TEK BAŞINA İKTİDAR HAYIRLI OLSUN...

2 Kasım 2015

Seçim sonuçları hayırlı olsun. Hayır denilen şey birliktir, dirliktir, bütünlüktür. Sulhtur, huzurdur. Can ve mal güvenliği içinde insanların iş güç sahibi olmalarıdır. Yatırımın ve üretimin ve de istihdamın artmasıdır. Ekonominin büyümesi, refahın yükselmesidir.

Bütün bunları gerçekleştirme sorumluluğu, halkın oylarıyla belirlenen milletvekillerinin omuzlarındadır.

Seçmen AKP’ye tek başına iktidar olma şansı tanıdı.

Seçim öncesi konuşmalarında Cumhurbaşkanı olarak Sayın Erdoğan, AKP Başkanı olarak Sayın Davutoğlu, AKP’nin tek başına iktidarı sürdürme imkânını elde etmesi halinde, “yeni bir dönem” vaadinde bulundular.

Yeni dönemde, 12 yıllık iktidar döneminden farklı olarak, sosyal alanda, ekonomide ülkenin önünü açacak yeni yapılanmalardan söz ettiler. Neler olduğu tam olarak açıklanmayan yapısal reformları gerçekleştireceklerini belirttiler.

Seçmen bu anlatımlara ve vaatlere inanarak, güvenerek, AKP’ye 7 Haziran seçimlerinde verilenden daha fazla oy verdi.

Önceki seçimde seçmenler, Kürt sorununda “açılım konusundaki olumlu gelişmelerin yarattığı iyimserlik” ile oy vermiştir. Bu seçimde seçmen oyunda, Kürt sorununda, açılım defterinin kapatılması, artan terör olayları, Suriye ve

Yazının Devamı

Bizim “Milli İnek Projesi” ne oldu?

1 Kasım 2015

Milli Otomobil Projesi’ tartışmaları sürerken Melih Aşık, Milliyet’teki köşesinde onbeş yıl öncenin ‘Milli İnek Projesi’ni hatırlattı.

5. Ecevit Hükümeti’nde MHP kontenjanından Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sorumluluğunu üstlenen Hüsnü Yusuf Gökalp’in (1946 - Gürün) hazırladığı ‘Milli İnek Projesi’ ile ilgili ilk haber 21 Şubat 2000 tarihinde Milliyet Ekonomi’de yayınlanmıştı:

Bakanlar Kurulu’nda kabul edilerek Başbakan Bülent Ecevit imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan tasarıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na, köylere damızlık hayvan verme ve damızlığa elverişli olmayan hayvanları da kısırlaştırma yetkisi veriliyordu.

Tasarı ‘Milli İnek Projesi’ olarak küçümsendi. Kamuoyunda ‘ciddiye alınmadı.’ Önemi anlaşılamadı.

‘Türk tipi’ neden olmasın?

Tarım ve Köyişleri Bakanı, 4 Mart 2000 tarihinde Aksiyon dergisinde yayınlanan açıklamalarında şunları söylüyordu:

“Hollanda tipi inek olur da Türk tipi inek neden olmasın? Genetik ve biyo-teknoloji diye hızla gelişen bilim dalları var. Bizi ti’ye alanlar genetik bilimi okumuş olsalardı, dalga geçmek yerine destek olurlardı. Bu topraklar hem çok verimli, hem de çok çeşitli iklim şartlarımız var. Türkiye’de 267 çeşit meyve yetişiyor. Ama bu ülke

Yazının Devamı

Du’ bakalım, n’olacak?

30 Ekim 2015

Türk insanı en az bir yıldır “Du’ bakalım, n’olacak” “mood”una (mood=ruh hali) girdi. Önce haziran seçimleri beklendi. Haziran seçimleri sonucu “N’olacak” endişesi azalmadı, arttı.

Pazar günü yeni bir seçim var. Bu seçim ile “N’olacak” endişesinin artık sona ermesi gerekiyor.

Uzun süredir yasama, yargı ve yürütme sistemi işlemiyor. Uzun süredir tüketici, yatırımcı, üretici beklenti içinde. Eylem yok, söylem çok. Sorunlar çözülmüyor. Artıyor.

