Emek ve Dayanışma Günü

1 Mayıs 2018

1 Mayıs yeni adıyla “Emek ve Dayanışma Günü”. Bu günü işçiler “İşçi Bayramı”, çocuklar ”Bahar Bayramı” olarak kutlayacak.

İşçinin olabilmesi için öncelikle işverenin olması gerekiyor. (Kendi hesabına çalışmak çok önemli ama ne yazık ki ekonomilerin çarkı artık sadece kendi hesabına çalışanların çabasıyla dönemiyor). İşveren ya kamu olacak ya özel girişimci olacak.

SGK’nın belirlemelerine göre, Türkiye’de 1 milyon 853 bin iş yeri var. Bu iş yerlerinin 36 bini kamunun, 1 milyon 826 bini özel sektörün iş yeri.

Bu iş yerlerinde kayıtlı olarak (dikkat buyurunuz: kayıtlı olarak) çalışan 14 milyon 218 bin emekçinin 888 bini kamu işyerlerinde, 13 milyon 320 bini (yaklaşık % 93’ü) özel sektör işyerlerinde çalışıyor.

Kayıtlı olarak çalışan işçilerin 4 milyon 40 bini kadın (% 28.4’ü), 10 milyon 178 bini erkek.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 80 milyon nüfustan 2017 sonunda çalışmaya hazır kadın ve erkek sayısı 31 milyon 643 bin. Bunların 28 milyon 189 binine iş bulunabildi. 3 milyon 454 bini işsiz.

Çalışanların % 19.4’ü tarımda, % 19.1’i sanayide, % 7.4’ü inşaatta, % 54.1’i hizmetler kesiminde çalışıyor.

Sendikalı kaç çalışan var?

Yazının Devamı

KONUT PİYASASI YATIRIMCI DEĞİL, OTURUMCUYA GÖRE

30 Nisan 2018

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) derlediği mart ayı konut satış istatistiklerinde geçen yılın aynı dönemine göre ufak da olsa gerileme var.

- Türkiye İstatistik Kurumu Tapu Genel Müdürlüğü’nden aldığı rakamları yayınlıyor. Yayınlanan satış rakamları ay içinde kesinleşen, tapusu alınan konut sayılarını gösteriyor.

- İkinci el konutların satışları, tapu müdürlüklerinde yapıldığında kayda geçiyor. Satış rakamına ekleniyor.

- İlk el satışların tamamına yakını, yapımcı ile alıcı arasındaki sözleşme ile yapılan satışlar. Yapımcı arsayı satın aldıktan sonra, projeyi yaptıktan sonra, maketi hazırlattırdıktan sonra, temel attıktan sonra satış sözleşmesi yapmaya başlıyor.

İlk el envanteri...

Konut yapımı tamamlandıktan, iskanı (kullanım belgesi) alındıktan sonra tapu müdürlüklerinde tapu işlemi yapılıyor.

Açık anlatımla yapımcının başladığı, sürdürdüğü, satışa çıkardığı ilk el konutlar Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı aylık ilk el konut satış rakamlarına, en az 2 yıl, çok defa 3 - 4 yıl sonra yansıyabiliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı 2018 Yılı Ocak - Mart ayları konut satış rakamlarına göre:

Yazının Devamı

Kimyasal kalıntı sorunu ve tarım

29 Nisan 2018

Sağlık Bakanlığı, Çevresel Faktörlerin İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkilerini’ belirlemek amacıyla bir araştırma yürütüyor. Bu araştırma, Avrupa Birliği Gıda Güvenliği Örgütü’nün (EFSA), AB ülkelerinin tamamında sürdürdüğü araştırmanın bir parçası.

Çevresel faktörlerden, özellikle toprak ve su kirliliği üzerinde duruluyor. Çevresel faktörlerin insan sağlığı üzerindeki etkileri ise, özellikle kirlenen toprak ve su ile yetişen tarım ürünlerinde zararlı kalıntıların, insan sağlığına etkileri konusu.

Bizim ülkemizde tarım kesiminde, tarım ürünlerinde ‘sağlığa zararlı kalıntı’nın iki önemli kaynağı ‘pestisit’ denilen tarım ilaçları ile kimyasal gübrenin kalıntısı ‘nitrat’ dır.

