Bireysel Katılım Yatırım-cısı (BKY) bizim için yeni bir kavram, yeni bir meslek. Bazıları bu işi yapanlara “Melek Yatırımcı” diyorlar.
BKY; kişisel maddi varlıklarını (paralarını) ve tecrübelerini (birikimlerini-becerilerini) başarı şansı gördükleri şirketlere başlangıç aşamasında aktararak, şirketlerin başarılı olmasına çalışacak kişilere verilen isim..
Sadece tam vergi mükellefi gerçek kişiler BKY olabiliyorlar. Şirketler BKY olamıyor.
Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılan düzenleme 15.02.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. BKY olabilmek için başvuru anında yıllık 200 bin TL gelire veya 1 milyon TL mal varlığına sahip olmak ve de Hazine Müsteşarlığı’ndan lisans almak zorunluluğu var.
BKY’cılar destekleyecekleri girişimlere mali olarak katkı yaptıktan sonra (sermaye payı ödemesi yaptıktan sonra) girişimlerin yönetim kurullarında söz sahibi olmaya başlıyorlar. Girişimler başarılı olursa, BKY’lar yatırdıkları sermaye payı ölçüsünde kazanç sağlıyorlar.
Vergiden düşüyorlar
Sistemin amacı, sermaye ve bilgi yetersizliğiyle büyüyemeyen şirketlere, bilgi ve parasal güç sahiplerinin destek vermesi. Böylece pazarı olan üretimin artırılması. Bu tür yatırımlara destek
İSO 500’ün 2015 yılı sonuçları, “sanayide bir silkinme gereğini” sergiliyor. “Silkinme” gerçekleşemezse, üretim yapısında, katma değer yaratmada, teknolojide, ihracatta “durağanlık” devam edecek.
Yıllık değerlemeler “Faiz indi-bindi/Dolar fiyatı indi-bindi” çerçevesinde kalıyor. Önemli olan, üretimin yapısının değişip değişmediği ve de üretimin artıp artmadığıdır.
- En büyük 500 firmanın 2015 yılında üretimden satışlarındaki artış yüzde 7 oranında gerçekleşti. (2015 yılında yıl ortalaması TÜFE artışı yüzde 7.67 oranında, ÜFE artışı yüzde 5.28 oranında oldu.)
Türk parası sabit fiyatlarıyla 500 büyüğün üretimden satışları artmamış durumda.
- Üretimden satışlar 421 milyar TL’den 450 milyar TL’ye yükseldi. Yıl ortalaması dolar fiyatıyla ise, net satış hasılatı 194 milyar dolardan 170 milyar dolara geriledi.
- Türkiye genelinde, büyüğüyle ve küçüğüyle imalat sanayiinin yıllık büyümesinde son yıllarda önemli yavaşlama var. 2010 yılında yüzde 13.6 olan 2011 yılında yüzde 10.0 olarak gerçekleşen büyüme hızı, 2015 yılında (Türkiye genelinde) yüzde 3.8’e geriledi.
Düşük teknolojiye devam
- 500 büyüğün üretiminde katma değer artışı sağlanamıyor. İleri teknolojide üretime geçilemiyor. 2015 yılında to
TCMB Faizi aşağıya çeksin de şirketlerimiz rahat etsin diyoruz ama şirketlerin TL borcu toplam borçlarının yüzde 41.8’i büyüklüğünde.
Reel sektördeki yatırımcılar, üreticiler, işletmeciler TL yerine dövizle borçlanıyorlar. Bu nedenle TL faizinin ucuzlaması onları etkilemeyecek.
Onlar doların, euro’nun faizini izliyorlar. Onlar döviz fiyatının artışından etkileniyorlar.
TCMB 2016 yılının ilk Finansal İstikrar Raporu’nu yayımladı. Raporda “Reel Sektörün Finansman Yapısı”nın son durumu hakkında bilgi var.
TL krediye ilgi azaldı
- Reel sektörümüz yurtdışından 278 milyar TL, yurtiçinden 1 trilyon 94 milyar TL karşılığı TL ve döviz kredisi kullanıyor.
- Toplam kullanılan kredinin yüzde 20’si yurtdışındaki yabancı bankalar ile Türk bankalarından TL ve döviz olarak alınmış durumda. Kredilerin yüzde 80’lik bölümü yurtiçindeki bankalardan alınmış.
Ege Bölgesi’nde 40 organize sanayi bölgesi var. Sadece İzmir’de 13 sanayi bölgesinde 5 bine yakın parsel fabrika kurmak isteyenlere satılmış durumda. Şimdi 14’üncü organize sanayi bölgesi kuruluyor.
İyi de acaba organize sanayi bölgelerindeki bu fabrikalar ne üretiyor? Ne kadar üretiyor? Nasıl üretiyor?
Ege Sanayi Odası 34 yıldır Ege’deki sanayi kuruluşlarından derlediği bilgilere dayalı olarak Ege’nin en büyük 100 sanayi kuruluşunun faaliyetiyle ilgili bilgileri yayımlıyor.
Ege Bölgesi’ndeki 100 büyük sanayi kuruluşunun 2015 faaliyet sonuçlarına göre:
- Son 2 yıldır üretimden satışlar artmıyor.
Üretimden satışlar cari fiyatlarla 2014 yılında yüzde 5 artmıştı, 2015 yılında da yüzde 5 arttı. Sabit fiyatlarla (enflasyondan arındırılmış) ciro artışı 2014 yılında -% 3.2 idi, 2015 yılında -%1 oldu.
- İhracat ithalatın yüzde 65’ini karşılıyor.
