Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Salı günü dolar çıldırmıştı.
6 saatte değeri 100.000 TL tırmanmıştı.
Bankalar, Merkez Bankası'nın müdahalesini boşuna beklediler.
Sonunda... Kemal Derviş'e başvurarak grup halinde görüşme isteminde bulundular.
Ve ne oldu dersiniz?
Derviş'in özel kaleminden bir bey, bankaların randevu dileğine "daha yeni görüştünüz. Ne konuşacaksınız?" cevabını verdi.
Türkiye 6 saatte yüzde 5 yoksullaşırken, dolar 1 buçuk milyon tavanına vururken, bankaların yöneticileri ekonominin kaptanı olan bakanla görüşmeyecekler de ne zaman görüşecekler?
Hala Derviş'in çok yakını bir ekonomi profesörü aracılığıyla yaptıkları girişimden cevap bekliyorlar.
Nihayet... Merkez Bankası Başkanı'ndan bir randevu sağlanabildi.
Bugün, 8 büyük bankanın doruk adamları, Ankara'da Merkez Bankası Başkanı ve belki Derviş'le dramatik bir konuşma yapacaklar.
Dolar gazlarken Merkez Bankası'nın pasifliğini sorgulayacaklar.

Ekonomi bürokratları "efendim... Siyasete güven yok" demeyi adet edindiler.
Ekonominin ateşinin her yükselişinde aynı bahane...
Peki... Siyasetçinin ötesinde, onların hiç mi yanlışı yok?
Siyasetçilerin günahları büyük ama bürokratların kimileri de tüy dikiyorlar.
İşte bir örnek...
Doların çıldırdığı ve bazı yabancı bankaların doları yukarı çekerek tahrik ettiği önceki gün bütün alım işlemlerinin toplamı sadece 30 milyon dolardı.
Türkiye'
de döviz rezervleri en üst düzeyde. Neredeyse kasalarından döviz fışkırıyor, ama 30 milyon dolar döviz işleminin sığ sularında Türkiye, 6 saatte yüzde 5 fakirleşiyor.
Merkez Bankası, 30 milyon doları nefes alıp verircesine birkaç saniyede karşılardı.
Ama yapmıyor.
Neden?
"IMF ile yapılan anlaşmaya göre, Merkez Bankası NUR (Net Ulusal Rezerv) kadar piyasaya döviz satabilirmiş, bunu aşamazmış... Bu sınırlar içinde döviz satış ihale tarihleri ve miktarları önceden ilan edilmişmiş. Daha önceki bir tarihte ve daha fazla döviz satamazmış."
Alıcı olduğunu ilan eden bazı yabancı bankalar, Merkez Bankası'nın telefonla veya ekrandan kimlik belirtmeksizin satışlarla piyasaya anında müdahalesi için belli bir oranda ihtiyat payı neden ayrılmamış?
Sat dövizi, vur vurguncunun kafasına... Yak elini... Bir daha spekülasyon yapamasın.
Dahası... Salı günü IMF gerekçesiyle Merkez Bankası piyasaya giremedi diyelim... Ama Çarşamba günü girdi.
Küçük bir satış yaparak doları 1.500.000 TL'nin altına çekebildi.
Sadece bir gün sonra IMF anlaşmasını nasıl aştı?
Salı günü akıllar nerdeydi?
Merkez Bankası özerktir, ama ekonomi bir bütündür.
"Koordinasyon" gereğini, neredeyse hükümetten istifa noktasına kadar getirerek dayatan Kemal Derviş devreye neden girmiyor?

Merkez Bankası'nın birgün önce yapmadığını dün bazı büyük bankalar da yaptı... Satışa geçtiler.
Özellikle yabancı bankaların küçük alımlarla doların fiyatını yukarılara çeken spekülatif davranışlarını Merkez Bankası'nın simgesel satışıyla birlikte engeleyebildiler. Akşam bir "oh" çekildi.
Türkiye, şimdi 6 saatte yüzde 5 yoksullaşmayı bile öpüp başına koyuyor.
Yazık.
IMF'ye bu zorunlu alımları anlatmak ve anlaşmanın çok katı kurallarında bazı esnemeleri kabul ettirmek çok mu zor?
Zaten IMF de "yüzde 1 gibi küçük artışlarda dalgalanmaya müdahale etmeyin, ama yüzde 3 - 5 artış oldu mu Merkez Bankası satışlarla devreye girmeli" mesajını vermemiş miydi?
Tutun ki öyle değil...
Türkiye'den birileri bu coğrafyadaki özelliklerini iyice anlatamaz mı?
Esneklikleri kabul ettiremez mi?
Neden anlatılmıyor ve Türkiye ekonosine dar deli gömleği giydiriliyor?
Belki de bizimkiler, IMF'ye daha önceki sicil bozuklukları nedeniyle psikolojik teslimiyet durumundalar.