"Ben yaşamak istiyorum; Söyleyecek çok şeylerim var.İnsanlara ve Allah'a.Ben yaşamak istiyorum;Hayata doymadım henüz... Ü.Y.Oğuzcan"Yukarıdaki dizeler, söylem olarak değil ama 17 Ağustos'ta yaşamlarını yitirenlerin zihinlerinden geçen son düşüncelerdi belki de...Nazım Hikmet de "o anı" yazmıştı:"Bir gece yahut bir öğle sıcağında...Nasıl? Ve ne olacakÖlenin son duyduğu ses, son gördüğü renk?..."17 Ağustos 1999 depreminde yitirdiklerimizi, saygı ve rahmetle anıyoruz.Ya kalanlar?..Nazım Hikmet'in şöyle tanımladığı kalanlar:"HaberÇığlıklarla gelecek...Ve kalanı yalnız bırakıp gidecekler..."İşte "kalanların" halini görmek için deprem yörelerinde bu ilk günümüz. Toprak, taş, ağaç sanki derinlerden gelen şöyle fısıltıları yansıtıyor gibi: Darbe darbe üstüne 2 yıl önce, 17 Ağustos depreminde evini ve dükkanını kaybetmiş ve 17 yakınını... Zaman, acılarını azaltmamış ama yeni bir yaşam kurmaya çalışmış. FORD fabrikasına işçi olmuş. Son krizle bu kez de işini kaybetmiş. Özcan, 17 Ağustos depreminin vurduğu yörelerdeki insan manzaraları için bir simge. Önce deprem, sonra ekonomik kriz darbesi. Depremden hemen sonra da bu yöredeydim... Adı Özcan Alka... Mesleği marangozluk... Haftada 3 gün iş
Bu grup, - en büyüklerden biri hariç - en fazla d"viz tutan 7 büyük bankadan oluşuyor.D"viz kurlarında ani yükselmelerde saptadıkları havuz kadar satış yaparak, d"vizin ateşini düşürüyorlar. Ekonomik programın sağlıklı yürümesinde ellerini taşın altına koymuşlardır.Bir süredir bu uygulama sürüyordu.Ancak son iki günde Merkez Bankası ile hatlarda kopma nedeniyle, havuz vanaları - birkaç küçük hareket dışında - kapalı tutulmuştu.Dün Merkez Bankası Başkanı' na "dolar kanatlanırken seyirci kaldığı için rahatsızlıklarını" dile getirdiler. Dün, havuz bankaları temsilcileri Merkez Bankası Başkanı' yla g"rüştüler... Rahatlamak 1-) Merkez Bankası Başkanı, - "zetle - "bütün d"viz alım - satım işlemlerinin yakından izlendiğini... Hadiselere seyirci kalınmadığını... Bankaların kendi ekranlarında g"remediklerini, Merkez Bankası ekranlarının g"sterdiğini... Kuşku duyulmaması gerektiğini" s"yledi.Bunlar güzel s"ylemler, ama doların 6 saatte 100 bin TL değer artışı yapmasını ve Türkiye'nin b"ylece 6 saatte yüzde 5 yoksullaşmasını engelleyebilmiş değil.Çünkü... "g"rmek" ve "izlemek" yeterli değil, "eylem" de gerekiyor.Gene de bu güvence büsbütün boş değil.Gecikmeli bile olsa
<#comment>#comment>Dün, havuz bankaları temsilcileri Merkez Bankası Başkanı'yla görüştüler...
Bu grup, - en büyüklerden biri hariç - en fazla döviz tutan 7 büyük bankadan oluşuyor.
Döviz kurlarında ani yükselmelerde saptadıkları havuz kadar satış yaparak, dövizin ateşini düşürüyorlar.
Ekonomik programın sağlıklı yürümesinde ellerini taşın altına koymuşlardır.
Bir süredir bu uygulama sürüyordu.
Ancak son iki günde Merkez Bankası ile hatlarda kopma nedeniyle, havuz vanaları - birkaç küçük hareket dışında - kapalı tutulmuştu.