1 Kasım seçimleri sonunda Türkiye’de ne olur?

Türkiye içinde herkesin farklı beklentileri var.

En fazla merak edilen;

- Az bir olasılık da olsa AKP’nin tek başına hükümet kurup kuramayacağı.

- AKP’nin tek başına hükümet kuracak oyları alamaması durumunda koalisyonda AKP’nin hangi partiyle ortaklık yapacağı.

Yazının Devamı

Cumhuriyet Atatürk’ün mirasıdır

29 Ekim 2015

Atatürk kuşağı kendine güvenen, Türkiye’nin geleceğine inanan bir kuşaktır. Onun için az zamanda çok işlerin yapılması mümkün olabilmiştir. Atatürk kuşağı değişimin tadını çıkarmayı bilen bir kuşaktır. Cumhuriyet bayramlarını “en önemli bayram” olarak kutlayan kuşaktır.

Çünkü onlar “Cumhuriyet’in faziletini, önemini” Osmanlı dönemiyle mukayese imkânına sahipti. Çünkü onlar işgali yaşamıştı. Çünkü o kuşak Cumhuriyet’e giden yolda ödenen faturanın büyüklüğünü biliyordu. İstiklalin, bağımsızlığın, Atatürk liderliğinin önemini biliyordu.

Onun içindir ki o kuşak Cumhuriyet bayramlarını büyük coşkuyla kutluyordu Çocukluğum Anadolu’nun küçük kasabalarında geçti. Babam, esas işi yanında, memur olarak bulunduğu kasabanın Hilali Ahmer Cemiyeti Reisliği’ni, Tayyare Cemiyeti Reisliği’ni, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın Başkanlığı’nı da üstlenirdi.


Nerede o “tak-ı zafer”ler?

Bu sorumlulukları nedeniyle “Cumhuriyet Haftası” en çok koşuşturduğu günlerdi. Sokaklara “tak-ı zafer’’ler kurdurulur, defne yapraklarıyla donatılırdı. Cumhuriyet Bayramı sabahı kaymakamlıktaki “resm-i kabul”den sonra, şehir meydanında kaldırımın üzerine inşa edilen küçük ahşap tribüne “askeri ve mülki erkân” sıralanır,

Yazının Devamı

Güven sorunu devam ediyor

28 Ekim 2015

Ekim ayında:

- Ekonomik Güven Endeksi’ndeki artış yüzde 13 oldu.

- Perakende Ticaret Güven Endeksi yüzde 2.7 arttı.

- Hizmetler Sektörü Güven Endeksi yüzde 0.1 arttı.

Ne oldu? İşadamının, halkın güveni arttı da işler açılmaya mı başladı?

Ekonominin ana oyuncuları tüketicilerdir, yatırımcılardır, üreticilerdir. Onların gelecek hakkındaki düşünceleri, geleceğe güvenmeleri ekonomiye yön verir. Tüketicinin, üreticinin ve yatırımcının güvenlerini TÜİK her ay güven endeksleriyle ölçüyor.


Yazının Devamı

Gıda ürünlerine elbise giydirdiler

27 Ekim 2015

Şimdilerde meyve-lerin görünüşü kanlı canlı. Günler geçse de pörsümüyorlar, çürümüyorlar.

Halbuki eskiden sebzeler ve meyveler daldan koptu mu, kısa sürede pörsür, çürürdü.

Şimdi çürümüyorlar çünkü meyve ve sebzeler daldan koparılır koparılmaz mumlanıyor. Yüzeyleri kimyasallarla kaplanıyor.

İşin kötüsü, meyveler ve sebzeler yıkansa da bu mumlar ve kimyasallar suyla temizlenemiyor. Yüzeyde kalıcı oluyor. Örneğin, elma kabuğuyla yenildiğinde, limonun kabuğu ezilerek limonata yapıldığında veya limon kabuğu çaya atıldığında mumlar, kimyasallar mideye giriyor, kana karışıyor.

Mumluyoruz

Meyvelerde, sebzelerde erken bozulmanın nedeni, kabuklarındaki hücreler vasıtasıyla solumaları, solurken enerji kaybetmeleri, olgunlaşmanın devam etmesi.

