Ayvalık’ta dostum, zeytinyağı üreticisi İsmet Önder’i aradım. “N’oldu da zeytinyağı fiyatı 20 TL oldu?” diye sordum.
İsmet Önder, “20 TL’ye razı olalım. Çünkü fiyatlar daha da artacak” dedi. Anlattı: “Bizim zeytinyağında üreticimiz için fiyat ölçüsü altındır. 5 kg zeytinyağının 1 çeyrek altına satılması gerekir. Bugün bir çeyrek altın 160 TL dolayında. Halbuki 5 kg zeytinyağı 100 TL’den satılıyor. Demek ki fiyatlar altın ölçüsüyle hâlâ düşük.
Ağaç bol ama yanlış ve aşırı gübreleme nedeniyle yağlık zeytin verimi düşük. Toplama işçiliği yüksek. Buna rağmen zeytin üreticisi geçen yıl ortalama 2 TL’den zeytin sattı. Kazanamadı. Bu fiyatı yetersiz buldu. Mutsuz oldu. 5 kg zeytinden 1 litre yağ çıkar. Sıkılan yağın 10 TL’si zeytin parası. Buna sıkıcının, yağcının, aracının yükünü, vergi yükünü, kirayı, depo parasını ekleyiniz. En düşük maliyet 15 TL’nin üzerine çıkar. Maliyet böyle iken, arz yetersiz. Kişi başı düşük tüketime rağmen iç talep canlı. İhracat canlı var. 20 TL’lik fiyat bu nedenle en düşük fiyat. Daha da yükselmesi beklenir.”
İsmet Önder, 5 kg’lık özel taş sıkma zeytinyağını 100 TL’den satıyor. Ayvalık’ın önde gelen zeytinyağı üreticilerinden Kürşat ve Monteida 5
Mayıs ayında 107 bin konut satıldı. 2014 Mayıs ayında satılan konut sayısına göre yüzde 20’ye yakın bir artış var. Mayıs ayında yeni konut satışları da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20’ye yakın bir artış gösterdi. Bir ayda 49 bin yeni konut satıldı.
Mayıs ayında toplam ve yeni konut satışları geçen yılın üzerinde ama 2015 yılının mart ve nisan aylarındaki satış rakamlarının gerisinde. Bu yıl ocakta 37 bini yeni toplam 86 bin konut satılmıştı. Şubatta 40 bini yeni, toplam 95 bin, martta 51 bini yeni toplam 116 bin, nisanda 52 bini yeni toplam 119 bin konut satıldı.
Ayda 50 bin yeni konut...
Ortalama olarak her ay 50 bini yeni 100 bin dolayında konut satılıyor. Her ay halkımız konut satın almak için en az 20-30 milyar TL’lik bir ödeme yapıyor.
Para birilerinin cebinden çıkıyor, birilerinin cebine giriyor.
Bu paranın yarısı yeni konutların maliyetini karşılıyor. Yapımcının kârını oluşturuyor. Ama yarısı da ikinci el satın alanların cebinden çıkarak, olduğu gibi ikinci el satanların cebine giriyor.
Yunanistan’da halkın yaşam şartları biraz geriye gider. Ama Yunanistan’a” bi’ şeycikler” olmaz. Kısa sürede de “eski hamam eski tas” durumuna dönülür. Yunanistan Batı dünyası himayesinde yaşamını sürdürür.
Allah kimseyi “gördüğünden geriye koymasın.” Yunanlıların derdi, geriye gitmek. Kriz çıktı. Gidecekleri kadar geriye gittiler. Daha fazla geriye gitmemek için direniyorlar.
Alman Başbakanı Bayan Merkel ve yandaşlarının derdi “Daha önce ölçüsüz şımarttıkları Yunanlıların burnunu mümkün olduğu kadar sürtmek.”
