Besin değeri oldukça yüksek olan muzun hasattan sonra kesilen gövdesi arındırdığı lifle oldukça elverişli bir tekstil ürününe dönüşüyor.
Muz, bu topraklara ilk olarak süs bitkisi olarak girmiş. Mısır’dan getirilen süs bitkisi meyve verince Alanya’da ticari üretim başlamış. Neredeyse 100 yıl önce. Şimdi 300 bin ton muz üretiliyor o bölgede. Muz hem lezzetli hem de sağlıklı bir meyve. Besin değeri oldukça yüksek. 34 çeşit vitamin ve mineral barındırıyor. O yüzden çok değerli. Ama sadece meyvesi değil, muzun atığı da ekonomik ve ekolojik bir değer. Hasattan sonra kesilen muz gövdesi barındırdığı lifle oldukça elverişli bir tekstil ürününe dönüşüyor. Hem de tam bir ekolojik dönüşüm söz konusu. Gövdeden lif çıkarılırken oluşan posa da gübre olarak kullanılabiliyor. Yani muz demek, aslında ‘sıfır atık’ demek.
Muzun Türkiye’deki anavatanı Alanya, muz lifinin de öncüsü olma hedefinde. Lif ayırma makinesi alarak bir atölye kuran Alanya Belediyesi, muz lifiyle Alanya ipeğinin karışımından yerel bir kumaş türü elde etmiş. Kumaş yüzde 50 muz lifi yüzde 50 ipekten oluşuyor. Bu kumaşla modacı Vural Gökçaylı’nın tasarladığı elbise büyük ilgi görmüş. Belediye de bu yerel kumaşı tescil ettirmiş. Şimdi muz lifiyle ürettiği ‘muz pabucu’nu tüm Türkiye’de yaygınlaştırmayı amaçlıyorlar. Ayrıca muz lifinin endüstriyel tekstil üretiminde kullanılabilmesi için de ARGE çalışması yürütüyor belediye. Buna ek olarak muz lifi, bölgedeki kadınların çalıştığı belediye atölyesinde yöreye özgü hediyelik eşya ve çanta yapımında da kullanılıyor. Muz lifi projesinin koordinatörü Nilgün Akman, muz lifinin mukavemeti yüksek, güçlü bir tekstil ürünü olduğunu söylüyor: “20-25 adet muz gövdesinden yaklaşık 2 kilo lif elde ediliyor. Gövdenin dış çeperinden kalın lifler elde edilirken iç kısımdan çıkarılan ince lifler ise ipek inceliğinde ve ipekten daha parlak oluyor. Doğal boyamayla da çok güzel renkler elde edebiliyorsunuz. Tam bir ekolojik ürün. Atık olduğunda da doğaya karışabilecek bir hammaddeden bahsediyoruz ve Türkiye’nin çok ciddi bir potansiyeli var. Çünkü muz üretimi bölgede çok yaygın ve seralarda her hafta gövde kesimi yapılıyor.”
Yaşam için imzala
Muz atıklarının tekstilde hammadde, tarımda da gübre olarak kullanılması çevre adına oldukça önemli bir adım. Zira, petrol türevi hammaddelerin yarattığı kirlilikle bugün artık baş edemiyoruz. Dört bir yanımız plastik oldu. Yediğimiz balığın dokusunda, içtiğimiz suda, yemeğe eklediğimiz tuzda bile mikro plastikler var. BM’nin yeni açıkladığı rapor, son 30 yılda plastik kirliliğinin 10 kat arttığını ortaya koyuyor. Rapora katkı veren 300’den fazla bilim insanı, insan faaliyetleri yüzünden 1 milyona yakın hayvan ve bitki türünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor. Biyoçeşitlilik krizini aşamazsak medeniyetimiz de sona erecek. Çünkü refahımız doğaya bağlı. Enerji ve besin kaynaklarını doğadan elde ediyoruz. Gelin, bu gidişi durdurmak için küçük bir adım atalım. Nesli tehlikede olan kuş türlerinin avlanmasını engellemek için ‘change.org’ta açılan kampanyayı imzalayalım. Üveyik ile Elmabaş patkayı namlunun ucundan kurtaralım.