‘Çanakkaleliler’ Moody’s Teyzem’i hiç tanımıyorlar

28 Eylül 2016

Bu yazıyı Çanakkale’de bir kahveden yazıyorum. İstanbul’da geçen hafta sonundan bu yana Moody’s Teyzem’in notumuzu kırması ile uğraşır olduk. İstanbul’da yazılı ve görsel medyamız, Ankara’da politikacılarımız Moddy’s Teyze’yi dert edinmiş durumda. Acaba İstanbul dışındaki halkımız için de Moody’s Teyzem’in not kırması önemli mi?
İstanbul’dan minibüsle yola çıktım. Tekirdağ yolundan Çorlu kavşağında bir benzin istasyonunda Melek Öğe’nin lokantasında köfte yemeğe gelenlerle sohbet ettim.
“Moody’s Teyzem’in yaptığına ne diyorsunuz?” diye sual eyledim. Baktım ki Moody’s Teyzem’i buralarda hiç tanıyan yok.
Yol üzerinde “ihtiyaç molası” ve “çay molası” diye uğradığımız benzin istasyonlarında her rastladığıma sorup durdum, “Moody’s Teyzem’in yaptığını duydunuz mu?” diye...
Hiç tanımadıkları gibi, onlar da bana soruyorlar, “O da kim?” diye...
Ne yapmış, ne yapmış!
Eceabat’tan Çanakkale’ye geçerken feribottaki gençlerle de konuştum. Şehitlik gezisinden dönen okul öğrencilerinden Moody’s Teyzem’i tanıyan olmadı.

Yazının Devamı

Özel sektör borcu at ile deve değil

27 Eylül 2016

Kredi notu kırılınca, hemen “Özel sektör borcunu nasıl öder?” sorusu gündeme geldi.

1) Anadolu deyimiyle, özel sektörün borcu “at ile deve değildir”. Türkiye’nin ekonomisinin büyüklüğüne ve de milli gelire göre “makul” ölçüdedir.

2) Kredi notu kırılınca, alacaklılar borcun tamamını geri çağırmaz. Borçlar vadesine göre ödenir. Özel sektörün borcunun çok büyük kısmı uzun vadeye bağlanmış borçtur.

3) Dış borçların taksiti ve anaparası da vadesinde geldiğinde döndürülme (yenilenme) imkânına sahiptir. Döndürme, değişen şartlara göre daha ucuz veya yüksek faizle olabilir ama borçluya önemli kolaylık verir.

4) Özel sektör dışarıdan alınan kredileri tüketmedi. Bankalar müşterilerine kredi verdi. Reel kesim bankalardan ve dışarıdan aldığı döviz kredileriyle yatırım yaptı, üretim yaptı. Kredilerin karşılığında oluşan varlık var.

Uzun vadeli 206 milyar $

Merkez Bankası, her ay özel sektör kuruluşlarının yurtdışından sağladığı kredilerin büyüklüğünü yayımlıyor.

Temmuz ayı verilerine göre, özel sektörün yurtdışına borcu 206 milyar dolar. Toplam borç yıllar itibarıyla büyüyor.

Yazının Devamı

ÜRETİM GÜCÜMÜZ NOTTAN ÖNEMLİ

26 Eylül 2016



Her işte vardır bir hayır. Moody’s notunu iyi değerlendirirsek, ekonomi daha hızlı toparlanır. Moody’s notu ekonomiye hayır getirir.
Biz bunu yapabiliriz. Geçmişe bakınız. Türk ekonomisi krize çabuk girme, krizden çabuk çıkma gücüne ve becerisine sahip bir ekonomidir. En büyük krizi 2001 krizini bile 8 ayda atlattık.
Kaldı ki, şimdilerde ekonomi için kriz söz konusu değil. Döviz bulunuyor. Döviz fiyatı belli bir koridorda uzun süredir sabitleşti. Tek sorunumuz sanayide üretimin yavaşlaması. Üretim yavaşlamasının sonucu olarak gelir artışının ve büyümenin istenen ölçüde olmaması. İş arayanların tamamına iş bulunamaması.
Ekonomiler devamlı olarak aynı çizgide gitmez. İnişler çıkışlar olur. İş aleminde de işler düz çizgide gitmez. İnişler çıkışlar olur.
Dostum Ege Cansen, “En kötü riskleri bile akıllı yönetmek mümkündür. Telaşa kapılarak akılsız tepkiler verilirse o zaman risk, hasar yaratır. Unutmayalım ekonomiler toplamı sıfır olan oyun (zero sum game) değildir. Biri kazanıyorsa, biri kaybediyor kuralı sadece kumarda geçerlidir. Ekonomi karşılıklı işbirliği demektir. Kazan-kazan (non-zero sum game) oyunu kurma becerisine dayanır” der.

Yazının Devamı

Ekonomi sarsılmaz

25 Eylül 2016

Dünyada paranın kıt olduğu dönemde kredi notu daha önemliydi. Şimdi piyasada para bol. Faiz negatif. Tabii ki risk göstergesi olarak not önemli ama, not kırıldı diye Türkiye dövizsiz kalmaz...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’ta, Bloomberg Baş Editörü John Micklethwait ile bir söyleşi yaptı. Ve kredi derecelendirme kuruluşları konusundaki soruları şöyle cavapladı:
Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin seviyesini eşik altına çekiyor. Yatırımcıları da endişelendiriyor, sizi de endişelendiren bir konu mu?
- Bu çok çok yanlış. Merkez Bankası döviz rezervi 123 milyar dolar. Bunun daha da büyümesini umuyoruz.
Hala kredi derecelendirme kuruluşlarının hata yaptığı düşüncesinde misiniz?
- Evet, politik açıklamalar yapıyorlar. Çökmüş bitmiş ülkeleri yükseltirken, diri ülkelerle ilgili ya donduruyor, ya da kılpayı da olsa düşürme yönünde hareket ediyorlar. Kesinlikle bunların siyasi davranmaması lazım. Olması gereken neyse bunu açıklamaları gerekiyor. Onları dürüstlüğe davet ediyorum. Dürüst olsanız da olmasanız da Türkiye ekonomisi gayet güçlü.