6 saatte değeri 100.000 TL tırmanmıştı.Bankalar, Merkez Bankası' nın müdahalesini boşuna beklediler.Sonunda... Kemal Derviş' e başvurarak grup halinde g"rüşme isteminde bulundular.Ve ne oldu dersiniz? Derviş' in "zel kaleminden bir bey, bankaların randevu dileğine "daha yeni g"rüştünüz. Ne konuşacaksınız?" cevabını verdi. Türkiye 6 saatte yüzde 5 yoksullaşırken, dolar 1 buçuk milyon tavanına vururken, bankaların y"neticileri ekonominin kaptanı olan bakanla g"rüşmeyecekler de ne zaman g"rüşecekler? Hala Derviş' in çok yakını bir ekonomi profes"rü aracılığıyla yaptıkları girişimden cevap bekliyorlar.Nihayet... Merkez Bankası Başkanı' ndan bir randevu sağlanabildi.Bugün, 8 büyük bankanın doruk adamları, Ankara' da Merkez Bankası Başkanı ve belki Derviş' le dramatik bir konuşma yapacaklar. Dolar gazlarken Merkez Bankası' nın pasifliğini sorgulayacaklar. Salı günü dolar çıldırmıştı. Bürokrat olmanın sorumluluğu Ekonominin ateşinin her yükselişinde aynı bahane...Peki... Siyasetçinin "tesinde, onların hiç mi yanlışı yok?Siyasetçilerin günahları büyük ama bürokratların kimileri de tüy dikiyorlar.İşte bir "rnek...Doların çıldırdığı ve bazı yabancı bankaların doları yukarı
<#comment>#comment>Salı günü dolar çıldırmıştı.
6 saatte değeri 100.000 TL tırmanmıştı.
Bankalar, Merkez Bankası'nın müdahalesini boşuna beklediler.
Sonunda... Kemal Derviş'e başvurarak grup halinde görüşme isteminde bulundular.
Ve ne oldu dersiniz?
Derviş'in özel kaleminden bir bey, bankaların randevu dileğine "daha yeni görüştünüz. Ne konuşacaksınız?" cevabını verdi.
Adı "AK." Bu hareket çok fazla karbonatlandı, şişirildi. Bu madalyonun bir yüzü...Diğer yüzüne gelince...Başta Erdoğan için olmak üzere, bu oluşuma karşı olumsuz "nyargılar dile getirildi.Ancak... Kamuoyunun sağduyusu, bu tür konfeksiyon dayatmaları kabul etmez.Yeni oluşumlara zaman kredisi açmak gibi bir siyaset geleneği vardır. AK Partisi' ni bu merceklerle g"rüyoruz. "Ak mı kara mı bekleyip g"rmek gerekir" diyoruz. Recep Tayyip Erdoğan ve kendilerine "yenilikçi" diyen arkadaşlarının partisi kuruldu. Yeni çerçeve 1- Kamuoyu araştırmaları, seçmenin büyük çoğunluğunun "HİÇBİR PARTİ" dediğini g"steriyor.Toplum yeni bir parti istiyor... Acaba toplumun "zlediği yeni parti, AK Parti mi? Türkiye insanı, bu sorunun cevabını vermek için doğum aşamasındaki diğer siyasi partileri de g"rmeyi bekleyecektir.™te yandan... "Ben yeniyim" demekle yeni olunmaz.Yeniliğin programla, ç"züm "nerileriyle, somut formüllerle ortaya konması gerekir.Dün kurulan bu parti, uygar bir hanım ve bir erkek sunucu tarafından birkaç satırın dile getirilmesiyle yeni bir program ortaya koymuş sayılmaz.Sadece vitrindir. Şu aşamadaki g"rüntülere gelince... Yelpaze Bunlar o yıllar için büyük
<#comment>#comment>Recep Tayyip Erdoğan ve kendilerine "yenilikçi" diyen arkadaşlarının partisi kuruldu.
Adı "AK."Bu hareket çok fazla karbonatlandı, şişirildi. Bu madalyonun bir yüzü...
Diğer yüzüne gelince...
Başta Erdoğan için olmak üzere, bu oluşuma karşı olumsuz önyargılar dile getirildi.
Ancak... Kamuoyunun sağduyusu, bu tür konfeksiyon dayatmaları kabul etmez.
Yeni oluşumlara zaman kredisi açmak gibi bir siyaset geleneği vardır.