"Bu son kongre olabilir. Belki de son g"revimizi yapmaya geldik. Çünkü bundan sonraki kongre 3 yıl sonra... O arada genel seçim var. Anavatan barajı aşamazsa ve Meclis dışında kalırsa, yok olur."Anavatan, 18 yıllık bir parti... Bu 18 yılın 13 yılını iktidarda geçirmiş... 8 yılı tek başına, 5 yılı koalisyon ortağı olarak... Türk demokrasi tarihinin iktidarda en fazla kalan partisi...Bu partinin harcında "iktidar olmak" var... Muhalefete alışkın değil.Hele yüzde 10 barajının altına düşerse, dağılabilir... Yazık olur.Çünkü... Anavatan, bir dizi moralite eksilerine karşın, Türkiye' de yenileşmenin, değişimin, küreselleşmenin, siyasette ve ekonomide liberalizmin simgesi olmuştur.Dünkü Anavatan Kongresi g"rüntüleri de bunu doğruluyordu.Herşey düzenliydi... Salon, ada eşekleri gibi süslenmemişti. Tribünlerde pankart bile asılmıyordu. Sigara içme yasağı vardı. Delegeler kendi masalarına düzenli oturtulmuşlardı. Tribünler doluydu ama bütün konuklar için yerler ayrılmıştı... Genç g"revliler konuklar geldikçe onlar için oturdukları koltuklardan kalkıyor ve yer g"steriyorlardı. Havalandırma iyi çalışıyordu. Mesut Yılmaz' ın karşısında, genel başkan adayları arasında en
<#comment>#comment>Anavatan'da bakanlık yapmış, deneyimli bir siyasetçi... Acı konuşuyor:
"Bu son kongre olabilir. Belki de son görevimizi yapmaya geldik. Çünkü bundan sonraki kongre 3 yıl sonra... O arada genel seçim var. Anavatan barajı aşamazsa ve Meclis dışında kalırsa, yok olur."Anavatan, 18 yıllık bir parti... Bu 18 yılın 13 yılını iktidarda geçirmiş... 8 yılı tek başına, 5 yılı koalisyon ortağı olarak...
Türk demokrasi tarihinin iktidarda en fazla kalan partisi...
Bu partinin harcında "iktidar olmak" var... Muhalefete alışkın değil.
Hele yüzde 10 barajının altına düşerse, dağılabilir... Yazık olur.
Çünkü... Anavatan, bir dizi moralite eksilerine karşın, Türkiye'de yenileşmenin, değişimin, küreselleşmenin, siyasette ve ekonomide liberalizmin simgesi olmuştur.
32 metre uzunluğunda, 2,5 metre genişliğinde... 13 çifte kürek... Arkada yeke (dümen) tutan hamlacı ve kürekçiler, tarihi giysileri içinde.Hani Barboros Müzesi' nde sergilenen ve padişahlara ve sultanlara hizmet veren saltanat kayıklarının eşi. İstanbul' a gelen turistler için Küçüksu Kasrı' na, Beylerbeyi Sarayı' na, Dolmabahçe' ye, Topkapı' ya, Haliç' e bu saltanat kayıklarında geziler düzenlenecek.Mehtap sefası yapacaklar.Projenin tutarı 5 milyon dolar... Sahibi, Merik Kültür ve Sanat Vakfı... TšTAV ise uygulayacak. Geliri, vakfın kültür ve sanat hizmetlerine kaynak oluşturacak. İstanbul' da pırıl pırıl, tarihi 144 saltanat kayığı. Çok y"nlü insan Sivas, Kangal' ın Manas k"yünden, İTš' den mezun Yüksek İnşaat Mühendisi... Suudi Arabistan' da Mekke tünellerini yapan firmanın sahibi... Ardından Kuveyt' te dünyanın en büyük elektrik projelerinden birini gerçekleştiriyor.Proje inşaatında 5 bin kişilik "çalışanlar geçici sitesini" kuruyor.Bir sabah kalktığında Saddam'ın Kuveyt'e saldıran güçlerini karşısında buluyor.İşçileriyle birlikte onu alıp g"türüyorlar. Irak' ın çeşitli askeri tesislerinde Amerika' nın ve müttefiklerin hava saldırılarına karşı canlı
<#comment>#comment>İstanbul'da pırıl pırıl, tarihi 144 saltanat kayığı.
32 metre uzunluğunda, 2,5 metre genişliğinde...
13 çifte kürek... Arkada yeke (dümen) tutan hamlacı ve kürekçiler, tarihi giysileri içinde.
Hani Barboros Müzesi'nde sergilenen ve padişahlara ve sultanlara hizmet veren saltanat kayıklarının eşi.
İstanbul'a gelen turistler için Küçüksu Kasrı'na, Beylerbeyi Sarayı'na, Dolmabahçe'ye, Topkapı'ya, Haliç'e bu saltanat kayıklarında geziler düzenlenecek.
Mehtap sefası yapacaklar.
<#comment>#comment>IMF, Dünya Bankası ve benzer uluslararası kuruluşlar için "dünyanın birinci sınıf üniversitelerinden ikinci sınıf mezunların çalıştıkları yerler" denir.
Tabii hepsi değil... Bizden Derviş, Karaosmanoğlu, Saraçoğlu gibi deneyimli üst düzeydekiler... Pırıltılı gençler var. Başka uluslardan da... Ama genelde bu saptama doğrudur.
