Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Recep Tayyip Erdoğan ve kendilerine "yenilikçi" diyen arkadaşlarının partisi kuruldu.
Adı "AK."
Bu hareket çok fazla karbonatlandı, şişirildi. Bu madalyonun bir yüzü...
Diğer yüzüne gelince...
Başta Erdoğan için olmak üzere, bu oluşuma karşı olumsuz önyargılar dile getirildi.
Ancak... Kamuoyunun sağduyusu, bu tür konfeksiyon dayatmaları kabul etmez.
Yeni oluşumlara zaman kredisi açmak gibi bir siyaset geleneği vardır.
AK Partisi'ni bu merceklerle görüyoruz.
"Ak mı kara mı bekleyip görmek gerekir" diyoruz.

Şu aşamadaki görüntülere gelince...
1- Kamuoyu araştırmaları, seçmenin büyük çoğunluğunun "HİÇBİR PARTİ" dediğini gösteriyor.
Toplum yeni bir parti istiyor... Acaba toplumun özlediği yeni parti, AK Parti mi?
Türkiye insanı, bu sorunun cevabını vermek için doğum aşamasındaki diğer siyasi partileri de görmeyi bekleyecektir.
Öte yandan... "Ben yeniyim" demekle yeni olunmaz.
Yeniliğin programla, çözüm önerileriyle, somut formüllerle ortaya konması gerekir.
Dün kurulan bu parti, uygar bir hanım ve bir erkek sunucu tarafından birkaç satırın dile getirilmesiyle yeni bir program ortaya koymuş sayılmaz.
Sadece vitrindir.

2- Özal "Boğaz köprüsünü satarak KDV'yi getirerek kaynak sağlayacağını... TL değerini ve karşılığını serbest bırakacağını (konvertible) yapacağını... İthal ikamesi yerine ihracata dönük sanayiye geçiş yaptıracağını... MİT'in yönetimini sivilleştireceğini" vs söylüyordu.
Bunlar o yıllar için büyük yeniliklerdi. Somut program başlıklarıydı.
AK Parti, "Atatürk'ün yolunda olduğunu, laisizmi savunduğunu, AB üyeliğini hedeflediğini" söylüyor.
Tıpkı diğer partiler gibi... Burada bir yenilik yok.
Hatta FP'nin yerine kurulan SP de aynı ilkeleri açıklamadı mı?
Bu ilkeler, olsa olsa 20 yıl önceki Erbakan'ın "İslam Ortak Pazarı, İslam Natosu" gibi söylemlerine oranla yeni sayılır.
Atatürk'ü ve laisizmi es geçmesine karşı bir farklılıktır.
Ama... Türkiye'nin yenilik özlemi "sadece Erbakan'dan farklılık" değildir ki...
3- Kurucular arasında eski bir aktör, eski bir diplomat ve TÜSİAD üyesi birkaç işadamı gibi yeni yüzler var.
Ama... Beklenen, Türkiye'yi bütünüyle kucaklayan geniş bir yelpazeydi.
Ayrıca... Bugün 50'den fazlası eski FP'li olan milletvekilleri, bu partiye kayıtlarını yaptırmak üzere Meclis Başkanlığı'na dilekçe verecekler.
Böylece yeni partinin de FP genlerini taşıdığı söylenmeyecek mi?

4- Bu durumda AK Parti, Saadet Partisi'yle kent varoşlarında birbirine rakip yanyana iki bakkal dükkanından biri mi olur?... Yoksa metropolde süpermarket iddiasını sürdürebilir mi?
Kendini sorgulamalı.
5- AK Parti köklerinden çok koparsa, sistemin diğer partilerinden farkı kalmaz.
Buna karşılık... Erbakan'ın tapulu arazisine çok girerse, bu kez de adında bile yer almayan "yenilik" iddiasını yitirir.
Kimliğini ve siyaset parselini iyi tanımlamalı.
6- "AK", acaba şeffaflığı mı simgeliyor?
O zaman da Erdoğan'ın sorulara yanıt vermesi gerekmez miydi?
Erdoğan, Mevlana'dan bir dize okudu.
"Şimdi yeni şeyler söylemek zamanı" dedi.
Biz de Mevlana'dan bir başka dizeyi dile getirelim.
"Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün..."
Kamuoyundaki soru işaretlerine açık ve net cevaplar bunun gereğidir.
7- Önyargılı değiliz.
İhtiyat notu olan bir kredinin bu yeni siyasal oluşuma da açılması gerekir.
8- Siyasi islam içinde filiz veren dalların güneşe yönelircesine demokrasiye yönelmelerini gene de olumlu buluyoruz.
Eylemlerini ise gözleyeceğiz.
Güneşe yolculuk mu?..
Keşke...