Yazının Devamı

15 milyarlık canlanma

23 Eylül 2016

Taksitli alışverişe getirilen kolaylıklarla halkımız, kredi kartı ile borçlanarak en az 15 milyar TL’lik ek harcama yapacak ve piyasa canlanacak...

Ancak halkın borçlanarak yaptığı harcamalar ekonomide kısa süre ve sınırlı canlılık yaratır. Üretimi de artırırsak gelir ve istihdam artar...



Kredi kartları ile alışverişte taksit sınırının kaldırılması, kredi kartı borçlarını ödemede vadenin uzatılması 22 milyon kişiyi ve bunlara bağlı yaşayanları ilgilendiriyor. Çünkü 22 milyon kişi bireysel kredi kartı ile alışveriş yapıyor.

Yazının Devamı

Gelir dağılımında aynı yerdeyiz

22 Eylül 2016

Türkiye İstatistik Kurumu her yıl hane halkının kullanılabilir gelirini, hane halkının kullanılabilir gelirine göre de ülke genelinde gelir dağılımını belirliyor. Açıklıyor.
Hanelerdeki her bir ferdin elde ettiği kişisel yıllık kullanılabilir gelirlerin toplamından vergiler ve diğer ödemeler düşülerek hane halkının kullanılabilir geliri hesaplanıyor.
Toplam nüfus en fakirinden en varlıklısına kadar dizildikten sonra, aşağıdan yukarıya yüzde 1’lik, yüzde 5’lik, yüzde 10’luk ve yüzde 20’lik dilimlere ayrılıyor. Böylece, ülke genelinde kullanılabilir gelire göre gelir dağılımı hesaplanıyor.
2015 yılında en yüksek gelire sahip nüfus dilimindekilerin toplam gelirden aldıkları pay artarken, en alttaki fakir nüfusun geliri azaldı.
Düzelme yok
En fakir yüzde 20’lik nüfus dilimi toplam gelirin yüzde 6.1’ini alırken, en zengin yüzde 20’lik nüfus dilimi toplam harcanabilir gelirin yüzde 46.5’ine sahip.
En zengin yüzde 20’lik nüfusun ortalama geliri en fakirlerin ortalama gelirinden 2014 yılında 7.4 kat daha fazla iken, 2015 yılında fark 7.6 kata yükseldi. Bunlar 2014 yılından 2015 yılına gelir dağılımında bozulmayı işaret ediyor.

Yazının Devamı

Negatif faizle satılan tahviller

21 Eylül 2016

Negatif (eksi) faizle şirketler tahvil satmaya başladı. Tahvili satın alanın tahvile bağladığı anapara her yıl azalıyor.

Alman kimya firması Henkel AG, 6 Eylül’de eksi (negatif) yüzde 0.05 faiz ile 2 yıl vadeli 500 milyon euro’luk tahvil sattı.

Aynı gün Fransız ilaç firması Sanofi SA’nın çıkardığı negatif (eksi) 0.05 faizli 3.5 yıl vadeli, 1 milyar euro’luk tahvili alıcı buldu. Avrupa’da merkez bankaları negatif faiz uyguluyordu ama şirketlerin negatif faizle tahvil çıkarmaları ve bu tahvillerin alıcı bulması yeni bir gelişme.

Parasal genişleme, sözle yönlendirme, düşük faiz gibi uygulamalara rağmen küresel ekonomik krizin olumsuz etkilerinin devam etmesi sonucu merkez bankaları ekonomiyi canlandırmak için negatif faiz uygulamasını başlattı.

Bu uygulamada, bankaların merkez bankalarında tuttuğu cari hesaplara uygulanan faiz eksiye düşürülüyor. Böylece bankalara, merkez bankasına yatırılacak para için faiz verilmiyor. Üste para alınıyor. Bankalara “Parayı merkez bankasında saklayacağınıza, kredileri artırın” mesajı veriliyor. Negatif faiz uygulamasıyla, şirketlerin borçlanma maliyetlerinin düşürülmesi ve kredi talebinin artması hedefleniyor.

Merkez bankalarının negatif faiz

Yazının Devamı

Yavaşlama işsizliği artırır

20 Eylül 2016

Ekonomi yavaşla-yınca, yatırımlarda ve üretimde artış yavaşlayınca, işsiz sayısı da artıyor.
Ekonominin genelde iş imkânını artırma gücü zayıflıyor. Bazı sektörlerde işçi çıkarmaları oluyor.
Haziran ayında işsizlik oranı 10.2 oldu. İşsizlik oranı önceki haziran 9.6 idi. Mayıs ayında 9.4 idi.
İşsizlik bir yıl önceye göre de bir yıl önceye göre de artmış durumda.
Çalışan sayısında hazirandan hazirana 396 bin artış var ama mayıstan hazirana çalışan sayısı 216 bin azaldı.
Çalışan ve işsiz sayılarını değerlendirirken, hızlı nüfus artışını ve nüfus artışına bağlı olarak her yıl ve her ay daha çok insanın iş arayışına girdiğini unutmamak gerekir. Hazirandan hazirana iş arayanların sayısı (işgücü) 657 bin arttı. Mayıstan hazirana artış 15 bin oldu.
Sanayide çalışanların sayısında hazirandan hazirana da, mayıstan hazirana da azalma var. Yıllık azalma 50 bin.

Yazının Devamı