Mumlama ve kimyasallarla kaplamayla bu soluma önleniyor. Soluyamayan meyveler ve sebzeler uzun süre çürümüyor, taze kalıyor. Depo ve raf ömürleri uzuyor.

Günümüzde meyve tarladan toplanarak doğrudan markete, pazara getirilmiyor. Tarladan toplandıktan sonra meyveler belli işlemlerden geçiyor. Yıkanıyor. Yıkama sonrası sebze ve meyvelere mumlama işlemi uygulanıyor. Mumlamayla hem ürünün görünüşü zenginleştiriliyor hem de etkili bir su ka

Yazının Devamı

Alman şirketi alma zamanı...

26 Ekim 2015

DÜSSELDORF

Almanya’da şirket kurmanın, şirket satın almanın tam zamanı. Ekonomik durgunluk nedeniyle Almanya’da irili ufaklı çok şirket satılıyor. Türkiye’nin en büyük pazarı Avrupa Birliği (AB) pazarı. İhracatı artırmakta zorlanmaya başladık. AB pazarına, genelde tüm pazarlara Avrupa üzerinden, bir AB firması olarak, Alman firması olarak ulaşmak daha kolay.

Bunun iki yolu var: (1) Kurulmuş, markası olan bir şirketi satın almak, (2) Almanya’da bir “Alman şirketi” kurarak, bir “AB şirketi” olarak ihracatı sürdürmek.

Şimdilerde bu fırsatları değerlendiren Türk girişimciler var. Örneğin Sarar giyim grubu ve Tadım Kuruyemiş grubu Düsseldorf’da son dönemde “Alman şirketi” olarak kendi markaları ile faaliyetlerini sürdürmeye başlamışlar. Türkiye’de ürettiklerini, Alman firması olarak AB ülkelerinde ve diğer pazarlarda satıyorlar. Tadım Kuruyemiş bir paketleme ve üretim tesisi kuruyor.


Hukukçu desteği

Düsseldorf’da bundan 23 yıl önce kurulan ATİAD Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği, Avrupa’daki Türk girişimciliğinin gelişmesi ve Türk işadamlarının Avrupa’daki rekabet gücünün artırılması için, Türk girişimcilerinin AB pazarına girmelerine yardım ediyor.

ATİAD’ın başkanlığını iki

Yazının Devamı

Yurtdışında kaç Türk var?

25 Ekim 2015

Yurtdışın-daki Türklerin sayılarını tam olarak bilemiyoruz. Genelde Avrupa ülkelerinde 5.5 milyon dolayında Türk nüfustan söz ediliyor. Almanya’da 3 milyon Türk’ün yaşadığı söyleniyor. Fakat Federal İstatistik Dairesi’nin 2015 rakamlarına göre Almanya’daki Türk nüfus 1 milyon 527 bin kişiden ibaret. Federal İstatistik Dairesi’nin nüfus rakamı doğru ise Almanya’da 800 bin Türk hanesi rakamı yanlıştır.

Önceki seçimde yurtdışında yaşayan 391 bin seçmen konsolosluklarda ve hudut kapılarında oy kullandı. Dışişleri Bakanı bunların yurtdışı seçmenlerin yüzde 14’ü olduğunu söyledi. Bu söylem doğru ise yurtdışında (tüm yabancı ülkelerde) yaşayan seçmen niteliği taşıyan Türklerin sayıları 3 milyonun altındadır.

Acaba yurtdışındaki Türklerin sayısı ne kadar? Hangi ülkede ne kadar Türk var?

Bu konuda en doğru bilgiye sahip olması gereken Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde “Yurtdışında yaşayan 5 milyonu aşkın Türk toplumunun yaklaşık 4 milyonu Batı Avrupa ülkelerinde, 300 bini Kuzey Amerika’da, 200 bini Ortadoğu’da, 150 bini de Avustralya’da yerleşmiştir” ifadesi yer alıyor.


Bilgiler eski ve eksik

Kalkınma Bakanlığı’nın sitesinde yurtdışında yaşayan ve çalışan nüfusun ülkelere göre dağılımını

Yazının Devamı