Dünyayı böcekler kurtaracak!

28 Nisan 2019

Bazı ölümlerde faili hemen tahmin edersiniz. Bir tarlada nesli tükenen bir kuşsa yere düşen, bilirsiniz ki bir avcı geçti oradan. Binlerce arı uçamıyorsa artık, anlarsınız ki yakınlarda ilaçlama denilen zehir uygulaması yapılıyor.

Bu acı gerçeği, geçtiğimiz günlerde Milas ve Aydın’da bir kez daha deneyimledik. Toplu arı ölümü haberi ajansa ilk düştüğünde; “Fail pestisit” demiştim kendi kendime. Bir gün sonra Zootenkist Prof. Dr. Mete Karacaoğlu açıkladı: “Analizlere göre ölümler tarım ilaçlarından”... Tabii bakmayın siz, ona tarım ilacı dendiğine. Aslında toprağa atılan zehir o. Atılma nedeni de faydalı/faydasız tüm canlıları bitkilere zarar vermesin diye topluca öldürmek. Arı nasıl kaçsın bu katliamdan? Daha önce de yazmıştım, pestisitlerin arıları öldürdüğünü ve neonikotinoidlerin yasaklanması gerektiğini. Bir kısmı yasaklandı ama hâlâ uygulananlar var. Zaten arıcılar hiçbir denetim olmadığından yakınıyor. Aydın Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ayhan Özdemir, çiftçilere “Bari ilaçlamayı akşam yapın” diye neredeyse yalvardıklarını ama “Arını kapat gezmesin” yanıtı aldıklarını söylüyor. Kırdaki tablo maalesef bu. Biyolojik zenginliğimizi yabancı şirketlerin zehirleriyle ortadan

Yazının Devamı

Apiterapi umudu

21 Nisan 2019

Apiterapi Derneği Başkanı Dr. Ali Timuçin Atayoğlu arı ürünlerinin tıbbi değer kazanması için gerekli üretim şartlarının ve sıkı protokollerin yerine getirilmiş olması gerektiğini söylüyor .

Bugün aspirin varsa, bunu söğüt ağacına borçluyuz. Nüfusu kırıp geçiren, 4 papa öldüren sıtmayı insanoğlu kınakına ağacı sayesinde yenebildi. İlk yerli ilacımızın kökeninde Manisa’da yetişen şevketi bostan (colymus hispanicus L.) bitkisi vardı.

Kanser ilaçlarının yarısı doğa kökenli. Bunları neden söylüyorum? Modern tıpla geleneksel tıp aslında yüzlerce yıldır iç içe. Ancak bugün şarlatanlığa varan uygulamalar, bu bağı ciddi anlamda zedeledi. Bilimsel temeli olmayan bitki formülleri hem yarardan çok zarar verdi hem de bilgi kirliliği yarattı. Bunun yüzlerce örneğiyle gün be gün karşılaşıyoruz.

Bu alanda bilimle eşgüdüm halinde olanlara kulak vermekte fayda var. Apiterapi Derneği ve Uluslararası Apiterapi Federasyonu Başkanı Dr. Ali Timuçin Atayoğlu da bu görüşte. Tıp eğitimi almış ve yıllarca hekimlik yapmış bir isim Dr. Atayoğlu. Sonrasında arı ürünlerinin, hatta arı zehrinin sağlık amacıyla kullanımı; yani apiterapi alanında çalışmaya başlamış. Parkinson, MS, ALS gibi bazı nörolojik

Yazının Devamı

Öze dönüş hayali; Narköy

14 Nisan 2019

İstanbul’un yanıbaşında Kandıra’da organik tarımın yapıldığı Narköy’ü esas değerli kılan bölüm tohum bankası. Bu hazineyi biriktiren Narköy’ün kurucusu öğretmen emeklisi Nardane Kuşçu. Herkes ona “Nar Anne” diyor.

Kara kılçık, Kızılcık, Sarı Mustafa, Topbaş, Sünter, Deli Hüseyin, Kavılca, Gernik... Bunlar, Anadolu’ya has buğday çeşitleri. Bu toprakların genetik mirası yani. Bu mirasa ‘gözümüz gibi’ bakılan bir çiftlikteydim geçtiğimiz hafta. Hem de İstanbul’un yanıbaşında Kandıra’da. İsmi Narköy. Eğitim turizmiyle organik tarımın kesiştiği örnek bir uygulama Narköy. Çiftlikte permakültür ilkeleri hakim. Sentetik gübre ve kimyasal tarım zehirleri toprağa değmiyor. Gübre ise, ahırdaki hayvanlardan sağlanıyor. Bitkilere böcekler dadanırsa biyolojik yöntemlerle mücadele tercih ediliyor. Sarımsak ve sirke gibi geleneksel yöntemlerle “zararlılar” uzaklaştırılyor. Böceğin yaşam hakkı esas yani. Ve neredeyse tüm ihtiyaç, çiftliğin arazilerinden karşılanıyor. Ayrıca elektrik için güneş panellerinden yararlanılıyor, kullanılan su, göletlerde biriktirilip tekrar toprağa dönüyor. Çiftliğin eğiticileri arasında da köylü kadınlar var. CEO’lara, beyaz yakalılara tarımı, toprağın bilgeliğini

Yazının Devamı

Peynir oyunları!

