Yeniköy bir zamanlar İstanbul’da Boğaziçi’nde Rum vatandaşlarımızın en yoğun oldukları yerleşim bölgesiydi. Mütareke ve işgal yıllarında Rum vatandaşların önemli bölümü ayrıldı. Ardından mübadele ve 6-7 Eylül nedeniyle Yeniköy’deki Rum vatandaşların sayıları azaldı.
Yeniköy’de Türk, Ermeni ve Yahudi nüfusla birlikte yaşayan Rum vatandaşlar, örfleri, âdetleri, yaşam biçimleriyle Yeniköy’ü renklendirmiştir. Yeniköy’deki Rum vatandaş sayısının azalmasına rağmen Laki Vinges‘in başkanı olduğu Yeniköy Rum Vakfı eski örf ve âdetleri yaşatmaya çalışıyor.
Bu âdetlerden biri de her yıl 26 Temmuz’da Paraskevi Ayazması’nda yapılan tören. Yeniköy eski yıllarda bol ve şifalı sularıyla ünlü bir yerleşim bölgesi imiş. Çok sayıda ayazması varmış. Ayazma, Ortodoks Rumların kutsal olduğuna inandıkları su kaynaklarına verilen isim. Eskilerde, su kaynaklarını korumak arayışında hemen her kaynağın kutsallığına inanılmış. Her su kaynağına bir azizin veya azizenin ismi verilmiş.
Dostluk önemli
Yeniköy’deki ayazmaların çoğu yok olmuş durumda. Orhan Türker’in 2004 yılında Sel Yayıncılık tarafından bastırılan “Nihori’den Yeniköy’e” isimli kitabında, yakın zamana kadar suyu akan 9 ayazmadan söz
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi tarafından “2015 Mayıs“ ayı sonu itibarıyla banka kredileriyle ilgili bilgiler açıklandı. Bu bilgilere göre:
- Bankaların nakdi kredileri 1 yılda 301 milyar TL artarak 1 trilyon 543 milyar TL oldu. Artış yüzde 24 oranında.
- Bankaların (bireysel krediler hariç) toplam nakdi kredilerinin yüzde 30’a yakın kısmı imalat sanayiine, yüzde 17.5 kadarlık kısmı ticaret kesimine, yüzde 10’u inşaata gidiyor.
- Türk ekonomisi için önemi olan tarım kesimine giden nakdi krediler toplamın sadece yüzde 4’ü büyüklüğünde.
- Bankaların batık kredilerinin nakdi kredilere oranı genelde yüzde 2.5 dolayında. İnşaat kesiminde risk oranı yüzde 3.8, toptan ve perakendede yüzde 3, imalat sanayiinde yüzde 2.6 oranında.
Enerji kredisi ödenemiyor
Bu yılın ilk yarısında konut satışları geçen yıla göre % 21 artışla 635 bine ulaştı.
Ekonomide durgunluk var. Hane halkının harcanabilir geliri ve tüketim harcamaları artmıyor. Böyle olduğu halde konut satışlarında yüzde 21 artış var.
Acaba konut fiyatları ucuzladığı için mi satışlar artıyor?
Merkez Bankası’nın (Nisan 2014-Nisan 2015) konut fiyatları endeksine göre, Türkiye genelinde konut fiyatlarında yıllık artış yüzde 18.50 oranında. İstanbul’daki konut satış fiyatlarında 12 ayda yüzde 29, İzmir’de yüzde 15, Ankara’da yüzde 12 yüzde artış oldu.
Enflasyon yüzde 8’lerde dolaşırken konut fiyatlarının İstanbul’da yüzde 29 artmasına rağmen, acaba halk neden konut alıyor?
Talep canlı durumda
Bu yılın ilk yarısında üretilen 125 milyar kWh elektriğin yüzde 36.0’sı doğal gaz santrallerinde, yüzde 16.3’ü barajlardan elektrik üreten santrallerde, yüzde 11.8’i ise akarsular üzerine kurulan HES’lerde üretildi.
Suya dayalı üretimin toplam üretimdeki payı yüzde 28.3 oldu.
Geçen yıl ülkede kuraklık olduğu için barajlardan ve akarsulardan üretilen elektriğin arzında gerileme olmuştu. Sudan üretilen elektrik arzındaki açığı doğal gaz santralleri kapatmıştı.
Doğal gaz hem ithal kaynak hem de pahalı. Botaş doğal gaz santrallerine bin m3’ünü 450 dolardan satıyor. Bu nedenle 1 kWh’ın sadece gaz bedeli 8.5 sent. Buna 2-2.5 sent faiz ve amortisman yükü binince 1 kWh’ın maliyeti 11 sent dolayına yükseliyor.
Su bedava
Elektrik üretenlerin arzı ile elektriği dağıtan firmaların talebi “Serbest Enerji Piyasası”nda buluşuyor. Arz ve talebe göre fiyat oluşuyor. Doğal gaz maliyeti yüksek. Su ile elektrik üretmede maliyet düşük. Su ile üretilen elektrik arzı artınca enerji piyasasında elektriğin 1 kWh’ın fiyatı 13.7 krş’tan 11.3 krş’a geriledi. (Dolar fiyatındaki değişimle 9.22 sentten 4.25 sente indi)
Ekonomide çalışan sayısının artmasından daha önemli olan, çalışan başına üretimin artmasıdır. Bu olmazsa, çalışan sayısındaki artış sürdürülemez.