Unutmayalım, Batı dünyası “Yunanistan’ı, Batı medeniyetinin beşiği, bugünkü Yunanlıları da eski Yunan halkının akrabaları olarak kabul eder. Bu nedenle, Batılılar Yunanistan’a da Yunanlılara da hayrandır.
Unutmayalım ki başı belada iken bile Yunanlıların kişi başı milli geliri, kişi başı tüketim harcaması bizim rakamlarımızın çok üzerinde seyrediyor.
Yunanistan’ın bugünkü durumunun tek nedeni var: Yunan hükümetleri yurtdışından borç alarak bunu maaş ve sosyal transfer olarak halka dağıttı.
- Daha önce Yunanistan’a para akıtanlar,” Bundan sonra maaş ve sosyal transfer için borç vermeyeceğiz. Maaşları, sosyal transferleri kısmazsanız, AB’nin başına bela olmaya devam edersiniz. Kısın
Talebi canlandırıp, ekonomide yavaşlamayı durduracak uygulamalara ihtiyaç var. Mevcut şartlarda tek çare alt gelir gruplarına değişik adlar altında ödeme yapılması. Bu, 1 - 2 defa yapılmalı, devamlı olmayacağı vurgulanmalı
Ekonomide yavaşlama var. Bu yavaşlama kendi kendine düzelemez. Kısa sürede, talebi canlandırarak, etkisi geçici de olsa ekonomide yavaşlamayı durduracak uygulamalara ihtiyaç var.
Ekonomide yavaşlamanın nedeni; (1) Yapısaldır, (2) Konjonktüreldir, (3) Talebi kısmaya yönelik hatalı politikalardır.
Tarımda ve sanayide katma değer yaratamayan, ithalat girdisi yüksek, verimsiz üretim yapımız var. Bu yapıyı kısa sürede düzeltme imkânı yok.
Ekonomilerdeki çalkantılar sonucu, dünya piyasalarında talep daraldı. Dünya piyasalarında para hareketinde istikrar kalmadı. Dolar ve euro fiyatları değişiyor. Türk ekonomisi bu konjonktürel hareketten çok etkileniyor.
Cari açık (döviz açığı) sürdürülemez boyuta yükselince, Ankara talebi, büyümeyi frenledi. Talepteki ve büyümedeki frenleme sonucu iç talep daraldı. İhracatta beklenen artış da tersine dönerek gerileme eğilimine girince, üretim gerilemeye başladı. Yatırımlar durdu.
Güneş yararlı. Çünkü güneş, vücuttaki D vitamini miktarını artırıyor. D vitamini cildimizde bulunan bir hormonun ön maddesi. Bu ön madde, güneşin ultraviyole - B (UVB) ışınları ile yaşam süresini uzatan bir hormona dönüşüyor. Bu en güçlü antioksidanın eksikliğinde hücrelerimiz normal çalışamıyor. D vitamini eksikliği sık sık hastalanmaya yol açıyor. Her türlü alerjik hastalık ve enfeksiyon hastalıklarına davetiye çıkarıyor.
Güneş yararlı ama, uzun süre güneşin altında kalınır ise yarar yerine zarar veriyor.
Günümüzde güneşe çıkanlardan, uzun süre güneşte kalanlar, güneşin zararından korunmak için güneş yağı kullanıyor.
Güneş yağının sağlığa zararı, güneşin zararından çok çok daha fazla.
Güneşten ‘fiziksel korunma’ sağlayan mineralli koruma yağları, cildin üzerinde örtü gibi (beyaz maske gibi) bir tabaka meydana getirerek koruma sağlıyor. Genelde az kullanılan bu tür yağların zararı henüz bilinmiyor. Ama ‘kimyasal koruma’ sağlayan yağların zararları bilimsel olarak belirlenmiş durumda.
Yağlara güvenmeyiniz
Süleyman Demirel, doğduğu köyde, “Süleyman Demirel Külliyesi”nin hemen karşısındaki Çalça Tepe’de toprağa verilecek.
