Ders verdiğim fakülte rezidans oluyor. Öğrencilerin nereye gideceği, nerede okuyacağı belli değil.
Ben Marmara Üniversitesi’nin, Nişantaşı’nda bulunan İletişim Fakültesi’nde ders verirken, 1995 yılında profesör oldum. 2011 yılına kadar Gazetecilik, Halkla İlişkiler ve Tanıtım ile Radyo-Televizyon ve Sinema bölümlerinde okuyan son sınıf öğrencilerine ekonomiyi anlattım.
Medyada, halkla ilişkiler ve reklam sektöründe isim yapanların çoğu İletişim Fakültesi mezunudur, bazıları benim öğrencilerimdir.
İletişim Fakültesi 1992 yılından bu yana Ihlamur Kasrı’nın bitişiğinde, Osmanlı Döneminde Ihlamur Mesiresi diye bilinen geniş arsanın içindeki kampüsünde eğitim veriyor.
İletişim Fakültesi öğrencileri için okullarının şehrin içinde olması önemlidir. İletişim Fakültesi öğrencisinin şehrin sosyal, ekonomik ve sanat hayatının içinde olması gerekir.
Ekonomi dersine başlamadan öğrencilerime, “Geçen dersten bu yana tiyatroya, sinemaya, operaya, konsere, sergiye gidenler ellerini kaldırsın... Yeni bir kitap okumaya başlayanlar ellerini kaldırsın” derdim. Sonra el kaldıranlara söz verir, “Anlatın arkadaşlarınıza... Neler gördünüz, neler okudunuz” derdim.
Şehir hayatı önemli
Şehirden kopan, şehirden uzaklaşan bir iletişim fakültesinin öğrencilerinin sergi, opera, tiyatro, konser gibi etkinlikleri izleme olasılıkları azalır, yok olur.
Nişantaşı’ndaki İletişim Fakültesi’nin şansızlığı, “inşaat patlaması” sonucu arsasının giderek değer kazanması oldu.
Fakültenin arsası, Amerikan Hastanesi’nin hemen arkasından başlar, Fulya’ya kadar iner. 35 bin metrekaredir (35 dönüm).
Yıllar önce Rahmi Koç, arsanın küçük bir bölümünü satın alarak Amerikan Hastanesi’ni büyütmek için Milli Emlak’tan talepte bulundu. Milli Emlak, “Okul arazisinin bir bölümü satılamaz” dedi. Aydın Doğan, fahri doktora derecesiyle ödüllendirildikten sonra törene katılan öğrencilere bahçeye bir konferans salonu ve kültür merkezi yapmaya söz verdi. İletişim Fakültesi bahçesi sit alanıdır dediler, izin alamadı.
Fakültenin bahçesinin Ihlamur Kasrı Beşiktaş ve Nişantaşı arasındaki vadide yer alan Ihlamur Mesiresi’ndeki kasırdır. Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan’a yaptırıldı. “Merasim Köşkü” ile “Maiyet Köşkü” olarak adlandırılan iki kasırdan oluşuyor.
“Ihlamur Mesiresi” ve “Ihlamur Kasrı” sadece halkın değil, saray çevresinin de dinlenme alanı oldu.
Üç bölümden meydana gelen bu dinlenme alanı, Sultan III. Ahmet döneminde (1703-1730) bir “Hasbahçe”ye dönüştürüldü. I. Abdülhamit (1774-1789) ve III. Selim (1789-1807) XIX. yüzyılın ilk yarısında Sultan Abdülmecit de Ihlamur Kasrı’nı kullandı.
Beşiktaş halkının mesire alanı olan İletişim Fakültesi’nin Nişantaşı Kampüsü, 2016’da TOKİ’ye devredildi. TOKİ ise 455 milyon TL’ye Emlak Konut’a sattı. Emlak Konut ihalesinde 6 firma yarıştı. Yarışı 1 milyar 700 milyon liralık gelir paylaşması teklifi ile DAP Yapı kazandı. Arsa için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yeni bir plan hazırlayarak askıya çıkardığı bildiriliyor.
DAP Yapı’nın Başkanı (Ziya Yılmaz), ”İstanbul’un kalbini aldık” diyerek mutluluğunu ifade etti. DAP Yapı önemli konut projelerini gerçekleştirmede başarılı olmuş bir firma. Başkanını Milliyet’teki toplantılarda tanıdım. Devamlı proje geliştiren, iyi niyetli bir iş adamı.
Emsale göre arsaya 27 bin metrekarelik inşaat yapılacakmış. Hayırlı olsun. Müşterisi bol olsun.
Rezidanslar tamamlanınca, torunumun elinden tutar, eski fakülte binasının yerini ararım. “Bak eskiden burada bir fakülte binası vardı. Ben yıllarca burada öğrencilere ders verdim” diyerek övünürüm. Sonra da torunuma bitişikteki “Ihlamur Kasrı”nı gezdiririm.