Kişi başına milli gelir hesaplanırken, yıllık milli gelir rakamını nüfusa bölüyoruz. Çalışan başına üretim ise bir yılda yaratılan toplam katma değerin (milli gelirin) çalışan sayısına bölünmesiyle bulunuyor.
- 2014 yılında (1998 yılı sabit fiyatlarıyla) milli gelirimiz 126 milyar TL oldu. Bir önceki yıl 122.5 milyar TL idi. 3.5 milyar TL arttı. Aynı yıl, çalışan sayısı 24.6 milyondan 25.9 milyona yükseldi. Çalışan sayısında 1.3 milyon artış oldu.
- 1998 sabit fiyatlarıyla 2013 yılında çalışan başına 4.982 TL olan üretim, 4.861 TL’ye düştü. Üretim çalışan kadar artmadı. Bu nedenle, çalışan başına verim yüzde 2.42 oranında azaldı. Bu TL olarak hesaplamadır.
Uluslararası karşılaştırmalarda, cari fiyatla dolara dönüştürülen milli gelir rakamı, çalışan sayısına bölünerek, çalışan başına katma değer (milli gelir) rakamı dolar olarak hesaplanıyor.
Dolarla verim düşüyor
Türkiye İstatistik Kuru-mu’nun (TÜİK) açıklamalarına göre 77.6 milyon nüfusun 15 - 24 yaş arasında olanların sayıları 12.8 milyon. Bunların yarısı erkek, yarısı kadın. Toplam 12.8 milyon genç nüfusun sadece 1 milyonu köy ve beldelerde, kalan çoğunluğu şehirlerde yaşamını sürdürüyor.
Gene TÜİK’in belirlemelerine göre 19 - 24 yaş arası gençlerde işsizlik oranı yüzde 17.9’a ulaştı. Gençlerde işsizlik oranı devamlı artıyor.
Genç nüfusu besleyen, bu nüfusun ardındaki çocuk nüfus. 0 - 14 yaş grubu çocuk nüfus sayısı 19 milyon. Her yıl çocuk nüfustan genç nüfusa en az 1 milyon geçiş oluyor.
Genç işsiz ne yapar? Nasıl yaşar? Ailesi var ise aile gelirini paylaşır. Ne var ki Türkiye’de aile gelirleri arasında büyük uçurum var. Gelir dağılımı çarpık. Düşük gelir grubundaki 15 milyon insan milli gelirden sadece yüzde 6 pay alırken, üst gelir grubundaki 15 milyon, milli gelirin yüzde 46’sını paylaşıyor.
Aç işsiz ne yapar?
Türkiye’de terörü besleyen ve besleyecek olan, varlıksız kesimdeki genç işsizlerdir. Genç işsizlik sorunu, işsiz gençlerin farklı terörist hareketlere katılmalarına yol açıyor.
Milliyet Ekono-mi’de 26 Temmuz 2009’da (6 yıl önce) yayımlanan yazımın başlığı “Bodrum’da güneşte yananlar yanında piyano çalanlar da var” idi. Piyano çalanlar işi büyüttü. Her türlü güçlüğe rağmen yılmadı. Şimdi Bodrum’da güneşte yananlara yaz boyu müzik ziyafeti veren Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’miz var.
Gümüşlük’teki müzik etkinliği 2004 yılında başladı. Köyün 400 yıllık Ortodoks şapeli Eklisia’da, piyanist Eren Levendoğlu, piyanist Gülsin Onay ve Mesut Pekergin’in girişimiyle başlatılan etkinlik kısa sürede uluslararası müzik festivaline dönüştü.
Şimdilerde Eklisia’da küçük ölçekli oda müziği festivalleri düzenleniyor.
Piyanist Eren Levendoğlu’nun yönetmenliğini, piyanist Gülsin Onay’ın sanat danışmanlığını yaptığı yaz programları ise Bodrum Klasik Müzik Derneği şemsiyesi altında Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali adıyla gerçekleştiriliyor.
Konser ve eğitim birarada
Yaz aylarında bir buçuk, iki ay süreyle yerli ve yabancı sanatçılar 30 dolayında etkinliğe katılıyor. Müzik ziyafeti veriyor. Bugüne kadar 300 dolayında etkinlik gerçekleştirildi. Bu etkinlikleri her yıl 10-15 bin müziksever izleme şansını elde etti.
Sadece konserler gerçekleştirilmiyor. Eğitim
Belirsizlikler ülkesi olduk.
- AKP bir koalisyon hükümeti kurabilecek mi? Kurabilirse hangi partiyle kurabilecek?
- Koalisyon hükümeti kurulabilirse, ömrü ne olur? Koalisyon hükümetinin öncelikleri ne olur?
- Koalisyon hükümeti kurulamazsa, ne zaman seçime gidilir? Seçim sonuçları ne olur?
- Şimdilerde ekonominin sahibi kim? Ekonomide olan biteni kim değerlendiriyor?
- Doların değeri ne olacak? Suruç’ta bomba patladı, 2.70 TL’nin üzerine çıktı. Merkez Bankası faiz artırmadı, 2.73 TL oldu. Dolar fiyatı nerede duracak? Dolar 3.00 TL olursa ne yaparız?
- Döviz fiyatının artmasına rağmen ihracat artmıyor. Terör belasına turizm gelirleri tehlikede. Cari açığı kapatmak için dövizi nereden bulacağız?