Pestisit yararlı ve zararlı

‘Pestisit’, zararlı böceklerin oluşumunu, gelişimini önlemek, böceğin, haşerenin, mantarın, yaban otlarının ve solucanların zararlarını yok etmek amacıyla kullanılan, değişik formüller altında hazırlanan kimyasal ilaçlara verilen isim. Yanlış, pestisit ve gübre kullanımına ek bir başka sorunumuz var. Sanayi atıkları yer altı suları ile akarsuları kirletiyor. Nehirlerimizin, akarsuların hatta yer altı sularımızın büyük bölümü kirlendi. Çok miktarda kimyasal gübre ve kimyasal ile sanayi

Yazının Devamı

Faiz yükseldi. Şimdi ne olacak?

27 Nisan 2018

Merkez Bankası faizi yükseltti. Ne değişti? Merkez Bankası üzerinde iki kanaldan baskı vardı.

Birincisi finans piyasasının oyuncuları. Para ticareti yapanların temsilcileri. “Faiz yükselsin ki yurda sıcak para (döviz) girişi durmasın. Döviz hem bulunsun, hem ucuz olsun” derler. n İkinci kanalda piyasa iktisatçıları var. Bunlara göre, enflasyonu aşağıya çekmenin tek ilacı yüksek faiz. “Faiz yükselince, yatırımlar, ekonomi yavaşlar. Enflasyon iner.”

Merkez’in ana hedefi enflasyonu aşağıya çekmek, yan hedefi döviz fiyatının artışını sınırlamak olduğu için Merkez Bankası “Yükselt faizi... Yükselt faizi” baskısı karşısında ezilir. Burada iki nokta gözden kaçar:

Tek başına faizi indirip bindirmekle ekonomi kumanda edilebilseydi, dünyada enflasyonu kontrol etmekten kolay bir şey olmazdı.

Türkiye’de (maalesef) ikili para sistemi ekonomiye hâkim. Dolar ile TL birlikte işlem görüyor. Merkez Bankası sadece TL’nin faizine kumanda edebiliyor. Kurumlar, şirketler insanlar istedikleri an TL’den dolara geçebiliyor.

Kredi faizleri yükseldi

Merkez’in yükselttiği faiz, bankaları fonlarken uyguladığı TL faiz. Banka isterse daha düşük faizle fonlama yapabilir. Ne var ki “Merkez Bankası faizi artırdı. %

Yazının Devamı

‘Ben olsam’ artırmazdım

26 Nisan 2018

Merkez Bankası (MB) geç likidite penceresi borç verme faiz oranını 0.75 puan artırarak yüzde 13.50’ye yükseltti. MB, bankaların bankasıdır. Bankaları fonlar. Son zamanlarda geç likidite penceresinden yüzde 12.75 faiz ile fonluyordu. Şimdi yüzde 13.50 ile fonlayacak. Bu artırım, bankaların kredi faizlerinin (bir ölçüde mevduat faizlerinin), Hazine’nin borçlanma faizlerinin, özetle ekonomide tüm faizlerin yükselmesine kapı açacak.

- MB faiz artırımını “Sıkı Para Politikası” aracı olarak görüyor. Bu artırım ile önümüzdeki dönemde enflasyon artışının yavaşlamasını bekliyor.

- Para piyasasının oyuncuları bu artırım ile döviz girişinin artıracağını, dövizdeki hızlı tırmanışın duracağını söylüyor.

Sıkı para politikası MB’nin (1)Paranın miktarını kısması (2) Paranın fiyatını (faizini) yükseltmesidir.

Bizde artan fiyatlar hem dövizde hem TL’de sıkı para politikası oluşmasına yol açıyor. Ayşe Hanım Teyzem aynı pazar sepetini doldurmak için daha fazla para ödüyor. Pazarcı aynı sebzeyi almak için daha fazla ödüyor. Bizde enflasyon “Doğal bir para sıkılaştırması yapıyor.”

Piyasa ne istiyor?

Finans piyasasının oyuncuları “Faiz yükselsin ki yurda sıcak para (döviz) girişi durmasın. Döviz bulunur ve

Yazının Devamı

BİZ BU ETLERİ YİYOR MUYUZ?

25 Nisan 2018

Ali Ekber Yıldırım’ın köşesinde 3 Nisan’da bir büyükbaş hayvan yetiştiricisinin mektubu yayımlandı. Mektubu yazan, on yıldır hayvancılık yapmaya çalıştığını anlatıyordu.

