Nobel kazanan Hoca’nın gözüyle bizim durumumuz

14 Ekim 2015

Princeton Üniversitesi Profesörü Angus Deaton “Tüketim, Yoksulluk ve Refah” üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle 2015 Nobel Ekonomi Ödülü’nün sahibi oldu.

Nobel Komitesi, Deaton’ın araştırmalarının üç soru üzerine odaklandığını belirtiyor. Sorular şöyle sıralanıyor:

(1) Tüketiciler harcamalarını çeşitli ürünler arasında nasıl dağıtıyor?

(2) Bir toplum gelirinin ne kadarını harcıyor, ne kadarını tasarrufa ayırıyor?

(3) Varlıkla yoksulluk en iyi şekilde nasıl ölçülür?

Deaton’ın çalışmaları, kalkınma ekonomisi üzerindeki çalışmaları, toplu veriye (rakamlara) dayanan teorik alandan bireylerin harcama verilerine dayanan hayatın gerçeklerine yöneltiyor.

TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması ve de Hane Halkı Tüketim Araştırması ile belirlenen ve açıklanan veriler, Angus Deaton’a Nobel ödülü kazandıran bakış açısından, Türkiye’nin durumunu ortaya koymaktadır.


Yazının Devamı

‘Zorlamaya gerek yok idare et abicim’ planı!

13 Ekim 2015

2016 - 2018 yılları için hazırlanan Orta Vadeli Program, önümüzdeki yıllarda neler olup bitebileceği hakkında bilgi veriyor.

Tabii ki programda yer alan hedefler aynen gerçekleşmeyebilir. İnsanlar, şirketler için (tüketici, yatırımcı, üretici için) önünü görmek, çok önemli. Program, önünü görmeye çalışanlara yardımcı olacak bir doküman.

Önemli olan büyümedir. Büyüme, istihdam yaratır, gelir yaratır.

- Orta Vadeli Program’a göre, 2015 büyümesi yüzde 3 olacak. 2016’da büyüme yüzde 4 tahmin ediliyor. Daha sonraki yıllarda yüzde 4.5 ve 5 büyüme tahmini var.

- Büyümenin itici gücü yatırım. Yatırım iç ve dış kaynaktan sağlanan imkânlarla yapılır.

Yatırımların yeterlilik ölçüsü, yatırımın gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) göre büyüklüğüdür. 2015 yılında GSYH’nin yüzde 19.8’ine kadar gerileyen yatırımların GSYH’ye oranının 2016’da yüzde 21.6’ya çıkarılması hedef alınıyor.

Yatırım için yurt içi tasarrufların yetersizliği nedeniyle dış kaynaklara bağımlılık devam ediyor.

Yazının Devamı

Bizde parası olan gayrimenkule yatırıyor

12 Ekim 2015

Konut fiyatları İstanbul’da bir yılda yüzde 26.69 oranında arttı. İnanılamaz bir fiyat artışı... Bu artış oranları Merkez Bankası tarafından belirlenmese ve açıklanmasa, fiyatlarının bu ölçüde arttığına inanılamayacak.

Merkez Bankası konut fiyatlarındaki genel artışı ve yeni konut fiyatlarındaki artışı izliyor ve artış oranlarını açıklıyor.

Temmuz ayı verilerine göre, Türkiye genelinde konut fiyatları endeksinde yıllık artış yüzde 18.76 oldu.

Yeni yapılan konutların fiyatlarındaki değişimi gösteren endekse göre ise, Türkiye genelinde yeni konutlarda yıllık fiyat artışı yüzde 17.30 oranında.

Temmuz ayı itibariyle yıllık Tüketici Fiyatları ortalama artışı (yıllık enflasyon) yüzde 8.07 oranında. Yıllık Yurt İçi Üretici fiyatlarında ortalama artış ise yüzde 6.43 oranında.

Enflasyondan arındırıldığınde konut fiyatları net artış oranının yılda yüzde 11 dolayında olduğu anlaşılıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu, inşaat maliyetlerindeki değişimi izliyor. Haziran sonu itibariyle konut inşaat maliyetlerindeki artış yüzde 8 oranında. İşçilik maliyetleri bir yılda yüzde 9.3 oranında, malzeme maliyeti yüzde 7.8 oranında arttı.

