Partiler sosyal yardımları ve sosyal politika harcamalarını artırma yarışına girdiler. Eski yıllarda artırma fındık, pancar fiyatı üzerinden olurdu. Bir parti yüzde 10, diğeri yüzde 15 vereceğini söyleyerek fiyatı tırmandırırdı.
Sosyal yardımlar ile sosyal harcamalar arasında fark var:
- Sosyal yardımlar, güçsüz kişi ve ailelere yapılan yardımlardır. Şimdilerde 3 milyon hane bu yardımlardan yararlanıyor. Bütçeden 2014 yılında sosyal yardımlara 20.3 milyar TL ayırıldı. Bu yardımlar GSYH’nin yüzde 1.38’i büyüklüğünde.
- Sosyal harcamaların kapsamı geniş. Eğitim, sağlık harcamaları ve yardımları, emeklilik ödemeleri ve yardımları, istihdamı geliştirme ve işsizlik ödemeleri, doğrudan gelir desteği, sosyal koruma destekleri sosyal harcamaların kapsamında.
Bütçen kadar konuş
Devletlerin sosyal yardımlarının da sosyal harcamalarının da kaynağı bütçedir. Bütçenin büyüklüğü, bütçeden sosyal yardımlar ile politikalara ayırılacak ödeneğin büyüklüğünü sınırlar.
Bütçelerin büyüklüğü ise, devletlerin vergi toplama gücüne bağlı.
Devletler vergi dışı kaynaklardan gelen parayı ve borçlanmayla bulunan parayı vergi gelirine ekleyerek harcama yaparlar.
Devletlerin sosyal harcamalarının tek kaynağı bütçe olduğu için, sosyal yardımların ve harcamaların büyüklüğü: (1) Vergi gelirlerinin büyüklüğüne, (2)Vergi gelirleri ve diğer gelirlerin toplamından oluşan, bütçelerin harcama gücüne, (3) Devletlerin toplam bütçe harcamalarından sosyal yardımlara ve sosyal politikalara ayırdıkları paranın miktarına bağlıdır.
Vergilerin, toplam harcama gücünün ve sosyal yardımlara ve politikalara ayırılan imkânların yeterliliği (1) Ülkenin GSYH’sine (milli gelirine) oranla ne kadar vergi toplayabildiğine, (2) Devletin toplam harcama gücünün GSYH’ye oranına, (3) Sosyal yardımlar ile harcamalara ayırılan imkânların bütçe harcamaları içindeki payına bakılarak değerlendirilir.
- Fransa, sosyal yardımlara ve sosyal politikalara önem veren ülkelerin başında gelir. Fransa devlet GSYH’sinin yüzde 44.2’si kadar vergi topluyor. Yüzde 56.1’i kadar harcama yapıyor. Toplam sosyal harcamaların bütçe içindeki ağırlığı ise yüzde 31.9 oranında.
- Almanya, sosyal yardımlara ve politikalara önem veren bir başka ülke. Almanya’da devlet, GSYH’sinin yüzde 37.1’i kadar vergi topluyor. Yüzde 45.4’ü kadar harcama yapıyor. Toplam harcamada, toplam sosyal politika harcamalarının payı yüzde 25.8 oranında.
- Türkiye ise devlet GSYH’sinin yüzde 25.0’i kadar vergi topluyor. Yüzde 34.9’u kadar harcama yapıyor. Sosyal politika ve sosyal yardım harcamalarının toplam harcamalardaki payı yüzde 12.5 oranında.
Görülüyor ki Türkiye GSYH’sine göre daha az vergi toplayabiliyor. Harcama bütçesi GSYH’ye göre küçük. Sosyal yardımlara ve sosyal harcamalara ayırılabilen imkânlar GSYH’ye göre çok.
Vergi artarsa...
Vaat etmek, seçim beyannamesine sıra sıra yazmak kolay. Zor olan bizim sosyal yardımlara ve politika harcamalarına daha fazla pay ayırabilmemiz için yapmamız gerekenledir:
- Önce vergi gelirlerimizi artırmak zorundayız. Şimdilerde GSYH’nin yüzde 25’i olan vergi gelirini en az yüzde 35’lere çıkarmamız gerekiyor.
- Vergi gelirindeki artışa bağlı olarak bütçenin harcama imkânları geliştiğinde, şimdilerde bütçeden sadece yüzde 12.5 pay ayırılan sosyal yadımların ve sosyal politika harcamalarının payını yükseltebiliriz. Yüzde 12.5’lerden yüzde 20‘lere çıkarabiliriz.
Açık anlatımla, sosyal yardımları ve sosyal politika harcamalarını artırma vaadinde bulunan siyasi partilerin, öncelikle, vergi reformunu gerçekleştirmeleri zorunluluğu var.
Vergi reformu önemli ama bu reforma dayalı olarak vergi toplayabilmek için ekonomi büyümesi gerekiyor. Ekonomi büyüyemiyorsa vergi reformu işe yaramaz. Büyüme hızlanacak ve istihdam artacak ki vergilenebilecek gelir yaratılsın.
Yük binmemeli
Vergi gelirleri artırılamaz, büyüme sınırlandırılamazsa, sosyal yardımlar ve sosyal politikaların faturası az sayıda üreten ve çalışanın üzerinde kalmaya devam eder.
Sosyal yardımlardan ve sosyal politika harcamalarından yararlanmaları beklenen insanların sağ cebine yardım olarak girecek paranın çok daha fazlası sol cepten tüketim vergisi ve fiyat artışı olarak çıkar, gider.
SGK’nın verilerine göre, 77 milyonluk ülkede 20 milyon 600 bin kişi çalışıyor. 11 milyon 100 bin emeklinin ve bunlara bağımlı 33 milyon 500 bin aile ferdinin ödemeleri bu çalışanların her ay yaptıkları ödemelerle gerçekleşebiliyor.
Sosyal yardımlar zorunludur. Ama sosyal politika ödemelerinin sınırın genişletilmesi, işgücüne katılmayı, üretime katılmayı, çalışmayı caydırabilir. Bu ise ülkenin büyümesini engeller. Özetle, sosyal politika ödemeleri “Vatandaş sen çalışmasan da olur... Devlet sana bakar” şeklinde bir yapıya dönüşmemelidir.