7 Nisan 2019

Meğer, yediğimiz peynirde margarin olması, hatta sütsüz olması ihtimali bile oldukça kuvvetliymiş. Nasıl mı? Anlatayım...

Süt ürünüyle “Tarım Oscar”ı alan kooperatifin yöneticisi anlatmıştı geçtiğimiz günlerde... “Antalya’daki gıda denetiminde peynirimizden bitkisel yağ çıktı bilgisi geldi. Şaşırdık, çünkü mümkün değil. Araştırınca, anlaşıldı ki; bizim etiketle başka bir firmanın peyniri satılıyormuş. O firma da, üretimini süte margarin ekleyip yapıyormuş.” Haliyle hemen sordum; ‘Bu peynir üretiminde yaygın mı?’ diye. Meğer, yediğimiz peynirde margarin olması, hatta sütsüz olması ihtimali bile oldukça kuvvetliymiş. Nasıl mı? Anlatayım...

1 kilo peynir 11 kilo sütten yapılıyor. Bir peynir teneke (w18-19 kilo) peynir için yaklaşık 200 kilo süte ihtiyaç var. Sütün maliyeti 350 lira. İşini dürüst yapan bu maliyetle satış yapıyor. Sahteci ise önce 200 kilo sütü ısıtıp kremasını alıyor. Bu da 7 kilo tereyağı demek. Bu yağa 7-8 kilo da margarin ekliyor. Ve 15 kiloluk ‘tereyağı’nı kilosu ortalama 20 liradan piyasaya sürüyor. Kalan 200 kilo yağsız sütü de, margarin ekleyip yağlı peynir olarak satıyor. Yani tam bir kazan kazan formülü. Yağdan ayrı, sütten ayrı para kazanıyor. Tabii olan da

Yazının Devamı

Sofradaki yağ ile traktör çalışır mı?

31 Mart 2019

Kanola, ayçiçeği, aspir gibi yağ bitkilerini eken çiftçi, hasadının yüzde 10’undan elde ettiği yağ ile traktörünü çalıştırabiliyor. Tabii bunun için önce traktöre yeni bir yağ deposu ve yakıt kiti eklenmesi gerekiyor.

Tarımda güzel şeyler de oluyor. Topluluk destekli tarım modeliyle kurulan çiftliklerde, adeta devrim niteliğinde gelişmeler yaşanıyor. Eğitimli, dünyayı takip eden ve toprağa bilimsel yaklaşan ‘şehirli çiftçiler’, gittikleri köylerde büyük bir dönüşüme öncü oluyor. Bunun en güzel örneği de Güneşköy Kooperatifi. ODTÜ Kimya Bölümü’nden Prof. Ali Gökmen ve eşi Prof. İnci Gökmen’in Kırıkkale’de kurduğu kooperatif, köyü hem organik tarımla hem de biyoyakıtla tanıştırmış. Biyoyakıt projesi, çiftçinin en önemli gider kalemi olan akaryakıt bağımlılığını tamamen ortadan kaldırabilecek bir çalışma. Türkiye’de ilk kez Kırıkkale’nin Yahşiyan ilçesi Hisarköy’de denenmiş.

Biyoyakıt teknolojisini keşfetmiş

Projeyi tasarlayan da Güneşköy Kooperatifi’nin üyeleri. Prof. Dr. Ali Gökmen, dahil oldukları Küresel Ekoköyler Ağı’nın (GEN) Almanya’daki toplantısında biyoyakıt teknolojisini keşfetmiş. Sonra da bunu Birleşmiş Milletler’in verdiği fon desteği ve Türk Traktör’ün sağladığı bir

Yazının Devamı

Anadolu’daki hazine; dut

24 Mart 2019

Dutuyla ünlü yörelerimiz var ama tek bir patentimiz yok. Dut ağaçları yaşlı ve bakımsız. Köylerde nüfus kalmadığı için etkin bir dut tarımından bahsetmek zor. Ciddi bir tarımsal hazineyi değerlendiremiyoruz özetle.