Enflasyon yüzde 8, inşaat maliyetlerindeki artış yüzde 8, buna karşılık konut

Yazının Devamı

Suya Övgü

11 Ekim 2015

Doktor sırası beklerken, masanın üzerinde duran sağlıkla ilgili dergileri karıştırıyordum. Hekimlerin sağlık konusundaki yazılarından biri dikkatimi çekti. Yazının başlığı “Su Deyip Geçmeyin” idi. Üroloji uzmanı Dr. Serdar Erkan’ın yazdıklarını okuyunca, yeterli su içmemenin sağlığımı nasıl olumsuz etkilediğini fark ettim.

Arada sırada değil, “düzenli” su içmeye karar verdim.

Dr. Serdar Erkan’ın anlattığına göre, vücudumuzun yüzde 70’i, yeryüzünün yüzde 75’i sudan oluşuyor. Su vücudun temel kimyası.

Hücreler susuz yapamıyor. Çünkü hücrelerdeki tüm kimyasal reaksiyonlar su aracılığıyla gerçekleşiyor. Dolaşımdan, sindirime, boşaltım sisteminden deri esnekliğine kadar birçok hayati fonksiyon su sayesinde gerçekleşiyor.

Suyun en önemli işi, asidik artıkların böbrekler yoluyla atılmasını sağlamak. Asidik artıkların hücrelerde birikmesi vücut yaşlanmasına yol açıyor.

Böbrekler susuz olmuyor

Böbrekler günde 150 litre kanı süzüyor. Dolaşımdaki kanın faydalı maddeleri vücut tarafından geri emiliyor. Kalanların ise dışarı atılması gerekiyor. Bu işi böbrekler yapıyor. Böbrekler vücutta oluşan sodyum, amonyak, ürik asit, üre gibi zehirli maddelerin vücuttan atılmasını

Yazının Devamı

Bayram değil seyran değil üretim niye coştu?

9 Ekim 2015

Sanayi üretimindeki değişimi TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) izliyor. 2010 yılı toplam sanayi üretimini 100 kabul ederek, aylık ve yıllık ortalama değişimi endeks sayısı ile açıklıyor.

- 2015 Ağustos’ta sanayi üretimi endeksi 124.7 oldu. Temmuz ayında endeks 119.2 idi. Buna göre ağustos ayında sanayi üretimi yüzde 4.7 oranında arttı.

- 2014 Ağustos’ta endeks 115.0 idi. 2015 Ağustos’ta 124.7 oldu. Buna ağustostan ağustosa yıllık sanayi üretimi artışı yüzde 8.5’tur. Ancak... Sanayi üretimini sadece bir önceki ayın ve bir yıl önceki ayın endekslerine bakarak değerlendirmek yanıltıcı olur. Çünkü sanayi üretimi aydan aya değişiyor.

- 2014 yılında temmuz ve ağustos endeks rakamları en düşük üretimi işaret ediyordu. Ağustos endeks rakamı 115.2 idi. Ama yıl içinde endeks 120’lerin üzerinde dolanmıştı. Eylül ayında 127.5 olmuştu.

- 2015 yılının ağustos ayında endeks 123.7 oldu. Ağustos ayı 2015 yılında sanayi üretiminin en yüksek olduğu ay olmadı. Sanayi üretim endeksi martta 127.2, nisanda 123.5, haziranda 130.3 olmuştu.


Yazının Devamı

Rusya meselesinde ekonomiye dikkat

8 Ekim 2015

ABD, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve NATO, Rus uçaklarının hava sahamıza girmesi olayını, “abartmayı - köpürtmeyi“ sürdürüyorlar. Olan bitenle ilgili tartışmaları uzatıyorlar. Rusya’nın ve İran’ın Suriye’de etkin hale gelmelerine olan tepkilerini, Türkiye üzerinden protesto ediyorlar.

Dış politika tabii ki önemlidir. Fakat dış politika ilişkileriyle kurulmuş dengeler, ülkeler arasındaki ilişkiler kısa sürede bozulursa, ekonomi sarsılır, hatta çöker.

Rusya ve İran ile Türkiye arasında değişik ekonomik ilişkiler var. Bunların en önemlisi “doğalgaz” bağımlığımız.