Mektubun belli bölümlerini aktarıyorum:

- Toplam 900 baş kapasiteli 3 işletmemiz (ahır) var. İlki 2008’de, ikincisi 2010’da, üçüncüsü 2013 yılında faaliyete geçti.

İşletmemize 2008’de Trakya’dan 150 baş damızlık düve, 2009’da da Trakya ve Burdur’dan aldığımız 150 baş düveyle süt hayvancılığına giriş yaptık. İlk işletmemizdeki hayvanlarda, ikinci doğumları esnasında Brucella problemiyle karşılaştık

- İlk hayvanlarımızın yüzde 60’ını kaybettik. Sonra aldığımız yerli hayvan ve yavrularında tüberküloz çıktı. Bakanlık testi sonrası 200 tanesinde tazminatlı kesim yapıldı. Geri kalanını, tazminatsız kesimle elden çıkardık ve tüberküloz çıkan ahırı kapattık.

Hastalıklılar kesiliyor

- 2010’da yeni ahır inşa ederek toplam kapasitemizi 600 büyükbaşa çıkardık. Bu işletmeye de krediyle, Amerika’dan 300 baş gebe düve getirdik. 2010’da Amerika’dan ithal ettiğimiz gebe düveleri ölüm, zorunlu seleksiyon, verimsizlik nedeniyle kesip, 2015’te 300 baş damızlık düve daha ithal ettik.

Yazının Devamı

Ayşe Teyzem petrolü sordu

24 Nisan 2018

Ayşe Hanım Teyzem, benzin ve mazot fiyatlarındaki artışı sordu. Ham petrol fiyatlarından kaynaklanan artışın hem ülkemizin petrol faturasını yükselttiğini, hem de enflasyonu olumsuz etkilediğini anlattım...

Ayşe Hanım Teyzem, elinde bir gazete, geldi. Karşı koltuğa oturdu.

“Anlat bakalım, durup dururken bu benzin ve mazot fiyatı artışı nereden çıktı?” diyor.

Elindeki gazeteden okuyor. “Yılbaşından bugüne benzine % 13.4 oranında zam gelmiş. Mazota % 20.3 oranında zam gelmiş.

Benzin, mazot fiyatları dolardan, altından, borsadan daha fazla artmaya başladı. Dikkat ediyorum, TV’lerde, radyolarda, gazetelerde dolar, altın, hisse senedi fiyatlarındaki değişim anlatılırken, şimdilerde dünya petrol fiyatındaki değişimden de söz edilir oldu.

Petrol fiyatlarındaki artış bizi üzecek mi?”

“Üzecek, hem de çok üzecek” diyerek başladım anlatmaya:

- Bizim toplam enerji ihtiyacımız yılda yaklaşık 140 bin TAB (1 TAB bin ton eşdeğer petrol). Enerji ihtiyacımızın yaklaşık üçte birini, ham petrol veya petrol ürünü olarak yurt dışından temin ediyoruz.

Yazının Devamı

23 Nisan, Milli Hâkimiyet günü

23 Nisan 2018

Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisini belirleyen Mondros Ateşkes Antlaşması’nın (30 Ekim 1918) 7’nci maddesine göre, İtilaf devletleri, güvenliklerini tehdit eden bir durumu bahane ederek istedikleri bölgeleri işgal edebileceklerdi.

Mondros Antlaşmasının hemen ardından işgaller başladı.

Boğazlar İngilizlerin kontrolüne geçti.

İstanbul, önce 13 Kasım 1918, sonra 16 Mart 1920’de olmak üzere iki kez işgal edildi.

İlk işgalde İstanbul’un önemli ve stratejik noktaları kontrol altına alındı. İdareye el konulmadı. İkinci işgal ile idareye el konuldu.

İstanbul’un işgali 13 Kasım 1918’den 6 Ekim 1923’e kadar 5 yıl sürdü.

Türk Ordusu, 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’e girdikten sonra Çanakkale’den başlayan tarafsız bölge üzerinden, İstanbul’a doğru ilerlemeye başladı.

Çanakkale’de bulunan Fransız birlikleri geri çekilmeye başladı. İngiliz halkı ve dominyonlar tekrar savaşa girmeyi istemeyince, 23 Eylül’de toplanan Birleşik Krallık Bakanlar Kurulu, Doğu Trakya’yı Türkiye’ye terk etme kararı verdi.

Yazının Devamı