Çok değil sadece bir asır önce bu coğrafyada tatlılar bal ve pekmezle tatlandırılıyordu. Rafine şekere geçip, her şeye şeker kattığımızdan beri diyabet ve obezite patladı. Şimdi diyabet ilacı kullanıp, şeker yemeyi sürdürüyoruz ama çoğumuz pekmezini yaptığımız dutun, doğal diyabet ilacı olduğundan habersiziz. Zaten şehirlere doluştuğumuzdan beri, kırdaki kadim bilgeliğe de sırtımızı döndük. Oysa, dutun yetişmediği İskandinav ülkelerinde bile, dutla ilgili preparatlar üretilip, kullanılıyor. Türkiye’de ise dut, neredeyse meyveden sayılmıyor. Dutuyla ünlü yörelerimiz var ama tek bir patentimiz yok. Dut ağaçları yaşlı ve bakımsız. Köylerde nüfus kalmadığı için etkin bir dut tarımından bahsetmek zor. Ciddi bir tarımsal hazineyi değerlendiremiyoruz özetle.

Oysaki yapılan çalışmalar, dutun adeta “süper gıda” olduğunu gösteriyor. 100 gram dutta; 10.71 gram protein, 398 miligram C vitamini, 286 miligram kalsiyum ve 18.37 miligram demir buluyor. Sadece meyvesi de değil faydalı

Yazının Devamı

Rüya!

17 Mart 2019

Rüya. Henüz 9 yaşında. Bu toprakların Greta’sı olmaya namzet bir çocuk. “Nina ve Radyonun Maceraları” adlı bir masal kitabı var

Geleceği Z kuşağı inşa edecek. Nüfustaki oranları şimdiden diğer kuşakları aştı. Dünyanın gidişatına dair kritik kararları onlar alacak. Önlerindeki en yıkıcı sorun ise küresel ısınma. Etkilerini, daha çok onlar hissedecek. O yüzden, küresel iklim hareketi başlattılar. 70’den fazla ülkede meydanlarda, politikacılardan geleceklerini talep ediyorlar. İsveçli 16 yaşındaki Greta Thunberg’in başını çektiği bu harekete, Türkiye’nin Z kuşağından da destek var. O destek, cuma günü Bebek Parkı’nda görünür oldu. Gezegenin umudu Z kuşağında ve onlar da durumun farkında.

İşte Rüya. Henüz 9 yaşında. Bu toprakların Greta’sı olmaya namzet bir çocuk. Evinde Tv olmadan büyüdüğü için tam bir radyo sevdalısı. Bu sevdası onu, Türkiye’nin en genç yazarlarından biri yapmış. “Nina ve Radyonun Maceraları” adlı bir masal kitabı var. Kitap, çöpte bulduğu eski radyoyla dostluk kuran küçük bir kızı anlatıyor. Radyonun çaldığı müziklerle hayal dünyasına yolculuk yapan Nina, sakin bir denizde kürek çekerken, radyo bir anda müziği değiştiriyor. Müzikle birlikte iklim de değişiyor ve Nina

Yazının Devamı

Üreticiden tüketiciye İzmir modeli

10 Mart 2019

Üreticiden tüketiciye aracısız ulaşan gıda ürünleri son yıllarda şehirlerde yaygınlaşmaya başlamıştı. Bu sürecin iki güzel ve başarılı örneği var. İkisi de İzmir’den. İkisi de ürettiği ürünlerle ‘Tarım Oscarı’ almış.

Şehir insanının tarımsal üretimle bağı koptu. Artık, tarım ürünleriyle süpermarketlerde görüşüp, tanışıyoruz. Yaşanan bu kopuş, gıda sağlığı endişesi ile pahalılığı beraberinde getirdi. Mevcut tabloda gıda, tarladan rafa ulaşana kadar birçok kez el değiştiriyor. Her elini süren de kâr payı koyunca, en temel gıda ürünleri dahi cep yakıyor.

Tanzimler malumunuz. Bu süreci tersine çevirmek için atılan bir adım. Tarladan aracısız satış yöntemi. Ancak uzun sürmeyecek. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin açıklamalarına göre, dizginlenemeyen gıda fiyatlarına çare, kooperatifçilikle aranacak. Yani tüketici ile çiftçi yeniden tanışacak. Bu zaten yıllardır özlenen tablo. Hatta son yıllarda şehirlerde yaygınlaşmaya başladı bile. Özellikle gıda toplulukları ve kooperatiflerin başı çektiği bu sürece, artık belediyeler de destek verecek. Aslında bu sürecin iki başarılı örneği de var. İkisi de İzmir’den. İkisi de ürünleriyle ‘Tarım Oscarı’ almış.

5 köylü tarafından kurulmuş

Organ

Yazının Devamı