-2014 yılında 49.2 milyar metreküp doğalgaz ithal ettik. Doğalgazın yüzde 66’sı Rusya’dan, yüzde 16’sı İran’dan, yüzde 12’si Azerbaycan’dan borularla geliyor. Yüzde 15’i gemilerle getirilen likit gazdan elde ediliyor.

-Doğalgazın yüzde 46’sı elektrik santrallarında kullanılıyor. Yüzde 25’i sanayide üretimde kullanılıyor. Yüzde 20’si konutları ısıtıyor, ocakları yakıyor. 75 ilde 11 milyon hane (toplam hanelerin yarıya yakını) doğalgaz kullanıyor.

-2014 yılında üretilen toplam elektriğin yüzde 48’i doğalgaz yakan santrallarda üretildi.

Hem Rusya, hem İran

Eğer bir “savaş” başlıyor ise, söylenecek söz olmaz. Am

Yazının Devamı

“Vatandaş sen çalışma... Devlet bakar!” olmasın

7 Ekim 2015

Partiler sosyal yardımları ve sosyal politika harcamalarını artırma yarışına girdiler. Eski yıllarda artırma fındık, pancar fiyatı üzerinden olurdu. Bir parti yüzde 10, diğeri yüzde 15 vereceğini söyleyerek fiyatı tırmandırırdı.

Sosyal yardımlar ile sosyal harcamalar arasında fark var:

- Sosyal yardımlar, güçsüz kişi ve ailelere yapılan yardımlardır. Şimdilerde 3 milyon hane bu yardımlardan yararlanıyor. Bütçeden 2014 yılında sosyal yardımlara 20.3 milyar TL ayırıldı. Bu yardımlar GSYH’nin yüzde 1.38’i büyüklüğünde.

- Sosyal harcamaların kapsamı geniş. Eğitim, sağlık harcamaları ve yardımları, emeklilik ödemeleri ve yardımları, istihdamı geliştirme ve işsizlik ödemeleri, doğrudan gelir desteği, sosyal koruma destekleri sosyal harcamaların kapsamında.


Bütçen kadar konuş

Devletlerin sosyal yardımlarının da sosyal harcamalarının da kaynağı bütçedir. Bütçenin büyüklüğü, bütçeden sosyal yardımlar ile politikalara ayırılacak ödeneğin büyüklüğünü sınırlar.

Bütçelerin büyüklüğü ise, devletlerin vergi toplama gücüne bağlı.

Yazının Devamı

KEDİ NEREDE CİĞER NEREDE?

6 Ekim 2015

Tüketici fiyatların-daki yıllık artışı “Enflasyon Oranı” olarak kabul ediyoruz. Tüketici Fiyatları Endeksi’nin (TÜFE) yıllık artışı eylül ayında yüzde 7.95 oldu.

Tüketici fiyatlarının gerisinde üretici fiyatları vardır. Üretici fiyatlarındaki değişim ise Yurt İçi Üretici Fiyatları Endeksi’nden (Yİ-ÜFE) izleniyor. Yİ-ÜFE’ye göre, eylül ayı itibariyle üretici fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 6.92... TÜİK’in ciddiyetine, açıkladığı rakamların gerçekleri yansıttığına güvenimiz tam da... Anlaşılamayan bir “özel durum” var.

- Geçen eylülden bu yana dolar fiyatı yüzde 35, euro fiyatı yüzde 18 dolayında arttı.

- Üreticilerin açıklamalarına göre, 100 dolarlık üretimde 56.8 dolar ithal girdisi var.

- Eylülden geriye, 12 aylık dönemde, yaklaşık 220 milyar dolar büyüklüğündeki ithalatın yaklaşık 140 milyar dolarlık bölümü dolar cinsi ödeme ile, yaklaşık 60 milyar dolarlık kısmı euro cinsi ödeme ile gerçekleştirilmiş olacak.

İyi de... Dolar ve euro fiyatının artışı sonucu fiyatı artan bu ithal girdiler nerede? Eğer bu pahalı ithal girdiler üretimde kullanıldı ise, ürün fiyatlarındaki artış nasıl oluyor da bir yıl öncenin fiyat artışlarının da gerisinde kalıyor? Pahalı dövizle satın alınan ithal

Yazının Devamı