Ve acı olan, bu kurumlardan ne yazık ki dünyaya "nizamat" verilmesidir... Ekonomisi hastalanan uluslara ilaç reçeteleri yazılmasıdır.
Önerdikleri tedavi de ikinci sınıf olmak riskini taşır.
Ama... Başka IMF, başka Dünya bankası yok.
Başka kadrolar, başka reçeteler de olmadığı için riskli reçetelerin uygulanması, bir bakıma zorunluğa düşenler için tek yoldur.
"Son krizde fabrika sahibi bazı işçilere çıkış veriyor. G"revde kalanlar, işverene 'bizim de işimize son verin' diyorlar... Nedeni sorulduğunda 'zaten çalışırken aylığımız yetmemekte. Bakkala, kasaba, manava, heryere borçluyuz. Artık nefes alamıyoruz. Kıdem tazminatıyla borçlarımızı kapatırız. Kalanıyla birkaç ay kıt kanaat geçiniriz. Sonra... Ekonomi düzelirse Allah büyük... Belki başka iş buluruz' diyorlar.Gerçekten borç gırtlakta olduğu için bu istekte bulunanların yanı sıra, bazıları, ileride fabrika batarsa kıdem tazminatını hiç alamamak tehlikesine karşı işsiz kalmak pahasına çıkışını ve tazminatını istiyor." Gene "Ege'de işlerine son verilen 400 bin çalışandan, bir b"lümünün kenti terkederek sayfiye y"relerinde çadırlara geçtiğini, orada ucuz meyve - sebzeyle durumu idare ettiklerini, asıl sosyal problemin yaz sonu onların yeniden kentlere aktığı zaman g"rüleceğini" yazmıştım.Yukarıdaki g"zlemleri, diğer büyük sanayi kentleri için de yaygınlaştırabiliriz. Kemal Derviş' in dün açıkladığı "reel sekt"re destek projesi", bu bakımdan "nemlidir.Büyük finans bunalımı içinde olan "üreten kesim" hayata d"ndürülmezse, sorun çok büyür... Kriz, finansal olarak başlamıştı...
<#comment>#comment>İzmir'de Ege'nin nabzını tutarken, bir oda başkanı anlatıyor:
"Son krizde fabrika sahibi bazı işçilere çıkış veriyor. Görevde kalanlar, işverene 'bizim de işimize son verin' diyorlar... Nedeni sorulduğunda 'zaten çalışırken aylığımız yetmemekte. Bakkala, kasaba, manava, heryere borçluyuz. Artık nefes alamıyoruz. Kıdem tazminatıyla borçlarımızı kapatırız. Kalanıyla birkaç ay kıt kanaat geçiniriz. Sonra... Ekonomi düzelirse Allah büyük... Belki başka iş buluruz' diyorlar.Gerçekten borç gırtlakta olduğu için bu istekte bulunanların yanı sıra, bazıları, ileride fabrika batarsa kıdem tazminatını hiç alamamak tehlikesine karşı işsiz kalmak pahasına çıkışını ve tazminatını istiyor."Gene "Ege'de işlerine son verilen 400 bin çalışandan, bir bölümünün kenti terkederek sayfiye yörelerinde çadırlara geçtiğini, orada ucuz meyve - sebzeyle durumu idare ettiklerini, asıl sosyal problemin yaz sonu onların yeniden kentlere aktığı zaman görüleceğini" yazmıştım.
Yukarıdaki gözlemleri, diğer büyük sanayi kentleri için de yaygınlaştırabiliriz.
Kemal Derviş'in dün açıkladığı "reel sektöre destek projesi", bu bakımdan önemlidir.
Büyük finans
G"rünürdeki amaç... Elbette "TL'ye itibar kazandırmak... Dolarize olan toplumda TL'ye d"nüşü başlatmak... " Peki... Başka ve daha derin nedenler de var mı?Galiba evet... Hazine' nin bankalara olan kısa vadeli devlet kağıdı borçları, takas işlemiyle zamana yayıldı. Hazine, borç "demede rahatladı.Ama... Ya bankaların nakit durumu?Takastan sonra bankalar, Hazine' den alacaklarını 3 - 5 yıla yaymışlardır ama, ortalama 3 aylık vadeye dayalı kasa mevcuduyla nasıl dayanacaklar?İşte duyarlı konu... Hedef "mevduatları da 3 aydan daha uzun vadelere yaymak." Hatta... "Asıl neden budur" denebilir. Merkez Bankası' ndaki banka mevduat karşılıklarına da artık faiz "denmeye başlanacak olması, gene bankaların fonlanması gereğidir. Banka mevduatlarından kesilen stopaj vergi oranları neden vadelere endekslendi? Sağduyu Teori olarak mümkün denebilir...Fakat... Bankaların "sağduyu" g"stermeleri ve Türkiye'nin bıçak sırtında yürüdüğünün bilincinde olmaları koşuluyla.Yoksa... Ya müşterilerle gizli anlaşmalar yaparak, stopaj vergisinin arttığı oranda faizleri de yukarı çekerlerse?Müşterinin o zaman bir zararı olmayacaktır. Gene gecelik repoda ya da kısa vadede kalır... Aynı net getiriyi