Buğday üç bölümden oluşur: (1) Tepedeki küçücük hayat kaynağı, bitki oluşmasını sağlayan rüşeym. (2) Üzerindeki kabuk (kepek). (3) Ve rüşeymin altında bulunan, tohum çimlenirken rüşeyme hayat veren gövde kısmı.
Buğdayın içinde; (1) Karbonhidratlar, (2) Protein, (3) Yağlar, (4) Mineral tuzları, (5) Vitaminler, enzimler ve diğer bileşenler var.
Buğday olduğu gibi öğütüldüğünde bunlar da bütünüyle un olur.
Geliniz görünüz ki şimdi buğday olduğu gibi öğütülerek un olamıyor. Çünkü Türk halkında bir “beyaz ekmek” merakı oluştu. Halkımız “beyazın da beyazını” aradığından fırıncılarımız da unun “beyazının da beyazını” satın alıyor.
Bu talep karşısında değirmencilerimiz unun beyaz olmasını önleyen, buğdayın kepeğini ve de daha önemlisi rüşeymi (embriyo-kökçük- kalkancık) ayırarak buğdayın sadece “dolgu kısmı” olan gövdesini öğütüyor.
Vitaminler ölüyor
Böylece buğdayın E vitamini başta olmak üzere, diğer vitaminleri karbonhidrat ve protein değerleri, mineralleri, kalsiyumu, fosforu, magnezyumu, demiri, çinkosu rüşeym ve kepek olarak değirmende kalıyor. Kepek ve rüşeym hayvan yemi oluyor. Halkımızın “beyazın da beyazı” ekmeğine, içinde hiçbir vitamin, mineral, protein değeri olmayan un giriyor.
Sadece o kadar olsa iyi. Beyazın da beyazı arayışındakileri mutlu etmek için bazı değirmenler una son anda beyazlatıcı kimyevi madde katıyor. Korkunç bir gerçek şu: Değirmenlerimizin çoğunun yeni makineleri bu talebe dönük makineler. Buğdayı öğütürken rüşeymi ve kabuğu (kepeği) çıkaran makineler. Buğdayı olduğu gibi üretebilecek makine sayısı azaldı. Beyaz un üretmek için değirmende undan ayrılan buğday kepeğinin lif içeriği zengin. İnsan sağlığı için önemli bir madde.
Kepek, B1 vitamini ve de diğer B gurubu vitaminleriyle birlikte vücudun, özellikle beynin, enerji üretiminde gerekli bir vitamin. Kan hücrelerinin oluşumu ve sağlıklı bir dolaşım sistemi için gerekli olan hidroklorik asidin üretiminde önemli rol oynuyor. Karbonhidratlardan enerji üretimine, kalp ve sindirim sistemlerinde bulunan kasların korunmasına destek veriyor.
Sağlıksız beslenme
Beyaz un elde etmek için kepekle birlikte buğdaydan ayrılan rüşeym, buğday tanesini filizleyen hayat kaynağı. A, E ve B1 vitamini, lesitin, esansiyel yağ asitleri, proteinler ile minerallerden çinko, manganez ve krom içeriyor.
Yaşlılığı geciktirici vitamin olarak E vitamini, vücutta hücre zarının dayanıklılığını sağlıyor. Vücudun bağışıklık sistemini destekleyerek kanserin önlenmesinde önemli rol oynuyor. Aterosklorozun oluşumunu engelleyici etki gösterir. Koroner kalp hastalığı riskini azaltıyor. Pıhtı azaltıcı etkisiyle kanın akıcılığına, diyabetli hastalarda damar komplikasyonlarının önlenmesine yardımcı oluyor.
Sinir sistemi hastalıklarında olumlu etkiler gösteriyor. Gözde katarakt oluşumunu geciktiriyor. E vitamini yaşlılığa bağlı hücre hasarlarında azalmaya neden oluyor. Etkin bir antioksidan. Bu özelliğinden dolayı kolay oksitlenebilen bileşiklerin oksidasyonunu kansızlığı önlüyor. Beyaz ekmek sevdamız yüzünden değirmenlerde beyaz un üretilirken ayıklanan kepek ve rüşeym eksikliğinin halkımızın sağlığı üzerindeki olumsuz etkisini umursayan yok.