Batı ülkelerinde tamamen bitkisel kökenli ham maddelerden üretilen deterjanlar kullanılmaya başlandı. Bu deterjanlarda petrol esaslı ham madde (doğada çözülmeyen, insana ve çevreye zararlı ham madde) yok.
İnsanlar sağlığına dikkat etmek için organik ürünlere yöneldi. Sebzenin, meyvenin, etin, hatta şarabın organiği tüketiliyor. Giysilerde “organik pamuktan üretilmiştir” etiketi aranıyor.
İyi de bebeğiniz için satın aldığınız organik giysiyi, bebeğinizin biberonunu, süt şişesini petrol esaslı deterjan ile yıkarsanız, organiklik kalır mı? İyi de organik yiyecekleri, içecekleri, petrol esaslı deterjan ile yıkanmış tencerede pişirir, tabakta yer, bardakta içerseniz, yediğiniz, içtiğinizin organikliği kalır mı? Midenize organik yiyecek içecekten daha çok kaplardaki, tabaktaki, bardaktaki petrol esaslı deterjanın kalıntısı giriyor.
Bilgi kıtlığı var
Çare, deterjanın da çevre dostu olanını veya tamamen bitkisel kaynaklı hammaddelerden üretilenini kullanacağız. Ben bu işin uzmanı değilim. Tüketiciyim.
Marketlerde satılan Alman orijinli, ithal malı çevre dostu deterjanları ithal eden gruptan Kimya Mühendisi Halil İbrahim Tanrıverdi, bana petrol esaslı klasik deterjanlarda kullanılan fosfat,
Bir zamanlar bizler “200 Alman gelin bize yeter. Berlin’deki Alman gelinlerimizin sayısı 200’ü bulduğunda, iş tamamdır. Alman politikacılar Türkiye’nin her sorununda bizim yanımızda olur. Bizi destekler” hayaliyle yaşamıştık.
(Bu anlatımda “Bizler” diye söz edilenler, Devlet Planlama Teşkilatı’nın ilk uzmanlarıdır.)
DPT kurulmuş, 15 yıllık planla sanayileşmenin hedefi belirlenmiş. Kalkınma planları hazırlanıyor. Yıllık programlarla kamu ve özel sektörün yapacağı sanayi yatırımları belirleniyor.
Gelin görün ki hazırlanan projeleri gerçekleştirmek için döviz yok.
O yıllarda OECD‘nin patronluğunda “Türkiye’ye Yardım Konsorsiyumu” kuruldu. “OECD’nin zengin üyeleri her yıl Türkiye için ortaya konulan bir çanağa para atıyor. Biriken paranın hangi projelerde kullanılacağına karar veriyorlar. İlgili yatırımın ithalat harcamalarının çanağa para atan ülkelerden yapılması şartıyla bize döviz kullandırıyorlar. Biz de o dövizlerle yatırımları gerçekleştiriyoruz.”
Almanlarla başımız dertte
Konsorsiyumun patronluğunu Almanlar yapıyorlar. Almanlar “zalim mi zalim.” Çanağa para atmıyor, atılan paraları serbest bırakmamak için her şeyi yapıyorlar.
Biz “Plancılar”, ellerimizde sanayi projeleri, “Konsorsiyum
2016 yılında ilk 4 ayda ülkeye gelen (transit girişler dahil) toplam yabancı ziyaretçi sayısı 5 milyon 800 bin oldu.
Geçen yılın yüzde 16.5 gerisinde.
İstanbul’da yabancı ziyaretçi sayıları ocak-nisan döneminde 4 ayda yüzde 17 geriledi. 3 milyon 400 binden 2 milyon 800 bine düştü.
Her ay gerileme oranı arttı. Bir önceki yıla göre yabancı ziyaretçi sayısındaki azalma şubatta yüzde 8, martta yüzde 17 iken, nisanda yüzde 28 oldu.
Yılın ilk 4 ayında Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarından giriş yapan transit ve kalıcı yabancı sayısında yüzde 15 azalma var. İlk 4 ayda hava yoluyla gelenler 3 milyon 300 binden 2 milyon 800 bine geriledi.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) tarafından açıklanan bilgilere göre, Türkiye genelinde nisan ayında otellerin doluluk oranı geçen yıl yüzde 56 iken, bu nisan ayında yüzde 22 düştü, yüzde 52.2’ye geriledi.
İstanbul’da ise geçen nisan ayında yüzde 74 olan otel doluluk oranları yüzde 32’ye geriledi. Ortalama yüzde 50 oranında düştü.
Yataklar boş kalıyor
İhracattaki sorunlar devam ediyor. (1) Dışarıda pazar arayışında kilogram olarak daha çok malı daha ucuza satıyoruz. (2) Buna rağmen ihracat gelirlerini artıramıyoruz.
Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre yılın ilk beş ayında ihracat gelirleri yüzde 6.5 azaldı.
- Son 12 aylık dönemde ise (yıllık) ihracat gelirleri yüzde 7.9 azalarak 139.8 milyar dolar oldu.
Biz ihracattaki gelişmeleri, bir önceki yılın, 2015 yılının rakamlarına bakarak değerlendiriyoruz.
Halbuki 2015 yılı ihracat rakamları 2014 yılının gerisindeydi.
- 2015 yılı ocak-mayıs döneminde ihracat yüzde 8.7 oranında gerilemişti.
- Beş aylık ihracat 67.1 milyar dolardan 61.5 milyar dolara inmişti.
- 2016 yılı ilk 5 aylık ihracatımız 57.4 milyar dolar.