İslamköy’deki “Süleyman Demirel Külliyesi “kardeşi Şevket Demirel’in Süleyman Demirel’e armağanıdır.
Yapımına 1989 yılında başlanan ve 16 dönüm arazi üzerinde kurulan külliyeye son dönemde yeni eklemeler yapıldı. Demirel ailesinin evi restore edildi. Komşu evler satın alınarak mahalle bütünüyle eski haline getirildi.
Demirellerin evine komşu evler bir etnografya müzesi bütünlüğünü taşıyor.
Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’nde Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi dönemlerine ait belgeler ile Demirel’in siyasi yaşamına dair belgeler, fotoğraflar, Demirel’e verilen hediyeler sergileniyor.
Müze, cami bir arada
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) kuruluşu, Demirel’in iktidara gelmesi dönemine rastladı. Genç yaşta Devlet Su İşleri deneyimi ülke sorunlarını öğrenmesine imkân verdi. Kalkınmada, büyümede planlamanın önemini öğrendi.
İşte bu birikimle politikaya girdiğinde ve iktidar olduğunda DPT yeni kurulmuştu. Ankara’da bürokraside öne çıkmış yetenekli kişileri tanıyordu.
Süleyman Demirel bir köy çocuğu olarak tarımın önemine inanıyordu ama büyümenin, kalkınmanın, gelişmenin, refahın kaynağının sanayileşme olduğunu biliyordu. Bu nedenle sanayileşmeye dayalı, fakat tarımsal gelişmeyi ihmal etmeyen politikalar geliştirdi ve uyguladı.
Sanayileşmeye önem verdi
Demirel iktidarının ilk döneminde, uzun vadeli bir kalkınma stratejisi çerçevesinde çok önemli kamu alt ve üst yapı yatırımları gerçekleştirildi.
Özelleştirme programlarıyla, satıla satıla, kapatıla kapatıla bitirilemeyen çok sayıdaki kamu sanayi tesisi Demirel zamanında kuruldu.
Daha sonraları, IMF ve Dünya Bankası’nın baskılarıyla, tasfiye edilen Devlet Tarım İşletmeleri, Tarım Satış Kooperatifleri Süleyman Demirel döneminde güçlendirildi. O yıllardaki kamuya ait sanayi tesislerinin, tarım işletmelerinin yok olmasının
İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl yayımladığı 500 Büyük Sanayi Kuruluşu‘na ait bilgiler önemlidir. Çünkü bu kuruluşlar Türkiye’de toplam üretimde ve toplam ihracatta büyük payı olan kuruluşlardır.
Dün açıklanan, 2014 yılına ait bilgiler, Türkiye’nin en büyük kuruluşlarının 2014 yılında üretimlerini ve ihracatlarını artıramadığını ortaya koyuyor.
2014 yılında enflasyon yüzde 8.2 oranında iken, 500 Büyüğün cari fiyatlarla net satış rakamlarındaki artış yüzde 3.9 oranında oldu. Demek ki 500 Büyük, 2014 yılında sabit fiyatla büyümemiş, küçülmüş.
Net satışlar yıl ortası cari kurla değerlendirildiğinde, 2013 yılında 236 milyar dolar olan net satışların 2014 yılında 217 milyar dolara gerilediği görülüyor.
Ölçek ekonomisi önemli
Ölçek ekonomisinin önemi 500 Büyüğün toplam satışlarına yansıyor. 500 Büyüğün toplam satışlarının yarısını ilk 50 büyük firma gerçekleştirirken, kalan yarıyı 450 firma gerçekleştiriyor.
2014 yılında Türkiye’nin toplam ihracatı yüzde 3.8 oranında artarken, 500 Büyüğün ihracatında yüzde 3.1 oranında gerileme oldu.
500 Büyüğün ihracatındaki gerileme önemlidir. Çünkü, 500 Büyük toplam ihracatın yüzde 40’ını gerçekleştiriyor.