Dün, havuz bankaları temsilcileri Merkez Bankası Başkanı'yla görüştüler...
Bu grup, - en büyüklerden biri hariç - en fazla döviz tutan 7 büyük bankadan oluşuyor.
Döviz kurlarında ani yükselmelerde saptadıkları havuz kadar satış yaparak, dövizin ateşini düşürüyorlar.
Ekonomik programın sağlıklı yürümesinde ellerini taşın altına koymuşlardır.
Bir süredir bu uygulama sürüyordu.
Ancak son iki günde Merkez Bankası ile hatlarda kopma nedeniyle, havuz vanaları - birkaç küçük hareket dışında - kapalı tutulmuştu.
Dün Merkez Bankası Başkanı'na "dolar kanatlanırken seyirci kaldığı için rahatsızlıklarını" dile getirdiler.
Ama... "Merkez Bankası'ndan aldıkları 3 izlenimle - nispeten - rahatladılar" denebilir.
1-) Merkez Bankası Başkanı, - özetle - "bütün döviz alım - satım işlemlerinin yakından izlendiğini... Hadiselere seyirci kalınmadığını... Bankaların kendi ekranlarında göremediklerini, Merkez Bankası ekranlarının gösterdiğini... Kuşku duyulmaması gerektiğini" söyledi.
Bunlar güzel söylemler, ama doların 6 saatte 100 bin TL değer artışı yapmasını ve Türkiye'nin böylece 6 saatte yüzde 5 yoksullaşmasını engelleyebilmiş değil.
Çünkü... "görmek" ve "izlemek" yeterli değil, "eylem" de gerekiyor.
Gene de bu güvence büsbütün boş değil.
Gecikmeli bile olsa bir müdahale yapılacağını bilmek, paniği önler.
2-) Merkez Bankası, IMF ile yapılan anlaşmanın katı kuralları arasına sıkışmış durumda.
Net Döviz Rezervi (NUR) kadar döviz satışı yapabiliyor.
Bunu da, önceden ilan edilen tarihlerde ve miktarlarda döviz satış ihaleleriyle gerçekleştiriyor.
Ancak... İki ihale arasında kalan sürede dövizin ateşi yükseldiği zaman, - simgesel ekran ve telefon satış müdahalelerinin dışında - seyirci kalmaya adeta eli mahkum.
Sanıyoruz, bundan böyle döviz satış ihale tarihleri ve miktarları çok önceden bir takvim halinde açıklanmayacak... Döviz kurlarında ani ve yüksek sıçramalar olduğunda, gene IMF ile anlaşma sınırlarında kalarak günlük satış ihaleleri düzenleyecek, piyasaya girecek.
Bu daha akıllıca...
3-) Pazartesi, Salı ve Çarşamba günü, dövize endeksli hazine bonoları halka açık olarak satışa çıkarılacak.
Bu satışlarda faiz, neredeyse ayda net yüzde 1.
Böyle bir faizin diğer bankalarda bulunması mümkün değil.
O nedenle... Büyük ilgi görmesi ve 1 milyar dolar dolaylarında satış yapılması beklenmekte.
Böylece... Hem Hazine borçlarını uzun vadeye yaymakta bir adım daha atılmış, hem de TL sıkıntısı bir ölçüde giderilmiş olabilecek.
Bütün bu etkilerle, dün dolar düşüşe geçmişti.
Keşke... Ankara her zaman refleks verse, duyarlı olsa.
Ayrıca... Dün yabancı bankaların da sessiz kaldıklarını, küçük miktarda alımlarla "dövizi yukarı çekmeyi sürdürmediklerini" belirtmeliyim.
Tepki aldıklarını sezmiş olabilirler.
Türkiye bankalarında 39 milyar dolar karşılığı döviz var.
16 milyar da Merkez Bankası'nda teminat mektubu karşılığı döviz... Toplam 55 milyar dolar.
Böylesine bir potansiyele sahip olan Türkiye, 30 milyon dolarlık döviz alımıyla sarsılmaz.
Yeter ki... Siyaset güvenilir olsun... Ekonomide koordinasyon sağlansın... Bürokrasi, reflekslerinde gecikmesin... Türkiye'nin kendine özgü koşulları IMF'ye anlatılsın.
Daha önceki yanlışlıklar ve hatalarla dolu bozuk sicil yüzünden bürokratlarımız, kendilerini IMF karşısında "sabıkalı" hissetmesin... "Suçluluk kompleksi" ile teslimiyetçi olmasın.
.........
NOT: 1999 depremlerinde yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, ailelerine baş sağlığı, yaralı yurttaşlarımıza da tekrar acil şifalar diliyorum. Bugün birlikte olacağız.