirleticilerden kirliliğin önlenmesine yönelik teminat istenecek olması.

Kirlilik döngüsü

Plastik başta olmak üzere ambalaj atıklarının azaltılmasına yönelik düzenlemeler başta kaplumbağalar olmak üzere deniz canlılarını yakından ilgilendiriyor. Daha önce de değinmiştik. Dünya denizleri tıka basa plastikle doldu. Her bir dakika 1 kamyon plastik, denize karışıyor. Zaten en büyük risk

Yazının Devamı

Kafkas arısının zafer öyküsü!

9 Aralık 2018

Artvin Camili Vadisi’nde yapılmak istenen HES’in iptalinde başrolü oynayan Kafkas arısı yaz döneminde çok hızlı bal toplamasıyla meşhur çok özel bir tür.

Doğa adına güzel bir gelişme yaşadık geçtiğimiz hafta. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Artvin Camili Vadisi’ne (Maçahel) yapılmak istenen HES projesini iptal etti. Bu karar, Kafkas arısı ve Türkiye arıcılığını kurtarma adına yürütülen 20 yıllık mücadelenin zaferi oldu. Aslında hikaye 20 yıldan daha da eski. Ve iki önemli kahramanı var; Biri TEMA Vakfı’nın kurucusu Artvinli Ali Nihat Gökyiğit. Diğeri Ankaralı ziraat mühendisi arıcı Ahmet İnci.

60’lı yıllar.. Yollar ve taşıtların artması arıcıları daha fazla bal kaynağı bulmak için yollara düşürüyor. Gezginci arıcılıkla verim bir süre artsa da zamanla coğrafyamıza özgü 5 temel arı türü, birbirine karışarak melezleşmeye başlıyor. Arılar soysuzlaşınca, koloniler güçsüzleşmeye başlıyor ve verimde büyük kayıplar yaşanıyor. Hal böyle olunca, arıcılar da kolonilerini şekerle beslemeye başlıyor. İşte tam bunlara çare arandığı bir dönemde HES’in iptalinde başrolü oynayan “Kafkas arısı”(Apis mellifera Caucasica) yetişiyor imdada. TEMA’nın kurucusu Ali Nihat Gökyiğit, arıcı Ahmet İnci’yi

Yazının Devamı

Ayıları vurmak!

2 Aralık 2018

Doğu Karadeniz’de ayı popülasyonunun çok arttığını iddia ederek, koruma altındaki ayıların avlanması çağrısına karşı “ekosistemin doktoru” olarak nitelediği ayının sistemdeki payını anlatan Dr. Yasin Uçarlı’ya kulak verelim.

Ayılar çıldırdı, ‘İnsan yiyen ayılar geliyor’, ‘Bakmayın öyle sevimli göründüklerine’... Pazartesinin gazete başlıklarıydı bunlar! Haberlerin kaynağı da, yaban hayatı uzmanı bir akademisyen, Prof. Şağdan Başkaya. Doğu Karadeniz’de ayı popülasyonunun çok arttığını iddia ederek, koruma altındaki ayıların avlanması çağrısında bulundu Şağdan Hoca: “Ayılar 2009’dan beri 21 kişiyi öldürdü. 100 kişi sakat kaldı. Ayılar dokunulmazlık kazandı. İnsan yiyen ayı nesli geliyor.”

Hocanın av turizminin gelişememesinden duyduğu üzüntünün arşivde durduğunu hatırlatalım. Ve boz ayı avının Türkiye’nin de taraf olduğu Bern Sözleşmesi’yle yasaklandığını da. Tabii asıl önemli olan açıklamalarının ne kadar bilimsel olduğu.. Zira bölgedeki ayı popülasyonunu tespit etmek için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın başlattığı Büyük Karnivorların Yönetimi Projesi henüz sonuçlanmadı. Proje kapsamıda, bölgedeki ayı popülasyonu GPS, kameralı tasma ve 300 foto kapanla sayılacak. Ayıların göç yolları,

Yazının Devamı

Evde patates yetiştirin

25 Kasım 2018

İçinde bulunduğumuz mevsim patatesleri filizlendirmek için çok uygun. Marmara’da şubat-martta daha güneyde ise ocakta ekim sezonu başlıyor.

Kendi gıdamızı yetiştirme deneyimine geçen hafta saksı tarımıyla giriş yapmıştık. Bu hafta, biraz daha ölçeği genişletelim. Yine balkon veya terasta uygulayabileceğimiz patates yetiştiriciliğini anlatalım. Özellikle patatesin kilosunun 5 lirayı bulduğu bir dönemde 2-3 metrekarelik bir alanda yapılacak patates tarımı, neredeyse 1 yıllık ihtiyacınızı karşılayabilir. Oldukça kazançlı bir deneyim yani. Ve üstelik çok fazla şeye de ihtiyaç yok. Toprak, çuval ve tohumluk patates yetiyor. Zira, patatesin tohumu kendisi. Kendi gövdesinden çimlenen filizlerle çoğalıyor.

İçinde bulunduğumuz mevsim, patatesleri filizlendirmek için çok uygun. Marmara’da şubat-martta daha güneyde ise ocakta ekim sezonu başlıyor. Ekim öncesi her bir çuval için 1-2 patates filizlendirmek gerekiyor. Evinizin gölge ve ılık bir bölgesinde pazardan alacağınız (tercihen organik) patatesleri nemli tutmanız filizlendirme için yeterli. Devamını Buğday Derneği’nin eğitmeni Mehmet Gürmen’den dinleyelim;

Çuvaldan 2-4 kilo

“Patates dikine meyve veren bir bitki. Boy attıkça toprakla

Yazının Devamı

Şehirde bahçeye ilk adım

18 Kasım 2018

Balkon veya terası olanlar şehrin ‘toprak zengini’ bile sayılabilir. Olmayanlar için de saksılar oldukça elverişli tarlalar.

Madem önceki hafta şehirdeki ‘bahçe salgını’ndan bahsettik, bu hafta da o salgına kapılanlara destek olalım. Hem tarıma ilgi duyanların hem de başlamak için yer sıkıntısı yaşayanların derdine derman olsun bu yazı. Öyle ya, hevesli şehirlilerin bir bölümü, “Bahçem yok” diyerek mikro çiftçi olmayı emekliliğe erteliyor. Ama kendi yiyeceğinizi üretmek için o kadar beklemeye gerek yok.

Aslında balkon veya terası olanlar şehrin ‘toprak zengini’ bile sayılabilir. Olmayanlar için de saksılar oldukça elverişli tarlalar. Günlük hayatta sıklıkla tükettiğimiz; ıspanak, marul, taze soğan, sarımsak, roka, şalgam, kişniş, biberiye, kekik, melisa ve domates gibi bitkileri saksıda üretmek mümkün. Hem de bu yolla soframıza gelen gıdanın nasıl üretildiğini öğrenmiş oluruz. Peki nasıl üreteceğiz? Yanıtı, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin ‘kent bahçeciliği’ eğitmeni Mehmet Gürmen’de. Ama konu oldukça kapsamlı. Bu hafta, saksıda üretim pratiğiyle başlangıç yapıp, ilerleyen haftalarda bahçe ve kompost uygulamalarını aktaralım.

İlk adım ürün seçimi

Saksıyla başlangıç,

Yazının Devamı