Gezegenimizi tehdit eden ana unsurlardan plastiği dönüştürerek
iplik elde eden Gama Recycle, bu ipliği dünyanın dört bir yanına ihraç ediyor.
Medeniyetimizin en güncel tehdidi plastik kirliliği. Artık herkes bu kirliliğin nasıl önlenebileceğini tartışıyor. Biz poşeti ücretli yaptık mesela. Ancak bu çok küçük bir adımdı. Avrupa Birliği ise yakın zamanda, plastik tabak, kaşık, çatal ve pipeti yasakladı. GreenPeace Türkiye de buna dair bir imza kampanyası başlattı. İmzacı sayısı 100 bini aştı. Günde 144 ton plastiği denize attığımız düşünüldüğünde geç bile kaldık aslında. Tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması şart. Ama yetmez. Acilen plastik şişeler ve mikroplastiğe neden olan kimyasallar için de radikal adımlar atmalıyız. Çünkü ülkemizde günde bin ton pet şişe atık haline geliyor ve bunun yaklaşık yarısı toprağa gömülüyor. Ve o plastikler yüzlerce yıl toprağa, suya zehir saçıyor. Artık, bu coğrafyada hem üretimi hem de tüketimi sürdürülebilir kılmanın vakti geldi, çattı. Doğaya kirlilik yükü olabilecek her materyali dönüştürmek bugünün en önemli ödevi. Türkiye’de bu alanda örnek bir iş yapılıyor aslında. Gama Recycle, ayda 60 milyon adet pet şişeyi ipliğe dönüştürüyor ve bu ipliği de tüm dünyaya ihraç ediyor. Firmanın fabrikalarına giren pet şişeler, ayda 14 milyon tişörte eş değer tekstil hammaddesine dönüşüyor. Buna; ‘Recycle PET Elyafı’ deniliyor.
Sürdürülebilir tekstil şart
Firma aynı zamanda kullanılmış kıyafet ve konfeksiyon atıklarını da rejenere elyaf haline getirip, ipliğe dönüştürüyor. Ayda 1500 ton rejenere iplik ihracatı yapıyorlar. Çöpe gidecek ve muhtemelen doğayı kirletecek materyalleri, geri dönüşüm teknolojisiyle kazanca çevirmenin mümkün olduğunu gösteriyorlar yani.
Tabii bu kazanç çift taraflı. Özellikle tekstil sektörü, petrol endüstrisinden sonra çevreyi en çok kirleten ikinci endüstri. 1 kilo pamuklu tekstil ürünü için 10 bin litre suya ihtiyaç var. Bir adet blue jean için yaklaşık 8 bin çeşit kimyasal kullanılıyor. Endüstriyel tekstil kaynaklı su kirliliği, toplam su kirliliğinin yüzde 20’sini oluşturuyor. Rakamlar, üretileni çöpe atarak yenisini almanın, geleceğimizi çöpe atmak anlamına geldiğini ortaya koyuyor. Sürdürülebilir tekstilin yaygınlaşması gezegenin geleceği için çok önemli.
Markalara da büyük sorumluluk düşüyor. Gama Recycle’ın kurucusu Zafer Kaplan’ın çağrısı pet şişede olduğu gibi tekstilde de depozito sistemine geçilmesi yönünde: “Tükettiğimiz polyester, akrilik, vb. tekstil hammaddelerinin yüzde 30’a yakını toplanan kullanılmış kıyafetlerin geri dönüştürülmesiyle elde edilebilir. Alınan kıyafetin kullanıldıktan sonra bir bedel karşılığında mağazaya iade edilmesi (depozito sistemi) uygulamaya geçmeli. İzlenebilirlik için de firmalar “Geri Dönüştürülebilir Kıyafetleri” farklı renk etiketlerle piyasaya sürebilir. Örneğin yeşil renk polyesteri, mavi akriliği, turuncu naylonu, beyaz pamuğu temsil edebilir. Ayrıca firmalar, etikete ürünü ne kadara geri alacağını da yazarsa, tüketiciyi geri dönüşüme teşvik etmiş olur. Tüketici bu sayede birkaç yıl sonra kullandığı eski kıyafetleri çöpe atmak yerine geri dönüşüme kazandırır.”